Mahmud Ramazan: Şehidin Ardından!
Temmuz 2013’ten bu yana büyük, kocaman bir zindana dönen Mısır’dan yeni bir şehadet haberi ile bir kere daha yüreğimiz dağlandı. Mahmud Ramazan adlı bir Müslüman 7 Mart Cumartesi günü İskenderiye’de asılarak idam edildi.
En büyüğü 5 yaşında 2 çocuk babası olan Mahmud Ramazan bir petrol şirketinde muhasebeci olarak çalışıyordu. Sisi darbesinden sonra ülke genelinde gerçekleşen protesto eylemlerine katılmış ve Mursi’nin şahsında adaleti savunmuş, zulme karşı tavır almıştı.
Mısır’ın 2. büyük şehri olan İskenderiye’de 5 Temmuz günü gerçekleştirilen protesto eylemleri esnasında diğer şehirlerde olduğu gibi protestocular baltacı denilen darbe yanlısı çapulcuların saldırılarına maruz kalmışlardı. Mahmud Ramazan, Sidi Cabir bölgesinde bir binanın üzerinde ellerinde pompalı tüfekler bulunduran ve bir yandan da göstericilere taşlar atan bu çapulcu güruhu engellemek için çatıya yönelen grubun içindeydi. Bu sırada çıkan arbede neticesinde emniyetin iddiasına göre bir çocuk binadan atılarak hayatını kaybetmişti. Bu olayla ilgili olarak darbe karşıtlarından pek çok kişi tutuklanmış ve sanıklar hakkında, “kasten adam öldürmek, silah bulundurmak, İhvan’a üye olmak, vatandaşları korkutmak, kamu kurumlarının çalışmasını engellemek” iddialarıyla dava açılmıştı.
Mahmud Ramazan’ın doktor olan eşi, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada çatıdan atılarak öldürüldüğü iddia edilen çocuğun nasıl öldüğünün belli olmadığını, emniyette zorla alınan ifadelerle kocasının suçlandığını ve tamamen düzmece bir senaryoyla yargılamanın kurgulandığını söylemekte.
Gerçekten de Sisi darbesinin ardından gerçekleşen ve İhvan mensubu ve darbe karşıtlarının yargılandığı pek çok davada görüldüğü üzere yargılamalar kesinlikle sindirme, korkutma amaçlıydı. Mahkemeler sadece hukuktan, adaletten değil, ciddiyetten de yoksundu. Yargılananların isimleri karıştırılabiliyor, yargılanan ile cezalandırılanların sayısı farklılaşabiliyor, öyle ki, ölmüş insanlara dahi idam cezaları verilebiliyordu.
Bu şartlarda yapılan yargılama neticesinde İskenderiye Mahkemesi 19 Mayıs 2014’te sanıklardan Mahmud Ramazan’ı idama, 18 kişiyi de müebbet hapse mahkûm etmiş, aynı davada 8 kişiyi 15’er, 35 kişiyi 10’ar yıl ve 1 kişiyi de 7 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Sanıklarca bu kararlara yapılan itirazlar ise reddedilmiş ve 5 Şubat’ta temyizi görülen davada yerel mahkemenin verdiği kararlar aynen onanmıştı.
Darbe yönetiminin İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Ramazan’ın terör olaylarından ötürü suçlu bulunup da idama mahkûm edilenler arasında cezası infaz edilen ilk kişi olduğu vurgulanıyordu. Bu ahlaksız, hukuksuz darbe mahkemelerince bugüne kadar yüzlerce idam kararı verildiğini göz önünde bulundurduğumuzda infazların arkasının geleceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Genelde Sisi yargısının işleyişini izleyen uluslararası kamuoyunda darbecilerin olası tepkilerden çekinerek seri halde verdikleri idam kararlarını infaz etmekten çekineceklerine dair bir kanaat vardı. Ama bugün artık hepten gözü dönmüşçesine bir tutum içine girdikleri ayan beyan ortada. Daha önce sokaklarda, camilerde, hapishanelerde katlederek sindirmeyi, susturmayı başaramadıkları, idam tehditleriyle boyun eğdiremedikleri Müslümanları bundan böyle idamlarla yola getirmeye kalkışacakları anlaşılmakta. 7 Mart'taki idamla bu zalimliğin yeni bir evresine girilmiş oldu. Bu durum karşısında herkes bir kere daha “biz ne yapabiliriz”, “bize düşen nedir” diye düşünmek, sormak zorunda!
Yazık ki, Sisi alçağının katliamlarını, zulümlerini kanıksadı artık herkes. Tepki yok, itiraz yok! Genç bir insanın siyasi bir kararla canının alınması karşısında herkes suskun, umursamaz bir tutum içinde. Müslümanların canları, kanları bu zalim küresel sistem ve onun yönlendirdiği, kirlettiği zihinler nezdinde ne kadar değersiz! Oysa Müslümanları suçlamak, mahkûm etmek, karalamak için bulabildikleri adeta her türlü kırıntı üzerinde tepinenleri izlemekten yorulduk! Güya insan hayatına çok değer verdikleri yalanını bir silah gibi üzerimize boca edenlerin teröründen usandık!
Ve biz can vermeye devam ediyoruz! Sessizlik duvarları adeta üzerimize yıkılıyor, suskunluğu daha da boğucu hale getirmek, kalıcı kılmak için!
Mahmud Ramazan adlı kardeşimiz, ne yazık ki, dünyanın ve de bizlerin sessizliği arasında aramızdan ayrıldı, Rabbine yürüdü. Mısır zindanlarında bugüne kadar Seyyid Kutuplar, Abdulkadir Udehler, Halid İslambuliler ve daha pek çok öncünün yürüdüğü yoldan yürüyüp şehadete ulaştı. Rabbimiz kardeşimizin şehadetini kabul buyursun, onu ve diğer şehidlerimizi Resul’e (s) komşu kılsın inşallah!
Mahmud Ramazan’ın idamı kardeşlik bilincimizin tazelenmesi, suskunluğumuzun kırılması, zalimlere karşı sinen öfkemizin kabarması için bir vesile olsun!
YAZIYA YORUM KAT