Abdullah Yıldız’ın konuyla ilgili bugünkü Yeni Akit’te (1 Ağustos 2017) yayınlanan “Mehmet Görmez’in 33 Unutulmazı” başlıklı yazısı şöyle:

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez, yedi yıllık Başkanlık görev(“emanet”)ini devrediyor. Namaz Gönüllüleri Platformu olarak, Sayın Başkanımıza, bize verdiği çok kıymetli destekten dolayı müteşekkiriz. Haber medyaya düşünce, “Görmez’in Üç Unutulmazı”nı sosyal medyada paylaşmıştım ki; takipçi kardeşlerimden yağmur gibi katkı geldi ve Hocam’ın “unutulmaz”ları 3’ten 33’e çıktı…

Mehmet Görmez’in 3 Unutulmazı şunlardı:

Mescid-i Aksa’da irad ettiği Arapça hutbe.

Sultanahmet’te beş senedir okuduğu Bayram hutbeleri.

15 Temmuz 2016 gecesi tüm cami minarelerinden okuttuğu salâlar.

Okuyucularımın Eklediği Diğer Unutulmazlarına gelince:

Her hacda Arafat’ta irad ettiği hutbeler.

Son yıllarda Cuma hutbelerine çekidüzen vermesi.

Ayasofya’da Kur’ân ve ezan okutması.

Ümmet coğrafyasını (“Gönül coğrafyamızı”) diyar diyar dolaşması.

Dünya İslâm âlimlerini (Asya, Afrika, Balkanlar… Şii-Sünni vs.) bir araya getirmesi.

Diyanet Teşkilatı’nın itibarını ülke içinde ve ülke dışında ciddi anlamda yükseltmesi.

“Din Görevlisi” yerine “Din Gönüllüsü” kavramını kullanarak kurumu motive etmesi.

İslâm’ın imajını zedeleme amaçlı (İslamofobi vb.) algı operasyonlarına karşı mücadele etmesi.

“Hadislerle İslâm” isimli hadis derlemesini kendi riyasetinde hazırlatarak yayınlatması.

“Haseki” örnekliği ile başlamış olan Medrese projesini yaygın ve verimli hale getirmesi.

İfrat ve tefritlerden uzak, dengeli bir İslâm anlayışını dengeli bir duruşla temsil etmesi.

Farklı İslâmî anlayışlara, gruplara, kurum ve kuruluşlara eşit mesafede yaklaşması.

“Ehli Sünnet”i bir “mezhep” değil, tüm Müslümanları kuşatan “ana yol” olarak tanımlaması.

Camilerin sadece namaz vakitlerinde değil, 24 saat açık olması için çalışma başlatması.

“Namaz Diriliştir”, “Namaz Arınmadır”, “Namaz Aşktır” afişleri hazırlatması.

Namaza başlarken, Efendimizin (s.a); “Kalplerinizi Allah’a yöneltiniz!” talimatını hatırlatması.

“Haydi Çocuklar Camiye” ve “Haydi Gençler Camiye” kampanyalarını başlatması.

İnsanlara, özellikle de çocuklara ve gençlere şefkatle ve sevgi ile yaklaşması.

Kadınların Asr-ı Saadette olduğu gibi camilere gelmelerini teşvik etmesi.

“Kutlu Doğum Haftası”nın tematik, sistematik, yaygın ve etkin kutlanmasına öncülük etmesi.

Kur’ân-ı Kerim’in hıfzına çok önem vermesi ve hafız din gönüllülerinin değerini artırması.

Kur’ân Kurslarını reorganize ederek, 4-6 yaş grubuna da hitap edecek şekilde düzenletmesi.

Diyanet TV’nin, Diyanet Radyo’nunve Kur’ân Radyo’nun halkın hizmetine sunulması.

Kur’ân-ı Kerim’in,kıraat yarışmalarında beste malzemesi olmaması gerektiğini söylemesi.

Peygamberimiz (s.a) yaşasaydı, sakal-ı şerif ziyaretine izin vermezdi görüşünü açıklaması.

FETÖ’ye karşı ilmi mücadeleye ek olarak, 1 yıl içinde kapsamlı bir FETÖ Raporu hazırlatması.

İlmi, irfanı, hikmet yüklü sözleri; zarafeti, tevazuu ve vakur duruşu ile kalplere dokunması.

Basireti, feraseti, cesareti; kıraati, hitabeti ve kitabeti ile insanların yüreklerini fethetmesi.

Liyakati, ehliyeti ve karizması ile “gelmiş-geçmiş en iyi, en donanımlı başkan” dedirtmesi.

Nihayet: “Emanet” olarak gördüğü Başkanlık makamına asaletle geldiği gibi asaletle gitmesi.

Bir insan olarak Sayın Mehmet Görmez hocamızın da mutlaka hata ve kusurları olmuştur. Ancak insanımızın onu hep böyle iyi, güzel ve olumlu yönleriyle anması elbette büyük bir bahtiyarlıktır.

Okuyucularımın katkıları ile sembolik olarak sıraladığım 33 maddeye ek olarak şunları da söylemeyi, İslâm’ın bize öğrettiği vefa ve kadirşinaslık ilkesinin bir gereği sayıyorum:

Geride “hoş bir sadâ” bıraktınız sevgili hocam!...

Gönüllerimizde ve dualarımızdasınız…