Makbul medya ödülleri seneye kime verilecek?
Türkiye’de medyanın özgül bir ağırlığa sahip olması mümkün mü?
Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Türkiye’de ordu ve siyasetin medya ile karşılıklı menfaatten kaynaklı kötü bir geçmişi var. Medya patronlarının statükoyu destekleyen bir zihniyete sahip olmaları yıllarca halkın, yaşadığı sıkıntılar karşısında sesini dahi duyuramamasına sebep oldu. 28 Şubat bunun en önemli örneklerindendir. Akit ve Yeni Şafak’ı ayırdığınız vakit o süreçte dindar-muhafazakar kesimin hassasiyetlerini yansıtan basılı yayın organı bulmak çok zordur. Görsel medyada, TV haberciliğinde durum daha içler acısıydı. Kanal 7 dışında başörtüsü eylemlerini insani hasletle bile olsa yansıtan televizyon kanalı yoktu.
AK Parti’nin kurulduğu yıllarda da geçmişte olduğu gibi halkın büyük çoğunluğunun talepleri medya tarafından görmezden gelindi. Hatta bu taleplere karşıt dayatmacı mantığın ürünü olan haberlerin görünürlüğü daha fazlaydı. Doğan Medya Grubu’nun başını çektiği bu unsurlar hem siyasi hem kültürel açıdan laik-Kemalist teamülleri korumak için hareket ettiler.
Bütün bunlar yaşanırken, 28 Şubat sürecinde Kanal 7’nin ana haber bültenini sunan ve bir temsiliyeti(!) olan Ahmet Hakan Coşkun şaşırtıcı bir şekilde kendisine artık çevrenin değil ana akım medyanın içinde bir yer bulma çabasına girdi. Doğan Medya kendisine kapılarını açtı. Yıllardır Hürriyet Gazetesi’nde yazarlık yapan Ahmet Hakan, Doğan’ın yayın organlarını Demirören’e satması neticesinde aynı gazetenin genel yayın yönetmeni oldu.
Geçtiğimiz Çarşamba günü ise kendisine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden “Medya Oscar’ı” ödülü verildi. Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği 2019 yılı Medya Oscar Ödülleri Töreni'nde Tarafsız Bölge programıyla ödüle layık görülen Hakan şu şekilde takdim ediliyor: “Tarafsız Bölge adıyla markalaşan ve ekranlara farklı görüşleri taşırken ismine yakışanı yapan program ve moderatörü Ahmet Hakan’ı tebrik ediyoruz.”
Doğan Grubu ile başlayan ve Demirören Medya ile devam eden hikayesinde Ahmet Hakan’ın ismine yakışan(!) şey tarafsızlık falan değil. İnsanlara aptal muamelesi yapmanın anlamı yok. Ahmet Hakan'ın ismine yakışan şey ile ilgili menfi anlamda eminiz söylenecek çok şey var ancak terbiyemiz buna müsaade etmiyor!
"Bir şekilde ana akımda yer bulmak" kolay bir şey değildir. Zaten Doğan ile Demirören’in politik olarak durdukları yere baktığımızda da Ahmet Hakan’ın ne kadar başarılı(!) olduğunu görmek lazım. Biz onu en son Cübbeli Muhbir’i davet ettiği programda gazeteciliğin en temel sorularını dahi sormaktan ar eden haliyle hatırlıyoruz. Bu verdiğimiz sadece bir örnektir. Çoğaltmak mümkündür ancak Ahmet Hakan için lafı uzatmaya bile gerek yok!
Hükümetin de bu iğrenç ilişkiler ağı içerisinde eriyip gittiğini bir kere daha hatırlatmak isteriz. Aynı ödülü ‘Tarafsız Bölge’ Doğan Grubu’na bağlıyken nasıl veremiyorsanız şimdi de vermemeniz gerekmektedir. Şakşakçı tipler en fazla sahiplerine zarar verir! Gücü eline geçiren kimse ona yanaşan müdaheneci papağanlardan hayır beklemek ise zaten başlı başına malayani bir iştir!
HABERE YORUM KAT