1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Medya çadırının bombalanmasının tanığı: 'Mansur'u kurtarmak için her şeyi yaptık'
Medya çadırının bombalanmasının tanığı: 'Mansur'u kurtarmak için her şeyi yaptık'

Medya çadırının bombalanmasının tanığı: 'Mansur'u kurtarmak için her şeyi yaptık'

​​​​​​​MEE yazarı Ahmed Aziz hedef alınan çadırın yanındaydı. Alevler içerideki gazetecileri sararken yaşanan kaos ve karmaşa sahnesini anlatıyor.

09 Nisan 2025 Çarşamba 21:19A+A-

Ahmed Aziz’in Middle East Eye’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.

 

Editörün notu: İsrail'in bir gazeteci çadırına saldırdığı sırada Han Yunus'ta bulunan Filistinli gazeteci ve MEE habercisi Ahmed Aziz'in aşağıdaki kişisel anlatımı Lubna Masarwa'ya aktarılmıştır. Kısa ve anlaşılır olması için düzenlenmiştir.

Gece yarısı çadırlardan birine saldırı olduğunda biz de çadırlardaydık. İçeride gazeteciler Hassan Islayeh ve Ahmed Mansour vardı; Mansour “Palestine Today'de” editör olarak gece vardiyasında çalışıyordu.

Gazeteci Hilmi el-Fakavi ise o sırada uyuyordu. Fakavi “Palestine Today” için sosyal medya işlerini yürütüyordu. O anda İslayeh'in telefonuna doğrudan bir bomba isabet etti.

Islayeh dışarı çıktı ama yüzüne şarapnel parçaları isabet etti ve sağ elinin parmakları koptu. Aynı anda şarapnel parçaları Fakavi'nin göğsüne, karnına ve yüzüne isabet etti.

Bu durum karşısında çadırdaki yanıcı muşamba ve sünger malzemenin şiddetlendirdiği yoğun yangını söndürmeye çalıştık.

Önümüzdeki Russia Today'e (RT) ait çadıra bir şarapnel parçası daha isabet etti. Bir gaz tüpüne isabet etmişti. Tüp boş olmasına rağmen içinde kalan gaz sisli bir atmosfer oluşmasına sebep oldu.

Sis nedeniyle insanları uyandırmaya ve kontrol etmeye çalıştık. Meslektaşımız Ehab el-Burdayne'nin başının arkasına şarapnel isabet etti ve şarapnel sağ gözünün yanından çıktı. Kendisi Russia Today için fotoğrafçı olarak çalışıyordu.

Gazetecilerin kaldığı yerde uyuyan Yusuf el-Hazindar da oradaydı. Aralarında Abdullah el-Attar'ın da bulunduğu diğer bazı gazetecilerin dalağına şarapnel isabet etti ve ağır kanamaları başladı. Muhammed Fayeq sol elinden vuruldu.

İnsanlar, Mansur'u alevlerin arasından çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar ama koşullar imkânsızdı. Onu kurtarmak için umutsuzca çabaladılar ama başaramadılar.

Kritik durum

Kısmen günün erken saatlerinde dokuz kişinin şehit edildiği Han Yunus'taki Naffar katliamını takip etmenin verdiği yorgunluk nedeniyle de kaos oluştu.

Bu durum insanların kafasını karıştırdı ve neler olduğunu anlamakta zorlandılar. İlk yardımın nasıl yapılacağını bile unuttular, ne yapacaklarını şaşırdılar.

Yaralıları yakın olduğu için yürüyerek Nasır Hastanesi'ne götürmeye başladılar.

Nasır Hastanesi'ne vardıklarında kimin durumunun kritik olduğu anlaşıldı.

Burdayne halen yoğun bakımda ve durumu ciddiyetini koruyor.

Gazze'nin önde gelen gazetecilerinden Islayeh ağır yaralandı. Sağ eli koptu, kafatasında ve bacağında şarapnel yaraları var.

Yanıklar içinde kalan Mansur'un durumu başlangıçta yanık bakım bölümünde kritikti. Salı günü yaralarına yenik düştü.

Yıkılan hayaller

Pazartesi günü, “Palestine Today” için sosyal medya alanında çalışan Fakavi'nin cenaze törenini gerçekleştirdik.

Cenaze törenlerini takip etmek ve röportajlar yapmak üzere bana katılmaya karar vereli sadece birkaç gün olmuştu.

Ertesi gün viral olan bir video çektiği için kendisiyle gurur duyuyordu.

“Senden daha az deneyimliyim ama daha ünlü olacağım” diye bana takıldı.

Bana “çalışmak, çalışmak ve yine çalışmak” istediğini ve uluslararası bir haber ajansında çalışmayı hayal ettiğini söyledi.

Savaşın başlamasından üç gün sonra, 10 Ekim 2023'te tanıştığım Mansur'un her gün El-Amal mahallesinde ziyaret ettiği bir kızı ve Vissam adında bir oğlu vardı.

Yerinden edilmiş akrabalarının çoğunu evinde ağırlıyordu.

Savaşın ilk üç ayı boyunca uzun saatler boyunca birlikte çalıştık, bazen günde 13 saatimizi aynı yerde geçirdik ve açlığa birlikte katlandık.

Nazik, tatlı ve her zaman yardım etmeye istekli biriydi.

Her zaman kendine özen gösteren yakışıklı bir adamdı. Her zaman sakalını keser ve düzgün giyinirdi.

Hayatta kalsaydı, yanıklarının boyutuyla yaşayamazdı. Onu hastanede görmek yürek parçalayıcıydı.

Eskiden bindiği bisiklete ve kaldığı çadıra bakmak çok zor.

Onların hatırası için

Çok yoruldum. Bir buçuk yıldan fazla oldu. Gazetecilik kariyerimin böyle süreceğini hiç düşünmemiştim.

Çok sayıda arkadaşımı ve meslektaşımı kaybettim, 10 yılı aşkın süredir tanıdığım insanları da.

Artık medya çadırlarında kalmaktan çekiniyorum. Etrafımdaki gazetecilerle sohbet etmekten kaçınıyorum çünkü bir arkadaşımı daha kaybetme düşüncesine dayanamıyorum.

İnsanlar günlük bombardıman ve kayıplarla neler yaşadığımızı hayal bile edemezler.

Ben çelikten yapılmadım. İçten içe paramparça olmuş durumdayım.

Sırf evde kalmamak için her gün çalışıyorum çünkü bu beni mahveder.

Sahada şehit olmayı tercih ederim.

Yaralı olmama rağmen çalışmayı bırakamıyorum. Meslektaşlarım ve onların anısı için çalışmaya devam edeceğim.

 

* Ahmed Aziz, Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinli bir gazetecidir.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum