Lübnan'da 'İşkenceye ve Taraflı Yargılamaya Hayır' Eylemi
Lübnan'daki cezaevlerinde bulunan bazı tutuklu ailelerinin, "işkenceye ve taraflı yargılamaya hayır" protestosu düzenlediği bildirildi.
Cuma namazının ardından başkent Beyrut'un merkezindeki Muhammed el-Emin Camisi önünde toplanan aileler, "yakınlarının işkence gördüğünü, askeri mahkemelerde taraflı yargılandığını ve keyfi gözaltıların hala devam ettiğini" iddia ederek "adil yargılanma" talebinde bulundu.
Kadın ve çocuklardan oluşan protestocular, İngilizce ve Arapça "Adalet nerede?", "Sivil mahkumların devletin atadığı askeri avukatlar tarafından savunulması kanunlara aykırıdır", "İşkence, uluslararası hukuka aykırıdır" ifadelerinin yazılı olduğu pankartlar ile işkence gören tutukluların fotoğraflarını taşıdı.
Ailelerin avukatı Muhammed Sabluh, yaptığı açıklamada, "İslami kimliği ön plana çıkmış Sünni tutukluların işkence gördüğünü ve adil yargılanmadığını" belirtti.
Sabluh, "Biz bugün Beyrut'a, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne, keyfi tutuklamaları, taraflı yargılamayı ve işkenceyi şikayet etmek için geldik. Adil yargılamanın olmaması ve tutukluların işkence görmesi nedeniyle BM'nin davalara müdahale etmesini talep ediyoruz." dedi.
Lübnan mahkemelerinde bir sonuç alamadıkları için BM'ye başvurma kararı aldıklarını kaydeden Sabluh, "Şeyh Ahmed el-Esir yaklaşık 25 aydır hücre hapsinde. Uluslararası hukuka göre bir kimse 15 günden fazla hücre hapsine maruz bırakılırsa bu işkence sayılmaktadır." diye konuştu.
Askeri mahkemelerde adil yargılamadan söz edilemediğini iddia eden Sabluh, şunları söyledi:
"Biz adalet istiyoruz. Ahmed el-Esir'in yargılanmasına sebep olan çatışmada ilk ateşi kimlerin açtığının ve Lübnan ordusundan olmayan silahlı kişilerin kimler olduğunun soruşturulmasını talep ediyoruz. Silahlı kimseler, Abra'daki çatışmalara katıldıklarını askeri mahkeme huzurunda itiraf etmelerine rağmen tutuklanmadılar. Yegane isteğimiz adaletin yerini bulması ve ilk kurşunu sıkanların kurbanları olan bu suçsuz tutukluların serbest bırakılması."
Öte yandan aileler adına konuşan Ümmü Ömer de çocuklarının askeri mahkemede adil yargılanmadığını savunarak, "Lübnan ordusuna karşı savaştığı iddia edilen kişilerin Lübnan ordusuna mensup hakimler tarafından yargılanmaları ne kadar adil olabilir. Üstelik tutuklu yakınlarımız ağır işkencelere maruz kalıyor. BM'den bu olaya müdahil olmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
LÜBNAN CEZAEVLERİNDEKİ MAHKUMLARIN AÇLIK GREVİ
Lübnan'daki en büyük cezaevlerinden biri olan Rumiyye Cezaevi'nde 13 Mayıs Cumartesi günü genel af talebiyle açlık grevi başlatılmıştı. Kısa sürede diğer cezaevlerine de yayılan ve yaklaşık bin civarında tutuklunun katıldığı açlık grevi 6 gün sonra sona ermişti.
Açlık grevini başlatan tutuklu din adamı Halid Hablas, "yüzlerce mahkumun hiç yargılanmadan yıllardır tutuklu olduğunu, bu hukuksuzluğa Sünni olmaları nedeniyle maruz bırakıldıklarını ve genel af taleplerini duyurmak için açlık grevi başlattıklarını" ilan etmişti.
AHMED EL-ESİR DAVASI
"Lübnan askerlerinin ölümüne yol açmak" suçlamasıyla 20 arkadaşıyla beraber yargılanan Ahmed el-Esir'in 16 Mayıs'taki davası, Esir'in avukatlarının "Hizbullah üyelerinin de duruşmaya getirilmesi" talebi üzerine 17. kez ertelenmişti.
İran destekli Hizbullah örgütünün Suriye'de Beşşar Esed rejiminin yanında savaşa katılmasının ardından, Esir ve taraftarları, Suriye'nin Kusayr kentinde Hizbullah ile çatışmıştı. Esir, ülkesine geri dönmesinin ardından Lübnan ordusuna karşı "cihat" ilan etmişti. Esir'in "cihat ilanı" sonrası Haziran 2013'te Lübnan'ın Sayda kentinde Esir taraftarları ile Hizbullah üyeleri arasında çıkan çatışmalarda çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti.
Bu olaylar üzerine, Lübnan Askeri Savcılığı, Esir ve beraberindeki 55 kişi hakkında "Lübnan askerlerinin ölümüne yol açmak" suçlamasıyla idam talebinde bulunmuştu.
Lübnan güvenlik güçleri Esir'i, Ağustos 2015'te Uluslararası Beyrut Havalimanı'nda sahte pasaportla Mısır'a gitmek üzereyken gözaltına almıştı.
HABERE YORUM KAT