Lisede Tercihimiz İmam Hatip!
İmam Hatip’e en isteksizce kaydolmuş öğrenciler bile mezun olup önemli konumlara geldiklerinde İmam Hatipli olduklarını gururla söylemişlerdir.
Dr. Abdulkadir Turan, Doğruhaber gazetesinde “Tercihim İmam Hatip!” başlığı ile yayınlanan yazısında LGS sonrası lisede tercih yapacak olan aile ve öğrencilere İmam Hatip Liselerini tavsiye ediyor:
Liselere giriş sınavının neticeleri belli oldu, gençlerimize ve ailelerine hayırlı olsun… Bundan sonra yapılacak olan 20 Temmuz’da başlayacak olan tercihlerdir.
1980’li yıllarda İmam Hatip’te okudum.
1990’lı yıllarda 28 Şubat’ın en kesif günlerinde ise öğrencilere aynı zamanda rehberlik vazifesi de bulunan bir eğitimciydim.
Çocuklarım, İmam Hatip’te okudular; biri de okumaya devam ediyor. Dolayısıyla süreci bugüne kadar aynı zamanda bir veli olarak takip ettim.
Yazımın başlığını bu tecrübe içinde, gönül rahatlığıyla attım.
Bir daha liseye kaydolsaydım, İmam Hatip derdim.
28 Şubat’ta Ankara’da öğretmenlik yaparken sonradan Diyanet’in tepe bürokrasisine çıkan muhterem bir velimiz, “Hocam, biz bu çocukları İmam Hatip’ten almayacağız! Bu koşullar içinde onların imkânlarını artırmaya bakacağız!” demişti. Asla pişman olmadı.
Bugün, Allah muhafaza, Türkiye’de o şartlar vuku bulsa yine İmam Hatip’i tavsiye ederim.
İmam Hatip Lisesi, bir meslek okulu değildir; İslamî eğitimin mümkün olan koşullarda verildiği bir lise türüdür.
İmam Hatip Liseleri hem açılış gayeleri hem programları hem oluşumları bakımından İlahiyatlardan da daha yerlidir, daha millidir, İslam’la yoğrulan Anadolu ruhuna çok daha yakındır.
Müslüman olarak Rabbimizden daima hem dünya hem ahiret saadeti talep ederiz. İmam Hatip Liseleri öğrenciye programı el verdikçe ve kıymetli hocaların katkısıyla dünya ve ahireti bir arada anlatan okullardır.
Bu okullar, başarıda geçmişten bu yana bütün engellere rağmen Türkiye’nin en başarılı okullarındandır ve yıllara yayılan hiçbir başarı “denk gelmiştir” türünden değildir. Aksine bir planlamanın, bir programın karşılığıdır.
İmam Hatip programı, çok yönlü olarak dünyevi bir başarıyı ve İslamî bir şuuru besleyecek türde yapılmıştır. Engeller, dayatmalar, aksaklıklar bu programın başarısına gölge düşürmemiştir.
Kimi Mason kuruluşları ve azınlık okulları gibi sayılı öğrenci alan okullar dışında, İmam Hatip Liseleri Türkiye’de öğrenciye okuluna aidiyet şuuru veren tek okul türüdür.
İmam Hatip’e en isteksizce kaydolmuş öğrenciler bile mezun olup önemli konumlara geldiklerinde İmam Hatipli olduklarını gururla söylemişlerdir.
“Çocuğumuz istemiyor!”
Bu çoğu zaman sadece bir bahanedir. Lise, öğrencinin başarısı kadar kişiliği üzerinde de etkili çok önemli bir okul dönemidir. Lise tercihi öğrencinin keyfine bırakılamaz. Mümkün olduğu kadar ikna yollarına başvurmaya değiyor. Müspet rehberlik öğretmenleri, duyarlı okul idarecileri, aklı başında eski İmam Hatip öğrencileri ile görüştürüp faydasına olanı ona kavratmak gerekir. Bu konuda rahat davranan, “Çocuğumun tercihi farklı!” deyip vazifesini ihmal eden nice velinin sonradan dizini dövdüğüne tanıklık etmişimdir.
“İmam Hatip Liseleri eski “İmam Hatip Liseleri değil!”
Belki en haksız eleştiri budur. Bizim zamanımızda da İmam Hatip Liselerinde nice başıboş öğrenci ve art niyetli hatta İmam Hatip’e özellikle atanmış kadın veya erkek nice öğretmen vardı. Bugün en azından art niyetle atanmış bir tek öğretmenin olmadığından eminiz.
Ama neticede okuttuğumuz insandır ve üstelik, henüz 14-18 yaş aralığındaki gençtir. Elbette sorunlu olanı bulunacaktır, haylazı, inanç sorunu yaşayanı… Bunlar hep insan gerçeğidir ve hiçbirinin sorunları, İmam Hatip’e gölge düşürecek değildir. Bunları abartarak bir gölge oluşturanların çoğunun, sonradan “Yanılmışız!” dediklerini biliyorum.
Öğretmene gelince geçmişin zor günlerinde nice şuursuz İmam Hatip hocası da gördük ama beden eğitimi hocası olduğu hâlde kendini İmam Hatip Lisesine, orada okuyan gençlerin şuuruna adamış, Muvaffak Yükseloğlu Hocamız gibi değerler de gördük. Rabbim, sıhhat selamet afiyet versin, bir Muvaffak Hoca, ortam İmam Hatip olunca nice kötünün yaptıklarını izale edebiliyordu.
İşte özellikle, bu mümbit, bereketli ortam için bir daha “Tercihim İmam Hatip!” diyorum. İmam Hatip, medrese değildir, medresenin yerini de tutmaz. Ama söz konusu olan liseler arası kıyas olunca öğrenciye en tercih edilir ortamı sağlar.
HABERE YORUM KAT