1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Madem Sıkıntı Hissediliyor, O Zaman Vakit Kaybetmeden Adım Atılmalı!
Madem Sıkıntı Hissediliyor, O Zaman Vakit Kaybetmeden Adım Atılmalı!

Madem Sıkıntı Hissediliyor, O Zaman Vakit Kaybetmeden Adım Atılmalı!

Hakan Albayrak, Karar’daki yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni dönem için bulunduğu daha fazla demokrasi ve hukuk vaadini değerlendiriyor.

26 Nisan 2018 Perşembe 14:20A+A-

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni dönem için daha fazla demokrasi ve hukuk vaadinde bulunmasını değerlendiren Hakan Albayrak bunlar için yeni dönemi beklemeye gerek olmadığını, yoğunlaşan ihlalleri bitirmek ve ülkenin huzur bulması için acilen adım atmak gerektiğini söylüyor.

Hakan Albayrak’ın Karar’daki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı bugünkü (26 Nisan 2018) yazısı şöyle:

Erdoğan’ın “Daha Fazla Demokrasi” Vaadine Dair

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen Salı günü Meclis’teki AK Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşmada dedi ki:

“Yeni dönem, daha fazla demokrasi dönemi, daha güçlü hukuk devleti dönemi olacaktır… daha geniş özgürlük dönemi olacaktır… yargının daha bağımsız hale geldiği bir dönem olacaktır…”

Soru: Daha fazla demokrasi, daha geniş özgürlük, daha bağımsız yargı, daha güçlü hukuk devleti için niye yeni dönemi beklememiz gereksin ki?

Bugün, şu saatte, hemen şimdi yapılabilecek şeyler yok mu bu konularda?

Seçim sath-ı mailinde imkânsız diyelim; şu son bir senenin nesi vardı peki?

Siyasî irade üzerinde askerî / bürokratik tahakkümün t’sinin bile kalmadığı bu dönemde, bir yandan FETÖ’yle mücadele kararlılıkla sürdürülürken öbür yandan demokratik hukuk devletinin ihyasına yönelik birtakım adımlar da atılamaz mıydı?

***

Bilakis, iktidara yan gözle bakmaktan başka somut suçu (!) olmayan -Büyükada’daki insan hakları aktivistlerinden Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul’a kadar- birçok kişinin akıl almaz suçlamalarla tutuklanması suretiyle ‘daha az demokrasi’, ‘daha zayıf hukuk devleti’, ‘daha dar özgürlük’, ‘iktidara daha bağımlı yargı’ mesajı verildi…

FETÖ’yle mücadele sürecinde kurunun yanında yakılan yaşların mağduriyetleriyle doğru dürüst ilgilenilmedi, şikâyet dosyalarına yetişmesi mümkün olmayan kifayetsiz bir araştırma kurulu oluşturmakla ve bir de “Mor Beyin” skandalı üzerine -epeyce nazlandıktan sonra- Bylock listelerinde bazı tashihler yapmakla yetinildi…

28 Şubat döneminde darbeci generallerin talimatı doğrultusunda hareket ederek “irticacılar”ın tepesine binen cunta işbirlikçisi savcıların iddianameleri ve hakimlerin kararları buruşturulup çöpe atılmadı; müebbet hapis cezasına çarptırılan 28 Şubat darbecileri yaşlı ve hasta diye hapse atılmazken 20 senedir mahpus olan aynı yaşlardaki 28 Şubat mağdurları hastalıklarına da bakılmadan zindanda tutuldu ve tutuluyor...

Erdoğan’ı ‘içeriden’ eleştirmeyi imkânsız, ‘dışarıdan’ eleştirmeyi ise ancak ‘muvazaa’ şartıyla mümkün kılan bir medya düzeni inşasının tam gaz devam etmesi de cabası…

Hal bu iken ve bu hali değiştirme iradesinin varlığına dair kuvvetli bir işaret verilmemişken Erdoğan’ın yukarıda mezkûr vaatlerine bel bağlamak ne mümkün?

***

Yine de Erdoğan’ın yeni dönem için daha fazla demokrasi, daha güçlü hukuk devleti, daha geniş özgürlük ve daha bağımsız yargı sözü verme gereğini duyması önemli bir gelişme.

Demek ki bu konularda sorunların olduğunu Erdoğan da kabul ediyor.

 

HABERE YORUM KAT

2 Yorum