1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Mahmud Abbas yönetimi baskısını gözlerden saklamak istiyor
Mahmud Abbas yönetimi baskısını gözlerden saklamak istiyor

Mahmud Abbas yönetimi baskısını gözlerden saklamak istiyor

Filistinlilere karşı içeriden gelenden daha büyük bir tahrik yoktur ve Ramallah'ın kışkırtması da bir istisna değildir.

05 Ocak 2025 Pazar 19:27A+A-

Ramona Wadinin Middle East Monitor’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.


Filistin Yönetimi kendini aptal yerine koymaktan alıkoyamıyor. El Cezire'nin yayınlarını sözde “kışkırtıcı yayın yaptığı, yanlış bilgi yaydığı ve Filistin'in iç işlerine karıştığı” gerekçesiyle durdurma kararı, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas'ın kendi halkına uyguladığı baskının boyutlarını dünyanın geri kalanından gizlemeye çalıştığının bir ispatıdır. Gazze'deki Filistinliler soykırımla karşı karşıyayken, işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistinliler - Cenin sadece önemli bir örnektir - İsrail işgal güçleri ve onların işbirlikçileri olan Filistin Yönetimi güvenlik güçleri tarafından sürekli baskınlara maruz kalmaktadırlar.

Zayıflamış otoriter ve gayrimeşru bir yönetim, güç kullanarak hakimiyetini genişletemez. Ancak son yıllarda Filistin Yönetimi'nin İsrail ile işbirliği ve suç ortaklığı, sömürgecilik karşıtı direnişin gerekli olduğu çerçevenin bir başka parçası olarak açıkça kabul edildi. Filistin Yönetimi'nin, Filistin halkı söz konusu olduğunda üzerinde durabileceği sadece iki platform vardı: güç yoluyla boyun eğdirme ve gerektiğinde ara sıra puan toplamak için Filistinli sömürgecilik karşıtı direnişi istismar etme. Her ikisi de hızla çöküyor.

Abbas, Gazze'yi sadece Filistin Yönetimi'nin bölgeye varsayımsal dönüşü açısından gündeme getirdi. Bunun dışında, bir yılı aşkın bir süredir devam eden soykırım sadece ara sıra yapılan çok zayıf açıklamalarla geçiştirildi. Öte yandan işgal altındaki Batı Şeria'da direnişe katılan Filistinlileri öldürmekten başka bir şey yapmadılar. Filistin Yönetimi ne Filistinliler ne de kendisi için hiçbir şey ortaya koyamayacağını bilse de, kendilerini güvenlik ve istikrar olarak lanse ettirdiler. Filistinliler, Filistin Yönetimi'nin güvenlik güçleri tarafından ‘kanun ve düzeni yeniden tesis etmek’ adına işkenceye maruz bırakıldılar. Filistin Yönetimi hukuku korumak adına hukuku ayaklar altına almaktadır.

İsrail, Filistin Yönetimi'ne artık ihtiyacı olmadığına karar verdiği anda Abbas ve yakın çevresinin dayanacak hiçbir şeyi kalmayacaktır.

Filistin Yönetimi'nin gerçekleşebileceğini düşündüğü güç yanılsaması her ne olursa olsun, bunun tam tersinin gerçekleşmesi çok daha muhtemeldir. Filistin Yönetimi, Filistinlilerin sömürgecilik karşıtı mücadelesini çeşitli şekillerde parçalayarak yaklaşan şiddete katkıda bulunmuş olacaktır: Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria arasındaki sözde ideolojik ayrımı sürdürmek; soykırım devam ederken bile iki devletli uzlaşmanın uluslararası dayatmasına tutunmak; İsrail, Filistin topraklarından geriye kalanları sömürgeleştirmeye devam ederken ve Ramallah hem zamanı hem de Filistinlilerin hayatlarını boşa harcayarak aciz bir şekilde seyrederken bile hayali devlet inşasının parametrelerini kabul etmek.

Dolayısıyla El Cezire'nin yasaklanması Filistin Yönetimi'nin diplomatik bir görünüm altında şiddete başvurma ikilemini çözmeyecektir.

Ne de olsa Filistin Yönetimi, Mart 2017'de Basel Al-Araj'ın Filistin Yönetimi güvenlik görevlileri tarafından öldürülmesinden ve birkaç ay sonra gazetecileri hedef alan siber suç yasasından bu yana Filistinlilere yönelik baskısını artırıyor.

El Cezire, Filistin Yönetimi'nin İsrail'den ayrı olarak düzenlediği baskınlarda Cenin'de Filistinlilerin öldürüldüğünü bildirdi. Eğer Filistin Yönetimi işgal altındaki Batı Şeria'da güvenliği sağlamadaki rolünden bu kadar eminse, neden bir haber kuruluşunun ayrıntıları bildirmesine izin vermiyor? Eğer Filistin Yönetimi meşru sömürge karşıtı direnişi “terörizm” ve “kanunsuzluk” olarak görüyorsa, Filistin mücadelesi söz konusu olduğunda ana akım anlatıya uyması onun için bir övünç kaynağı olabilir mi?

Peki bu kadar çok Filistinli, Ramallah'ın vahşetinin görgü tanığı iken Filistin Yönetimi El Cezire'yi kapatarak ne elde edeceğini düşünüyor? Baskılarının göz önünde gizlenmesini mi istiyor?

Tüm maskeler düştü; Filistin Yönetimi'nin bilgi edinme hakkını engelleyerek iktidara tutunmaya çalışması sadece kırılganlığını ortaya çıkarıyor. Filistinlilere karşı içeriden gelenden daha büyük bir tahrik yoktur ve Ramallah'ın kışkırtması da bir istisna değildir.

 

* Ramona Wadi bağımsız bir araştırmacı, serbest gazeteci, kitap eleştirmeni ve blog yazarıdır. Yazıları Filistin, Şili ve Latin Amerika ile ilgili çeşitli temaları kapsamaktadır.

HABERE YORUM KAT