Malezya Notları - 2
Malezya’ya dair uzun soluklu bir yazı notları oluşturmayı hedeflediğimiz bu yazımızda Malezya’nın coğrafi konumunu, dine bağlı dağılımlarını, nüfus oranlarını, ekonomisini ve kısa tarihçesini genel hatlarıyla incelemeye çalıştık. Asya Müslümanlarından haber ulaştırma niyetiyle ele aldığımız bu yazılarımızın faydalı olmasını umut ediyoruz.
Coğrafya
Güneydoğu Asya’nın merkezinde yer alan 31,4 milyon (2017) nüfuslu Malezya’yı bir bölünmüşlük ülkesi olarak görmek mümkün. Ülke önce coğrafi olarak ikiye bölünür: Güney Çin Denizi’nin (South China Sea) birbirinden ayırdığı Borneo adasında kalan ‘ada’ (Doğu) ve Malaya yarımadasından oluşan ‘yarımada’ (Batı) Malezyaları. Bu iki bölge arasındaki fark yalnızca coğrafi değildir. Her iki kısımda yaşayan halkı birbirlerinden etnik, dini ve kültürel faktörler ayırmaktadır.1
Yarımada (Batı) Malezya’sı halkını Malaylar, Çinliler ve Hintliler olmak üzere üç farklı etnik kimliğe sahip halklar oluştururken, Ada (Doğu) Malezya’sını Deniz Dayakları (Ibanlar), Kara Dayakları (Bidayuhlar), Kadazanlar, Kenyahlar, Melanaunlar ve Murutlar gibi yerli gruplar oluştururlar. Bu yerli halklar Malaylarla birlikte anayasa tarafından bumiputra (toprağın çocuğu) olarak tarif edilmektedir.2
Ülkenin komşuları arasında ise Endonezya, Vietnam, Tayland ve Singapur yer almaktadır. Ülke 13 eyalet ve 3 federal bölgeden oluşmaktadır. Eyaletlerin 11 tanesi Malezya Yarımadası’nda, 2 tanesi Borneo Adası’nda yer almaktadır. Federal bölgeler ise resmî başkent Kuala Lumpur, idarî başkent Putrajaya ve Labuan'dır.
Din ve Nüfus
Resmi rakamlara göre ülkenin idari ve ekonomik merkezi olan Yarımada (Batı) Malezya’sında %56 oranında Malay, %24 oranında Çinli, %13 oranında Bumiputera (yerli) ve %7 oranında da Hintli yaşamaktadır. Bazı kaynaklarda bu oranlar değişiklik göstermektedir. Bu oranlar ne olursa olsun Malezya’nın renkli bir mozaik olduğunu değiştirmeyecektir.
Malaylar kendilerini İslam dini ile özdeşleştirmiş durumdalar. Malezya Anayasası Malay’ı, ‘Müslüman olan, Malay dilini alışkanlık eseri konuşan ve Malay adetlerini tatbik eden bir kimse’ olarak tarif etmektedir.3 Ayrıca Malezya Anayasası’nın 3. Maddesi’nde ‘’Devletin resmi dini İslam’dır’’ ifadesi yer almaktadır.4
Diğer yandan Çinliler Taoizm, Konfüçyanizm ve Budizm gibi geleneksel dinlerine inanmakla birlikte, ülke nüfusunun bir kısmını da Hıristiyanlar oluşturmaktadır. Hint kökenlilerin ise geneli Hindu, bir kısmı Sih ve az bir kısmını da Müslümanlar oluşturuyor. Müslüman Hintliler Malaylarla iyi bir kaynaşma göstermişler ve zamanla Malaylar tarafından kendilerinden sayılmışlar. Ancak sayıca Hintli Müslümanlardan daha az olmalarına rağmen Çinli Müslümanlar etnik kimlikleri nedeniyle Malaylar tarafından tam kabul görebilmiş değillerdir.5 Malaylar Sünni olup Şafiî mezhebine mensupturlar. Hintli ve Çinli Müslümanlar ise Hanefî’dirler.
Dine göre 2017 yılı oransal dağılımları şöyledir; %62 Müslüman, %20 Budist, %9 Hıristiyan, %6 Hindu ve %3 diğerleri olarak gösterilmektedir.6
Ekonomi
Malezya doğal kaynaklar bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Kalay rezervi bakımından dünyada ilk sırada bulunan Malezya’da, zengin kalay rezervleri tüketilmiş olup geri kalan nisbeten daha kalitesiz kalay rezervleri beklenen verimliliği sağlamamaktadır. Kalay dışında ülkede ayrıca boksit, bakır, altın, demir, gümüş, petrol, doğalgaz ve kömür bulunmaktadır. Malezya sahip olduğu yüksek kaliteli petrolü ihraç etmekte, ülke içi ihtiyacı ise ithalatla karşılamaktadır. Diğer yandan son yıllarda doğalgaz ihracatında da büyük bir ivme kazanmış ve Katar’dan sonra dünyanın ikinci büyük ihracatçısı konumuna gelinmiştir.7
Ülkedeki başlıca ihracat ürünleri petrol, sıvılaştırılmış doğalgaz, ağaç ve ağaç ürünleri, hurma yağı, kauçuk, tekstil ürünleri, kimyasallar, güneş panelleri, elektronik cihazlar, kalay, demir filizi ve yarı iletkenlerdir. İthalatta öne çıkan kalemler ise elektronik cihazlar, iş makineleri, petrol ürünleri, plastik, demir-çelik ürünleri ve kimyasallardır.
