HAKSÖZ HABER

Sefa Saygılı meditasyon ve yoga konusunda kamuoyunda çok yaygın olan kanıların aksine veriler sunuyor.

Müslüman geleneğinin kabul etmesi mümkün olmayan bu tarz ritüeller yapılan bazı araştırmalara göre çare olmaktan ziyade sorun ortaya çıkartıyor. Saygılı'nın Zafer Dergisi'nde yayımlanan araştırmasını okurlarımız için iktibas ediyoruz.

Sefa Saygılı / Zafer Dergisi

Meditasyon her derde çare mi?

Meditasyon ve yoga; dünya çapında pek çok ünlünün de desteklediği, yaşama pozitif değer kattığı iddia edilen ve zihinsel rahatlama ile negatif enerjiden kurtulmayı sağladığı söylenilen bir aktivite olarak biliniyor. Meditasyon şöyle yapılıyor: Huzurlu ve sakin bir ortam seçiliyor, uygun kıyafetlerle günde iki defa yarımşar saatlik seanslara giriliyor. Rahat bir pozisyon seçilerek ve hayal gücü devreye girerek zihnin boşaltıldığı iddiası söz konusu…

Aslında Budizm’in ibadet şekli olan meditasyonun kişiyi masum, cömert, korkusuz, sevgi dolu hale getireceği ve sağlık katacağı sürülüyordu.

Rahatlama ve hatta kimi kaynaklara göre pek çok hastalığın tedavisinde destekleyici olduğu söylenen meditasyonun, ABD ve İngiltere’de yapılan klinik araştırmalarda böyle sonuç vermediği; aksine mani, depresyon, kaygı gibi olumsuz etkilere ve halüsinasyon ile psikoz gibi olağandışı yaşantılara yol açtığı ortaya çıktı.1

ABD’de yapılan araştırma sonucu meditasyon tedavisine yönelen kişilerin %60’ında en az bir yan etki görüldüğü tespit edildi. Bu yan etkilerin başında panik, depresyon, zihinsel bulanıklık geliyor.

Coventry Üniversitesi davranış bilimlerinden Miguel Farias ve Surrey Üniversitesi klinik psikoloji bölümünden araştırmacı Catherine Wikholm’ün basına yaptıkları açıklamada, söz konusu araştırma kapsamında incelenen kişilerin bir kısmında bu yan etkilerin ciddi anlamda yaşandığını belirtiyor. Dr. Farias The Times’a verdiği röportajda meditasyonun bu negatif etkilerinin yaşanma sıklığını ‘skandal’ olarak tanımlıyor ve ekliyor: “Çoğu kişi için sorun olmasa da meditasyon kesinlikle abartılıyor ve evrensel olarak işe yarayan bir yöntem değil.”

… 

İngiltere’de yapılan ve yoga ile meditasyonun insan üzerindeki etkilerini ölçen çalışma ise mahkûmlar üzerinde yapıldı ve sonuçları The Buddha Pill: Can Meditation Change You? (Buddha Hapı: Meditasyon sizi değiştirebilir mi?) adlı bilimsel kitapta yayınlandı.

Ülkenin iç kesimlerinde yer alan 7 farklı hapishanede yapılan çalışmada mahkûmlara her birine 90 dakikadan oluşan çalışmalar yaptırıldı ve 10 hafta sonunda kontrole tabi tutuldu. Mahkûmların stres ve psikolojik sıkıntılarının azaldığı ancak agresyonlarının değişmediği, hatta bazılarında arttığı görüldü.

Times’a konuşan Ms Wikholm, medyada yer alan tonlarca meditasyon ve yoga ile ilgili bilgi yığınının, gerçek dengeyi bulmak isteyen insanları yanlış yönlendirebileceğini, uzman olmayan kişilerin eğitim vermesinin çok daha kötü sonuçlar doğurabileceğinin altını çiziyor. Wikholm, aktivitelerin yan etkilerinin olabileceği konusunda da herkesin bilinçlenmesi gerektiğini söylüyor.

…

Daha yakın zamanda yapılan bir başka araştırmada ise2; meditasyon yapanların bir kısmında istenmeyen kötü etkiler yaşadıkları rapor edilirken, bu insanların kaygı artışından panik ataklara uzanan çok çeşitli olumsuz sonuçlarla karşılaştıklarına, kimi zaman psikoz durumlarına ve intihar düşüncelerine bile tanık olunduğuna dikkat çekildi.

Şimdi de meditasyon düzgün yapılmazsa zihnin kararsız, huzursuz ve karışık hale gelebileceği gösterildi.3 Meditasyon her derde deva değildi, herkeste işe yaramıyordu ve olumsuz etkilere yol açabilirdi. Bu konuda insanlar bilgilendirilmeliydi.

…

Aslında biz Müslümanlar namaz, zikir, dua, rabıta, sohbet, sema, murakabe gibi ibadet ve aktivitelerle kendimize çeki düzen verir, günlük hayatımızda dengeyi sağlarız. Bâtıl bir dinin ibadet şeklini uygulamamız söz konusu bile olmamalı.

Şu da var ki; Myanmar’da mazlum Müslümanlara en acımasız ve merhametsiz davrananların ve savunmasız insanlara soykırım uygulayanların da Budist rahipler olduğunu biliyoruz. Yani meditasyonla sağlık ve mutluluk kazanmanın da barışçı hale gelmenin de boş iddiaları olduğu bellidir.