Mazlumder İstanbul Şubesi, protesto eylemini Beyazıt Meydanı’ndaki İstanbul Üniversitesi ana kampus önünde gerçekleştirdi. Meydanda oluşturulan temsili sınıfta 12 yaş altı çocuklara Kur’an dersi verildi.

Kur’an eğitimini uzun vadede engellemek adına yaz Kur’an kursları için 12 yaş sınırını protesto eden grup, eyleme “Kur’an eğitiminde 28 Şubat gölgesi devam ediyor” sloganı ile başladı. Eylemde, Kur’an eğitimi için yaş sınırı altındaki çocukların oluşturduğu sınıfta tiyatral şekilde verilen Kur’an dersiyle İslami yaşantının yasaklarla engellenemeyeceği mesajı verildi.

Eylemde konuşan Mazlumder İstanbul şube yönetim kurulu üyesi Ahmet Refik Partal, 28 Şubat sonrası Kur’an eğitiminin potansiyel suçlu imal etmesi gerekçesi ile kademe kademe getirilen yasakların statüko algısının hukuklaştırılmasına bir zemin olarak kullanıldığını dile getirdi. Partal’dan sonra sözü Mazlumder yönetim kurulu üyesi Ramazan Beyhan aldı. Beyhan, tiyatral Kur’an eğitiminin hocalığını yaptı. Eylem esnasında Kur’an alfabesinin tahtaya yazılıp hep bir ağızdan sesli şekilde okunması dikkatleri çekti. Beyhan, Somali’de açlıkta ölen yoksul çocuklar olduğunu, ülkemizde de cahiliye dönemindeki gibi Kur’an’dan yoksun olarak büyüyen çocukların olduğuna dikkat çekti. Bu haksızlık ve zulümlere karşı hayatımızı aydınlatacak rehberin hiçbir şekilde yasaklanamayacağını söyledi.

Sürecin nasıl işlediğine dair hazırlanan pankartlar eylemin genel mesajını yansıttı:

“Yıl 2009- Kur’an eğitimine özgürlük vereceğiz. Yıl 2011- Değişen bir şey yok! Sözünüzü tutun takipçisi olacağız.”

Eylemde konuşan Ahmet Ağırakça, Kur’an yasağının pedagojik gerekçelere dayandırılmasının komik olduğuna bu kararın tamamen siyasi bir karar olduğuna vurgu yaptı. Devam eden bu baskı sürecine müdahale etmeyen iktidarı sürecin takipçisi olmaya çağırdı. Ağırakça’nın sonra konuşan Ahmet Varol bu dayatmacı zihniyetin, çoğu İslami aidiyete sahip olan bir ülkede hala nasıl var olabildiğini sorguladı.

Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar 28 Şubat süreci kadar önceki zulüm sürecinin de önemine dikkat çekti. Harf devriminin kültürel bir soykırım olduğunu vurgulayan Sarıyaşar, ezanların da Türkçe okutulmasıyla halkın hayatından dinin tasfiye edildiğini söyledi. Bu zulümlerin unutmayacağını ve bu direnişin devam edeceğini dile getiren Sarıyaşar mevcut hükümetin müslüman kimliği yok edilen bir halkın oyları ile iktidar olduğunu hatırlatarak 28 Şubat’tan bu yana bu baskı alanında ne değiştiği sorusunu sordu.

Eylem sonunda basın bildirisi okundu ve Kur’an Elif-ba’ları dağıtılarak eyleme son verildi.

Büşra Bulut / Haksöz-Haber