Kısa Tarihçe
Bölgede bilinen en eski siyasi yapının yarımadanın kuzeyinde oluştuğu biliniyor. M.S 900 yılına kadar bu devletlerin çoğu bir Malay-Hindu imparatorluğu olan Srivijaya’nın (Sumatra) hakimiyeti altına girdi. 13. yüzyıla gelindiğinde Java, Majapahit ve Siyam (Tayland) imparatorlukları Sumatra’yı kontrolleri altına aldılar.
14. yüzyıl, Malay siyasi tarihine altın çağını yaşatan Malakka İmparatorluğu’nun yükselişine şahit oldu. Sumatra adasından Malakka’ya gelen Paramisvera isimli hükümdar, 1414’de Müslüman olarak İskender Şah lakabını aldı ve Malakka’nın sultanı oldu. Böylece Malakka bölgesi için yeni olan bu dinin yayılmasında en büyük rolü üstlendi. İskender Şah’ın içinden geldiği karmaşık siyasi ve kültürel atmosfere göre Malaya yarımadası (Batı) denizcilik ticaretine yönelik, küçük bir yönetici grubun nehir boylarında kontrol kurduğu sakin bir bölgeydi. Borneo’da (Doğu) ise Bruney sultanlığı adanın hemen tümünde kontrolü elinde tutuyordu. İslam, yarımada halkı üzerinde derin tesirler meydana getirdi. Diğer bir bilgiye göre ise Yemen limanları, Güneydoğu Asya’nın İslamlaşması noktasında da önemli rol oynamıştır. Örneğin Malezya ve Endonezya gibi ülkelerin Müslümanlaşması da Yemen üzerinden giden tüccarlar sayesinde olmuştur.8
Portekiz, Hollanda ve İngilizlerin Sömürü Dönemi
Her bölgede olduğu gibi Avrupalı sömürgecilerin bölgeye işgale gelmesiyle huzur bozulmuştu. 1511’de Portekizliler Malakka’yı Avrupalılarla tanıştırdılar. 1641’de Malakka Hollandalılar tarafından işgal edildi. Nihayet İngilizler bölgeye gelmekte gecikmediler. Hindistan’daki ticari çıkarları gereği Pinang adasına ihtiyaç duyan İngilizler Kedah sultanından 1786’da Pinang’ı kiraladılar Benzer bir şekilde Johor sultanından da Singapur’u satın aldılar. 1824’de İngilizler Sumatra adasındaki Bencoolen karşılığında Malakka’yı Hollandalılarla takas edince Malaya yarımadası üzerindeki bu en önemli üç limanı ele geçirmiş oluyorlardı. İki yıl sonra Boğazlar İskanı olarak bilinen Pinang adası, Malakka ve Singapur İngiliz sömürge yönetimini oluşturdu.
İngilizler bölgede elde ettikleri sermaye birikiminin bir kısmını sultanları beslemek amacıyla kullanıyorlardı. Böylece İngiliz yönetimine sultanlardan bir ses çıkmıyordu. 19. yüzyılın ortalarına doğru, yarımadada ekonomik gelişme hızlandı. Bu arada kalay madenlerinde çalıştırılmak üzere yüzbinlerce Çinli işçi getirildi.
1867’de, o zamana kadar Hindistan Ofisi’nin idaresindeki Boğazlar İskanı, Sömürge Ofisi’ne bağlandı. 1874 Pangkor anlaşması Malay sultanlıkları açısından radikal siyasi ve idari değişiklikler meydana getirdi. İngilizler bir zamanlar sultanlara ait olan yetkileri bu anlaşmayla devraldılar. İngilizlerin atadığı memurlar sultanlara İslami konular haricinde bütün konularda tavsiyelerde bulunuyorlardı. 1895’de Perak, Selangor, Negeri Sembilan ve Pahang Malay Eyaletleri Federasyonu adı altında birleştirildi. 1909’da Siyam krallığı, Kedah, Perlis, Kelantan ve Terengganu üzerindeki hakimiyet haklarını İngilizlere devretti. 1914’de Johor’un katılımıyla bu sultanlıklar federasyon dışında kaldılar. İngilizlerin Malay sultanlarının yetkilerini nasıl aldığını bilen bu sultanlıklar güçlerini kaybetme korkusuyla federasyona girmediler.
