Libya’ya Hızlı Müdahale Boşnakları da Şaşırttı!
Savaş döneminin Genelkurmay Başkanlarından Nayetoviç, “Bosna-Hersek’e NATO’nun hava müdahalesi Fransa tarafından engellenmişti, Libya’ya hava saldırısında ise aktör ülke Fransa oldu.
Fransa'nın bu kadar hızlı müdahalesinin gerekçesini çok merak ediyorum" dedi. Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Hatice Mehmedoviç de Bosna-Hersek'te bütün dünyanın gözü önünde işlenen katliamlara yıllarca göz yuman uluslararası güçlerin ve özellikle Fransa'nın Libya'ya bu ani tepkisinin altında petrol olduğunu savundu.
Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasında süren savaşta işlenen katliamlara, sistematik tecavüzlere, hatta "güvenli bölge" ilan ettiği Srebrenitsa'da daha sonra "soykırım" olarak tanımak zorunda kaldığı trajediye karşı müdahalede bulunmayan BM'nin, Libya karşısında hızlı karar alması ve uluslararası gücün bu ülkeye hava saldırısı başlatması Boşnakları şaşırttı. Avrupa'nın tam ortasındaki Bosna-Hersek'te yaşanan savaşta yüz binin üzerinde sivil katledildi, 50 bine yakın kadın ise toplama kamplarında sistematik tecavüze uğradı. Savaşın başladığı 1992 yılından sona erdiği 1995 yılına kadar defalarca toplanan BM ve NATO'dan, Sırp saldırılarını ve Çetnik faşistlerin katliamlarını durdurmak için bir türlü askeri müdahale kararı çıkmadı. Boşnaklar, bu kararın çıkmamasında en büyük engelin dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand olduğunu savunuyor. Savaşı yaşayan Boşnak yetkililer, BM ve NATO'nun savaş zamanında Çetniklere müdahalesinin sürekli Mitterrand tarafından engellendiğini belirtiyor ve bugün aynı Fransa'nın Libya'ya karşı saldırıda öncü rol oynamasının altındaki gerekçeyi merak ediyor. Savaş zamanında Bosna-Hersek ordusunda Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan, halen Travnik Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Emekli Korgeneral Doç. Dr. Cemal Nayetoviç, AA muhabirine Libya'ya karşı yapılan hava saldırısını değerlendirdi. Nayetoviç, Bosna'daki savaş sırasında NATO birliklerinin Çetniklerin askeri hedeflerini vurmaya hazır olduğunu, ancak dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, "Bosna'ya askeri müdahaleye gerek olmadığı, sadece insani yardıma ihtiyaç olduğu" yönündeki sözlerinin bu harekatı doğrudan engellediğini kaydetti.
Fransa'nın şimdiki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Libya'ya karşı "alelacele" Paris'te bir toplantı düzenlediğine işaret eden Nayetoviç, bu toplantıya bölgenin önemli bir ülkesi konumundaki Türkiye'yi çağırmamasını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "acele müdahalenin zararları" yönündeki uyarılarını dikkate almamasını ise şaşırtıcı bulduğunu ifade etti. Nayetoviç, "Bosna-Hersek'e NATO'nun hava müdahalesi Fransa tarafından engellenmişti, Libya'ya hava saldırısında ise aktör ülke Fransa oldu. Fransa'nın bu kadar hızlı müdahalesinin gerekçesini çok merak ediyorum" dedi. Bosna-Hersek için 3.5 yılda hava saldırısı kararı alamayan bir BM'nin Libya için bir günde karar çıkarma hızı karşısında şaşkına uğradığını ifade eden Nayetoviç, şunları kaydetti: "Ben (Libya lideri Muammer) Kaddafi'nin avukatı değilim, fakat devrilme zamanı geldiyse bunu Libya halkı yapmalıdır. Devlet politikalarında devamlılık esastır. Dün Bosna'ya karşı engelleyici tutum sergileyen Fransa, bugün Libya'da neden öncü? Sarkozy'nin bu kadar acele etmesinin altındaki sebep nedir?"
SREBRENİTSA TANIĞININ DÜŞÜNCELERİ
Bosna'daki savaş zamanında BM tarafından korunan ve "güvenli bölge" ilan edilen Srebrenitsa kentinde Temmuz 1995 yılında iki oğlunu, kocasını ve akrabaları arasındaki bütün erkekleri kaybeden Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Hatice Mehmedoviç de Libya'ya hızla askeri müdahalede bulunulması karşısında şaşkınlığını dile getirdi. Mehmedoviç, Bosna-Hersek'te bütün dünyanın gözü önünde işlenen katliamlara yıllarca göz yuman uluslararası güçlerin ve özellikle Fransa'nın Libya'ya bu ani tepkisinin altında petrol olduğunu savunarak, şöyle konuştu: "Ne yazık ki bizim kanımızın, onurumuzun, iffetimizin değeri, o güçler için bir anlam ifade etmiyordu. Söz konusu petrol ve maddi çıkarlar olunca bir anda savaş uçakları havalanıyor. Ancak yine o yıllarda Boşnakların kendilerini savunabilme gücü olsaydı, bu güçler 3,5 yıl beklemez, hemen saldırıya geçer, hatta bizi vururlardı. Biz yıllarca yardım ve savunma bekledik dünyadan, fakat yanıldık. Savaş bitti, soykırımı yapanların cezalandırılmasını bekledik. Ancak yine yanıldık, çünkü soykırım yapanlar, cezalandırılmaları bir yana, neredeyse ödüllendirildi."
YENİ AKİT
HABERE YORUM KAT