Maocu Aydınlık’ın Çin hesabına propagandaları hız kesmiyor
Çin Halk Cumhuriyeti'nin siyasi nüfuzunu yaymak ve güçlendirmek üzere dünyanın dört bir tarafında örgütlü bulunan büyük-küçük örgütler, partiler ve medya unsurları topyekün seferber olmuş durumda. Türkiye'de de Aydınlıkçılar...
HAKSÖZ HABER
Çin Halk Cumhuriyeti'nin siyasi nüfuzunu yaymak ve güçlendirmek üzere dünyanın dört bir tarafında örgütlü bulunan büyük-küçük örgütler, partiler ve medya unsurları topyekün seferber olmuş durumda. Tuhaf bir şey değil; Amerika, Rusya, İsrail, İran veya başka bir devletin her bölgede nüfuz casusları, PR firmaları, gönüllü veya ücretli temsilcileri olduğu gibi Çin'in de her bölgede faaliyet gösteren nüfuz casusları, PR firmaları, gönüllü ya da ücretli birtakım temsilcileri bulunuyor. Eh, Türkiye'de jeo-stratejik önemi dolayısıyla nüfuz casuslarının cirit attığı, kimi marjinal örgüt ve kadroların kamuoyunu şekillendirmek üzere yarışa girdiği ülkelerden biri oluyor haliyle.
Fabrikatör’ün Çin ve Türkiye Yatırımları
“Şeytan Ayetleri” kudurganlığının yayıncısı ve 28 Şubat askeri darbesinin “Öncü Gençliği” Maocu-Aydınlık Gazetesi de “Ramazan’ın bereketi artsın, Türkiye-Çin kardeşliği pekişsin” diyerek kıble edindiği Pekin’in Doğu Türkistan’daki “hayır, iyilik ve kardeşlik” faaliyetleri hakkında “Sinciang’da Ramazan” adında geniş bir dosya hazırlayıp okurlarına ulaştırmış. Hem de ne dosya! Aydınlık Gazetesi, her türlü fedakarlığı gösterip süper lüks bir ek hazırlayıp bütün samimiyetiyle Müslüman halkımıza servis etmiş. Doğu Perinçek’in Vatan Partisi ve eklentileri her geçen gün daha fazla küçülüp marjinalize olurken hayret edilecek bir biçimde Hükümet nezdinde önem kazanıyor, medyadaki görünürlüğü hiç olmadığı kadar yoğunlaşıyor ve epeyce zenginleşiyor. Evet, yanlış duymadınız. Kamu kuruluşlarının reklamlarıyla hızla zenginleştirilen Maocu Ulusal Kanal artık yüzbinlerce dolar verilerek dahil olunan birçok dijital platformda boy gösteriyor. Gürül gürül çağlayan değirmenin suyuna dair kaynağı herhalde Şule Hanım ve kocası Dr. Doğu Beye sormak lazım.
Şimdi Aydınlık’ın “Sinciang’ta Ramazan” ekine şöyle bir göz atalım, bakalım neler ve hangi başlıklar varmış.
1- 'Uygur Soykırım' emperyalist bir yalandır
2- 'Bağımsız Rapor'u Neoconlar yazdı
3- ABD, Asya'ya savaş açıyor
4- Beka arayışında Çin etkeni
5- Sinciang'da Ramazan
6- Çin'de etnik gruplar ayrıcalıklıdır.