Malay sultanlarının İngilizlerle girdikleri bu ilişki tarzı bugün Malay halkı tarafından üzüntüyle anılıyor ve sivil halk arasından gelen politikacıların sultanlara karşı duydukları antipatinin tarihi kaynağını oluşturuyor.9
Japonların İşgal Dönemi
İngiliz işgali altında bulunun Malaya (Batı) ve Borneo (Doğu) adası, 1941-1942 yıllarında Japonlar tarafından zapt edildi. Eylül 1945’e kadar süren Japon idaresi bölgede önemli değişiklikler meydana getirdi. Kendilerine Asya’yı Avrupalı sömürgecilerden kurtarma misyonu biçen Japonlar, kaldıkları süre boyunca Malay milliyetçiliğini yeşertmeye çalıştılar. 1946’da Malay Milli Birlik Teşkilatı (UMMO) milliyetçi talepleri dile getirmek ve bağımsızlık mücadelesi vermek amacıyla kuruldu. Japonya, İkinci Dünya Savaşı’nda yenilmesinden sonra işgal ettiği yerleri boşaltmak zorunda kaldı. İngiliz Askeri İdaresi savaştan sonra bölgede tesis edildi.
Bağımsızlığa Giden Süreç
1946 Nisan’ında Malakka, Pinang adası ve diğer dokuz Malay eyaletini içine alacak şekilde Malaya Birliği kuruldu. Ancak Malay milliyetçilerinin muhalefetiyle 1948’de bu yapıdan vazgeçilerek Malaya Federasyonu Anlaşması oluşturuldu.
Takip eden yıllarda ülkeyi tam bağımsızlığa götürecek adımlar atılmış ve nihayet 31 Ağustos 1957 tarihinde Malaya Federasyonu kurulmuştur. 16 Eylül 1963 tarihinde Singapur, Saravak ve Sabah eyaletlerinin katılımıyla devletin ismi Malezya Federasyonu’na dönüştürülmüş, ancak Singapur iki yıl sonra birlikten ayrılarak bağımsız bir devlet olmuştur.
Bağımsızlığı takip eden yıllarda başta Sukarno yönetimindeki Endonezya olmak üzere, Sabah eyaleti üzerinde hak iddia eden Filipinler ve içeride Borneo eyaletlerinin daha fazla özerklik talebi ve Singapur’un federasyondan ayrılması gibi çeşitli iç ve dış sorunlarla boğuşan Malezya, buna karşın 1970’li yılların başlarından itibaren, sahip olduğu etnik ve dinî çeşitliliği bir arada barış içerisinde tutacak bir siyasî ve toplumsal düzeni kurmayı başarabilmiştir.10
Günümüz
Malezya’da son olarak 2018 yılı Mayıs ayında yapılan seçimlerde, daha önce 1981-2003 yılları arasında başbakanlık yapmış, modern Malezya’nın kurucusu olarak adlandırılan Dr. Mahathir Muhammed’in başında olduğu Halkın Umudu ittifakı 222 üyeli mecliste 115 üyelik kazanmayı başarmıştır. Emeklilik sürecini terk ederek, daha önce başında bulunduğu ve 60 yıldan bu yana iktidarda olan Ulusal Cephe’ye karşı seçime katılan Dr. Mahathir Muhammed, bir zamanlar akıl hocalığını yaptığı eski öğrencisi ve yardımcısı Başbakan Necib Rezak’ı mağlup etmeyi başarmıştır.
Mahathir’in bu zaferi, ülkede yeni bir dönemin ve heyecanın habercisi niteliğindedir. Nitekim Dr. Mahathir göreve gelir gelmez, daha önce uzun yıllar yardımcılığını yapan ve aralarındaki anlaşmazlık sebebiyle önce azlettiği ardından genel kanıya göre hapse attırdığı Enver İbrahim’in affedilmesini sağlamıştır. Önümüzdeki süreç içinde Enver İbrahim’in başbakanlığa getirilmesi ihtimali de kuvvetli bir şekilde telaffuz edilmektedir. Malezya’ya damgasını vuran bu iki önemli isim detaylı bir inceleme ve araştırmayı haketmektedir.
Dipnotlar:
- Zakaria Haji Ahmed, ‘’Malaysia: Quasi Democracy in a Divided Society,’’ Democracies in Developing Countries, Larry Diamond, v.d.., (BOULDER, Colorado: Lynee Rienner Publ..,1989), s. 350,
- Hasan T. Kösebalaban, Güneydoğu Asya’da İslâm ve Siyaset, İstanbul, İlke Yayıncılık, 1997, s. 24.
- Age, s. 24-25.
- Mehmet Özay, Malezya’da Din-Devlet İlişkisine Kısa Bir Bakış: Dr. Mahathir Mohamad Dönemi İslamlaştırma Politikaları ve Yansımaları, Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, s. 110.
- Age, s. 26-27.
- İnsamer.com/Malezya
- İnsamer.com/Malezya
- Yemen Raporu: Çöken Devletin Enkazında Barışı Arayan Bir Halk, İnsamer, Ekim 2018, s. 4.
- Age, s. 28.
- İnsamer.com/Malezya
YAZIYA YORUM KAT