Libya'daki gelişmeler ne kadar doğru aktarılıyor?
Ahmet Varol, Libya'daki son gelişmeleri değerlendirirken medyada hadiselerin yer alış biçimi hakkında da bilgi veriyor.
Ahmet Varol / Yeni Akit
Libya’daki son çatışmaların tahlili
Libya’nın başkenti Trablus’ta birinin ayağını yan basmasıyla patlak veren olaylar son açıklamalara göre en az 55 kişinin hayatına mal oldu. Gerçi hadiselerin üzerine hızlı bir şekilde gidilmesi ve birbirlerine silah çeken tarafların da uzlaşmaya yanaşması sükunetin sağlanmasına ve Trablus’ta hayatın yeniden normale dönmesine imkan verdi. Ama sanıyoruz, ilgilenenler; “Durup dururken bu çatışmalar nereden çıktı?” sorusuna cevap arıyorlardır.
Gördüğüm kadarıyla Türkiye’de medya organları olayları gelişme süreci çerçevesinde aktardı. Ancak biz merak edenler için olayların siyasi çerçevesi hakkında da genel bir değerlendirme yapmakta yarar görüyoruz.
Öncelikle belirtelim ki bu son çatışmaların ülkede henüz nihai çözüme kavuşturulamamış ve halen devam etmekte olan iki ayrı otoritenin oluşmasına yol açan hakimiyet kavgasıyla bir ilgisi yok. Bu son olaylarda karşı karşıya gelenlerin ikisi de Trablus’ta meşru otorite olarak kabul edilen siyasi yapıyla bağlantılı. Ancak ülkede henüz yeterince bir kanun hakimiyetinin, merkezi otoritenin, kuvvetler ayrışmasının ve iç disiplinin sağlanamamış olması bu tür bir çatışmanın yaşanmasına zemin hazırladı. Bunda tabii tarafların doğacak sonuçlarla ilgili iyi bir muhakeme yapmadan fevri hareketlerde bulunmalarının da önemli bir payı var.
Önce isimlerle ilgili bir bilgilendirme yapmakta yarar var. Çatışmalar Tugay 444 ile Terörle ve Suçlarla Mücadele ve Caydırıcılık Teşkilatı isimli özel askeri kurum arasında meydana geldi. Medya organlarında ikincisinin adı genellikle Rada olarak verildi ve bu bir özel isim olarak yansıtıldı. Oysa Rada’, Arapçada caydırma anlamına gelir ve söz konusu teşkilatın özel ismi veya isminin bir kısaltması değil özel isminde geçen bir sıfattır.
Bunlardan Tugay 444, Libya ordusunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın Trablus Bölgesi Askeri Birimi’ne bağlıdır. Elemanlarının çoğu Türkiye’nin gönderdiği askeri uzmanlardan eğitim almışlardır. Trablus’un önemli bir kısmında özellikle de güney kısmında askeri kontrolü elinde bulunduruyor. Komutanlığını Mahmud Hamza yapıyor ve Tugay 444’ü kurmadan önce o da diğer teşkilatta çalışıyordu.
Diğeri ise Muaytika Uluslararası Havalanı’nda ve sahil bölgesinde kontrolü elinde bulunduruyor. Libya Başkanlık Konseyi’ne bağlı olarak çalışıyor. Komutanlığını Abdurrauf Kâre yapmaktadır. (Son dönemde Arapçadaki med eliflerinin Türkçede şapkalı a yerine çift a ile yazılması modası bayağı kabul gördüğünden medya organlarında hep Kaare diye yazıldı.)
Bu iki teşkilat arasında daha önce de bazı gerginlikler yaşanmıştı. O yüzden son çatışmalarda eski hesapların önemli etkisi olduğunu sanıyoruz.
Son çatışmalara geçtiğimiz pazartesi günü Tugay 444 Komutanı Mahmud Hamza’nın bir seyahate çıkmak istediği sırada Muaytika Uluslararası Havaalanı’nın kontrolünü elinde bulunduran Terörle ve Suçlarla Mücadele ve Caydırıcılık Teşkilatı’nın adamları tarafından gözaltına alınması neden oldu. Bu hareket son derece hatalıydı ve karşı tarafın da eski defterleri karıştırmasına dolayısıyla bastırılmış öfkenin dışa yansımasına sebep olacağı açıktı.
Diğer taraf da kendilerine karşı yapılan hatanın düzeltilmesi için birilerinin devreye girmesini ve çözüm aranmasına fırsat verilmesini beklemeden çok hızlı bir şekilde tepki gösterdi ve hemen silahlar konuşturuldu. Hızlı bir şekilde yayılan ve iki gün süren çatışmalarda en az 55 kişi hayatını kaybederken 150 civarında insan da yaralandı. Bu arada birçok kişi kaçırılıp rehin alındı.
Ulusal İttifak Hükümeti Başkanı Abdülhamid Dibeybe’nin hızlı bir şekilde devreye girmesi ve aynı zamanda Savunma Bakanı olması itibariyle kişisel yetkisini kullanarak, gözaltına alınmış olan Mahmud Hamza’nın tarafsız bir ekibe teslim edilmesi yönünde karar vermesi hadiselerin yatıştırılmasına ve ateşkes sağlanmasına vesile oldu.
Dibeybe yaptığı açıklamada Mahmud Hamza ile Abdurrauf Kâre’nin geçmişteki hizmetlerinden övgüyle söz ederken son olaylardaki hatalarının da görmezden gelinemeyeceğine dikkat çekti.
HABERE YORUM KAT