7- Çin halkının gözdesi Uygur sanatçılar
8- On iki mukam: Uygur destanı
Vatan Partisi’nin yayın organı Aydınlık Gazetesi, Maocu ve Pekin’i kıble edinen bir örgüt tarafından yayınladığı için doğal olarak “Doğu Türkistan”dan değil Çin’in işgal ve ilhak ettiği, sömürge toprağı saydığı “Sinciang”tan yani “yeni eyalet”ten bahsediyor. Sinciang’ta Ramazan filan uydurma bahaneler asıl hikaye elbette Amerika düşmanlığı maskesi takarak Çin’in emperyalist politikalarını allayıp pullayarak kamuoyuna pazarlamaktan ibaret. Çin Halk Cumhuriyeti’ne ideolojik, siyasi ve örgütsel açıdan sadakate bağlı oldukları için aşkla, şevkle hatta kulluk şuuruyla ve de hiçbir utanma emaresi göstermeksizin her türlü insanlık suçunu meşrulaştırmak için seferber oluyor Aydınlık ekibi. Zaten siyasal literatüre yerleşmiş olan “söz konusu Maocu Aydınlık ekibiyse her türlü rezillik mümkündür” veciz ifadesi durumu güzelce özetliyor.
Türkiye, Çin’i Örnek Alsa
Mao’nun Kültür Devrimi’nden sonra Çin, yeryüzü cenneti gibi işleyen bir harikalar diyarı tadında lanse ediliyor. Aslında ne Doğu Türkistan diye bir sorun var ne de Uygur Müslümanların maruz kaldığı Çin zulmü diye bir şey. Hepsi ve daha fazlası Amerika tarafından uydurulan yalanlardan, CIA ajanları eliyle oluşturulan tezgahlardan ibaret esasında. Hep Amerika kurguluyor bu tür kirli işleri! Doğu Türkistan’daki pardon Sinciang’taki 3 milyon Uygur Müslümanı açlıktan kurtaran, onları hayatın her türlü güzelliğiyle tanıştıran, Ramazan’ın bütün güzelliklerini idrak etmesi için seferber olan Çin Komünist Partisi’ni hepimizin takdir etmesi gerekiyor. Türkiye’de bile camilere ve toplu iftarlara kısıtlama getirilirken Sinciang’ta camiler beş vakit açık tutulup akraba ve komşular her birlikte iftar yapıyormuş. Türkiye hiç uzatmadan Çin’i örnek alsa demek ki çoktan Asrı Saadet tablosuna nail olacaktık.
Hem zaten Çin ve Türkiye ezelden ebede kader birliği yapmış iki ülke: Baksanıza “Türkiye Batı Asya’da, Çin ise Asya Pasifik’te emperyalizme karşı birlikte savaşıyor” deyip ha bire Mehter Marşı’yla gaz veriyorlar kitleyi!! “NATO’ya karşı Çin ve Türkiye beraber direniyor” söylemini haklı kılmak için en ucuz numaralardan biri hiç şüphesiz “Türkiye’ye karşı PKK ve FETÖ’yü kullanan Amerika ve Avrupa Çin’e karşı da Doğu Türkistan ve Uygur kartını kullanıyor” ajitasyonunda tebarüz ediyor. Yani “PKK bölücülüğe, FETÖ yıkıcılığına karşı Türkiye ne yapıyorsa Çin de Uygur yıkıcılığına karşı aynı şeyi yapıyor” uydurması. Elbette Maocu Perinçek şebekesinin “Beşşar Esed’de Türkiye gibi Milli mücadele veriyor, her türlü savaş yöntemini kullanması meşru haktır” diyecek kadar gözü dönmüş bir geleneği temsil ettiğini unutmuyoruz.
Vatan Partisi Çin Temsilcisi olarak takdim edilen fakat kamuoyunda daha çok “Çin’in Vatan Partisi Temsilcisi” olarak da anılan Adnan Akfırat’ın “10 Yalan ve Uygur Gerçeği” makalesine göz atınca her şeyin ama her şeyin Çin’e düşmanlık maksadıyla Amerika’da kurgulandığını okuyorsunuz bir çırpıda. Akfırat’a göre mesele özetle şöyle: “Sinciang'da hiçbir zaman 'toplama kampı' kurulmadı. Çin hükümetinin yayınladığı 'Sinciang'da Mesleki Eğitim' başlıklı beyaz kitapta bu konudaki yalanlar şöyle çürütülüyor: Terörle mücadele ve radikalleşmeyi önlemek için aydınlatma eğitimi veren geçici eğitim kurumları oluşturuldu. Yasaya uygun olarak kurulan mesleki eğitim ve öğretim merkezlerinin amacı, terörizm ve aşırılıcığın üreme zeminini ortadan kaldırmaktı.” Türkiye’de görevli “Maocu Polit Büro” Çin Komünist Partisi için daha fazla ne yapabilir, Pekin’i daha fazla nasıl mutlu edebilir ki? Duyduk duymadık demeyin; Kraldan fazla kralcı, Çin’den fazla Çinci bir kadro Türkiye’de akıllara durgunluk veren PR çalışması yürütüyor.
