Marakeş’teki Endülüs esintisi
Adem Özköse, ümmet coğrafyasından haberler getirmeye devam ediyor.
Gecenin geç saatlerine kadar kızıllar içindeki Marakeş’i seyredip Camiül Fena Meydanı’nın keyfini çıkardıktan sonra kalacağım otele geçtim. Sırtım saatlerdir yatak yüzü görmemişti. Marakeş’in içimde oluşturduğu heyecan uzun zaman yorgunluğumu bastırsa da artık dinlenmem gerekiyordu. Şehir merkezine taksiyle 15 dakikalık bir mesafede olan otelime geçip Fas’da gezeceğim şehirlerin hayallerini kurarken uykuya daldım.
Kaldığım otelde kahvaltı verilmediği için sabah kalktığımda ilk olarak otelin çevresinde kahvaltı yapabileceğim bir yer aradım. Sokaklardaki sakinlik dikkatimi çekti; fakat daha sonra günlerden cuma olduğunu hatırladım. Cuma günü birçok Arap ülkesinde olduğu gibi Fas’ta da tatil günüydü. İnsanlar hem rahat rahat tatillerini yapıyor hem de cuma gününün rahmet ve bereketinden istedikleri gibi faydalanıyorlardı. Otelin yakınlarında kendime bir kahvaltıcı bulup yine nane çayı eşliğinde kahvaltımı yaptım ve yol kenarında durdurduğum taksiye binip Medina’ya doğru yol almaya başladım. Bindiğim taksinin şoförüyle neşeli bir muhabbete dalınca vaktin nasıl geçtiğini anlayamadım ve kısa bir süre içinde Medina’ya ulaştım. Medina bir önceki güne göre çok daha sakindi. Bazı dükkânlar açılmamış, sokaklar bomboştu. Cuma vaktine kadar Medina’nın ara sokaklarında dolaşıp cuma namazını kılmak için Kutubiye Camii’ne doğru yöneldim.