İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyen Mavi Marmara mağdurlarının avukatı Ramazan Arıtürk, olayın aslında planlı bir yağmalama olduğunu belirtti ve çalınan eşyaların listesini açıkladı.

Arıtürk, soruşturma komisyonunun başına getirilen Alvaro Ulribe'nin de tarafsızlığı konusunda kaygıları olduğunu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'a yazdıkları bir mektup ile bu kaygılarını dile getirdiklerini söyledi.

İsrail'in kanlı saldırılarına maruz kalan Mavi Marmara mağdurları adına yürütülen davaları ve Birleşmiş Milletler soruşturmasını takip eden Av. Ramazan Arıtürk, Akgün Otel'de bir basın toplantısı düzenledi. İHH İnsani Yardım Vakfı yönetiminin de hazır bulunduğu toplantıda konuşan Arıtürk, BM soruşturmasında gelinen son durumu anlattı.

Mağdurların haklarını korumak için kurulan hukuk grubunun çalışmalarında sona yaklaşıldığını belirten Arıtürk, Ekim ayı başında Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurulacağını söyledi.

BM Genel Sekreterliği tarafından oluşturulan soruşturma komisyonunun başına getirilen Alvaro Ulribe'nin de tarafsızlığı konusunda kaygıları olduğunu belirten Arıtürk, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'a yazdıkları bir mektup ile bu kaygılarını dile getirdiklerini söyledi. BM İnsan Hakları Komitesi tarafından oluşturulan İnceleme Komisyonu'nun Türkiye'ye gelerek 72 önemli tanık mağduru dinlediğini ifade eden Av. Arıtürk, komisyon üyelerinin yabancı mağdurları dinlemek için Ürdün'de çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

Kayıp eşya listesini açıkladı

31 Mayıs 2010 tarihinde Akdeniz'de uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine düzenlenen kanlı saldırı sonrasında İsrail askerlerinin aktivistlerin özel eşyalarını çaldığını belirten Ramazan Arıtürk, Mavi Marmara ve diğer gemilerin açık bir şekilde yağmalandığını söyledi.

Yaşanan hırsızlık olayının ardından 3 İsrail askeri hakkında soruşturma başlatıldığını dile getiren Arıtürk, bunun aslında büyük resmin çok küçük bir parçası olduğunu söyledi.

Çalınan eşya listesini açıklayan Ramazan Arıtük, şunları söyledi: "Saldırı sonrasında Aşdot limanına çekilen gemiler açık bir şekilde yağmalanmıştır. Aktivistlerin özel eşyalarına el koyan İsrail askerleri, hırsızlık yapmışlardır. Daha sonradan bazı eşyaların satılması, aktivistlerin kredi kartlarının kullanılması gibi olaylar gösteriyor ki bu durum planlı ve programlı bir yağmadır. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na ifade veren Türkiye vatandaşı mağdurların ifade tutanaklarından çalınan kişisel eşyalar tek tek belirlenmiş ve envanteri çıkarılmıştır. İlk etapta belirlenen eşyalar şunlardır:

269 cep telefonu, 87 kamera, 121 fotoğraf makinesi, 100 dizüstü bilgisayar, 130 bin ABD Doları, 150 bin EURO, 2 bin Pound ve 35 bin TL civarında nakit para, ses kayıt cihazları, DVD'ler, dürbünler, dalgıç kıyafetleri ve dalış tüpleri.

Bu rakamlar bile olayın ne kadar büyük çaplı bir yağma olduğunu ortaya koyuyor. Konu ile alakalı çalışmalarımız devam ediyor."