Nihayet Sinciang’ta hayatın ne denli güzel, İslam’ın nasıl da rahat ve coşkulu yaşandığına ilişkin İran cephesinde de bir şahitliğe yer veriyor Aydınlık. İran’ın Pekin Büyükelçisi Muhammed Keşhavarzade'nin anlattıklarına bakacak olursak ÇKP sayesinde İslam İran’dan bile daha fazla kamusal hayata hakim olmuş. Şu ifadeler İran’ın Pekin’deki Büyükelçisi Keşhavarzade’ye ait: “Bölgedeki vatandaşların camilerde namaz kıldığını gördüm. Çin karşıtı Batılı medya kuruluşlarında çıkan Sincan'la ilgili haberler asılsız. Kendi gözlerimle gördüklerim önemli. Gördüğüm ise Sincan'ın Çin'in diğer bölgelerinden büyük farkının olmadığı.”
Velhasıl Doğu Türkistan için kaygılanmaya, Uygur kardeşlerimiz için üzülmeye hiç ama hiç hacet yok. Amerika ve Avrupa Doğu Türkistan üzerine tamamı uydurmalara dayalı bir korku senaryosu üretip İslam dünyasını Çin’e karşı kışkırtıyormuş meğer. Bilakis Çin Komünist Partisi tarafından Uygur Müslümanlara pozitif ayrımcılık yapılıyor, İslami değerlerini ve geleneksel kültürlerini rahatça yaşamaları için her türlü desteği eriyormuş. Şahit mi; Dr. Doğu Perinçek ve Aydınlık Şebekesi’nden daha güçlü ve büyük bir şahitlik mi olur.
Maocuların Ya Huyundan, Ya Suyundan
İslam düşmanlığının zirvelerini zorlayan “Şeytan Ayetleri” kitabını yayınlayarak, 28 Şubat cuntasına tetikçilik yaparak, muhbirlikten 1 Mayıs 1977 kaosuna değin her türlü provokasyonu örgütleyerek Türkiye’nin son elli yılına rezilce damgalar vurmuş bir şebekenin şehadeti de mi yetmiyor!? Toplama kampları iftira, etnik ve dini asimilasyon yalan, Uygur ailelere yerleştirilen Çinli erkekler bir dostluk nişanesi, Uygur çocukların ailelerinden koparılıp Çinlileştirilmesi aydınlanma ve ilerlemeye hizmet olarak takdim ediliyor.
Tuhaf ve acı olan, utanç veren ve tarihe çirkin bir dönem olarak geçecek durum ise Çin Muhipleri Cemiyeti’ne “yerli ve milli” gibi sıfatlar takıp mahalleye takdim etmektir. 28 Şubat Cuntası ve darbesi ile 15 Temmuz Cuntası ve darbesi arasında ayrım yaparak büyük ve telafisi güç bir açık verildi oysa. Fethullah Gülen ve şebekesinin Amerika için üstlediği misyon ile Doğu Perinçek ve şebekesinin Çin ve Rusya namına üstlendiği misyon arasında belki sadece nüanslar vardır. Ama işte şu konjoktür hazretleri var ya, amaca giden her yolu mubah sayan oportünist perspektif var ya… Çürüten, kokuşturan ve iflasa sürükleyen asli fail uzaklarda değil.
HABERE YORUM KAT