Medyadaki ahlaksızlığın somut örneği!
Medyadaki ahlaksızlığa bakar mısınız? Önümüzde iki olay var.
İkisi de yanlış, ikisi de sonuçları itibari ile kabul edilemeyecek olaylar..
Birisinde 37 insan ölmüş. Diğerinde ise 33 insan.
İnsan olan, bu olaylar arasında ayrım gözetir mi?
Vicdanı olan, bu olaylardan birisine birinci sayfadan yer ayırırken, diğerini, adını bile anmadan geçebilir mi?
Bir gram ahlakı olan, bunlardan birisini ısrarla gündeme getirirken, diğerini hiç duymamış gibi görmezlikten gelebilir mi?
İnsan olan, böyle bir çelişki içine düşmez. Vicdanı olan, bu çifte standarda imza atmaz.
Ahlakı olan, böyle rezilce bir tutarsızlık içine düşmez..
Ama olay gözümüzün önünde.
16 yıldır aynı tezgahı işletiyorlar.
Tek bir yıl olsun, bu sergiledikleri tavrı değiştirmediler.
Bir yıl bile, “Bu sefer objektif olalım. Olaylara ideolojik yaklaşmayalım. Tutarlı olalım. Çelişkiye düşmeyelim” demediler.
2 Temmuz’da Sivas olaylarını hep manşetten, en kötü ihtimalle birinci sayfa haberi olarak verdiler.
Hem andılar.. Hem dramatize ettiler.. Hem de mütedeyyin camiaya saldırı için bir bahane olarak gördüler..
Ama 2 Temmuz’un üç gün sonrasında yaşanan Başbağlar katliamını ise, hep görmezden geldiler. Ne manşetten verdiler, ne de birinci sayfadan!.. Bazı yıllar gazetelerinin iç sayfalarında, bir köşede haberini bulabiliyordunuz ama, bu yıl olduğu gibi, tek sütunluk haberini göremediğiniz yıllar da oldu..
Sivas’ta ölenler de insan idi.. Başbağlar’da ölenler de..
Sivas’ta ölenler de can taşıyordu.. Başbağlar’da ölenler de..
Sivas’ta ölenlerin de sevenleri vardı.. Başbağlar’da ölenlerin de..
Peki niye ayrım yapılıyor? Niye Sivas’ta ölenler için farklı bir bakış açısı sergileniyor?
Neden orada, otel içinde kurşun ile öldürülmüş olan otel görevlisi bile, “yakılarak öldürülen aydın” diye takdim ediliyor da, Başbağlar’da ölenlerin hiçbirisi için, tek bir haber yapılmıyor?
Sivas’ta ölenler, birinci sınıf insanlardı da, Başbağlar’da ölenler, ikinci sınıf insanlar mıydı? Medya, olaylara bu denli tarafgir bakabilir mi?
Medya; benzer olaylardan birisini, belki de gerektiğinden fazla önemseyerek sunup, diğerini unutturmaya nasıl çalışabilir?
Bu tavır, medyanın ahlaki ilkelerden nasibini alamadığının da delili değil mi?
Bakın; ön ismi, bir peygamber ismi olan (belki de onun için o ismi pek kullanmayan) Danyal Oral Çalışlar bey, çifte standartları eleştireceğine, nasıl üste çıkmaya çalışıyor!.
Evet, Oral bey, kendisinin de içinde bulunduğu medyanın sergilediği ahlaksızlığı, bakın saldırganlıkla nasıl örtmeye çalışıyor!..
Radikal’de yazıyor Oral bey: “Burada da mantıksal/algısal bir problem söz konusu: Başbağlar katliamı alçakça işlenmiş bir cinayetti. Ani bir baskındı. Sivas’taki katliam, toplumun gözü önünde, 12 saat süren ve devlet güçlerinin seyirci kaldığı, onlarca aydının göz göre göre ateşe atıldığı bir tertipti.”
İlla Sivas olayını öne çıkarıp, Başbağlar’ı unutturacaklar ya. En dürüst görüneni bile, böyle bir mazeret üretiyor işte..
Oysa kriter; “ani baskın” olup olmaması ise, Sivas’a da “ani bir baskındı” diyebilirsiniz. Halkın gösterisi, saatlerce sürmüştü. Ama gösterilerde tek bir kişinin, kılına bile zarar gelmemişti. Ne zaman ki akşam saatlerinde, otel önüne o “derin el”ler bulaştı ve otel önündeki aracı yaktı.. İşte o zaman “ani baskın” gerçekleşti..
Yoksa, Sivas’ta yaşanan ölümler, saatlerce süren olaylardaki, birer ikişer ölümler değildi.. Otel önündeki yangınla başlayan ve biten ölümler söz konusuydu..
“Birisi yaşanırken güvenlik görevlileri olay yerinde idi, diğerinde ise güvenlik görevlilerinin olay mahallinde olmadığı açık” itirazına da cevabımız hazır..
Güvenlik görevlileri orada ise, daha iyi ya.. Güvenlik görevlilerinin olay yerinde olduğu bir hadise için, siz ne diye mütedeyyin insanları suçluyorsunuz? Güvenlik görevlilerinin amirlerini, garnizon komutanını, emniyet müdürünü, dönemin hükümetini, dönemin cumhurbaşkanını suçlasanız ya..
Yok, onlar bu sorumluları değil, mütedeyyin insanları karalayacaklar!
Çünkü öyle kurgulanmışlar. Çünkü olayları ateşleyenler de, mütedeyyin insanlar suçlansın diye harekete geçmişler zaten..
Görüyorsunuz işte, medyanın hali, bu! İstediği olayı, gözünüzün içine içine sokuyor. İstemediği olayı da, hiç hatırlamıyor bile.. 16 yıldır aynı bakış açısı.. Hiç teklemeden tekrarlanıp gidiyor!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT