HAKSÖZ HABER

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan gerginlik Türkiye’deki problemli insan tipini bir bir ortaya çıkartmaya devam ediyor. Bir tarafta kendi statükolarını korumak adına akademinin ‘özgürlüğünü’ savunan ve aslında kendisinden başkasına yaşan hakkı tanımayıp insanları fişleyen sol, sapkın gruplar yer alıyor.

Bu grupların dışında ise milliyetçi atmosferin ‘mümbit’ topraklarında yetişen yeni nesil muhafazakar, yerli milli gençlik yer alıyor. İlk grup kadar örgütlü ve söylem gücünü sahip oldukları söylenemese de bunların da oldukça problemli bir durumu ortaya çıkarttıkları aşikar.

Hükümete yakın STK’lardan birisine üye olduğu da ifade edilen Emre Kayırlı isimli şahsın Bihavadis isimli sitede yazdıkları bu bağlamda oldukça ilginç bir yere oturuyor. İslam düşünce geleneği ve ahlakında muarızınız size ne yaparsa sizin de ona aynı şekilde karşılık verme hakkınız yoktur. Müslüman öğrencileri fişleyip, İslami değerlere hakaret eden reziller size şu hakkı vermez: “ ’Haydi gidiyoruz, polislerle omuz omuza duracağız, dil uzatanın dilini, el kaldıranın elini koparacağız’ desem kaç kişi benimle gelir? Emir gelirse sayımızı bileyim” 

Türkiye’de İslami hareket perspektifi öncelikle sağcı, devletçi mantık ve düşünme tarzı ile mücadele etti. Sağcılığın argümanlarına karşı kendi kavram dünyasını kullanan İslamcılık ayrışmasını en temelde sağcı-milliyetçi gruplar ile yaşadı. Bugün gelinen vasat ise; bir takım siyasi ittifakların neticesi olarak dindar hatta İslamcı olduğunu iddia eden yapıların ürettiği genç tipinin ülkücü gençlik tarzına ve söylemlerine yakın durduğu vahametidir.

Elinde silahlarla maganda pozu veren, tehdit dili kullanan bu yeni yerli milli gençlik işin özünde en çok savundukları şeye zarar veriyorlar. Müslümanların asla kabul edemeyecekleri bu ‘mafyatik’ tavırlar hiçbir şekilde İslamcılıkla da ilişkilendirilemez. Bu yeni muhafazakar yerli genç tipinin yeni bir kategoride veya özendikleri yapılarla ilişkili olarak ele alınmaları gerekmektedir!