Libya ve Yemen tamam gibi...
Libya’da Kaddafi döneminin sonu. Bu hafta sonunda Libya ve Yemen reformcuların yönetimine geçebilir.
Halk ayaklanmasının iki yeni adresi Bahreyn ve Suriye.. Suriye’de başlayan ayaklanma Ürdün’ü de harekete geçirebilir. Öte yandan Cezayir ve yine Umman’da yeni hareketlenmeler gözükebilir.
Bahreyn, Suriye, Ürdün, Umman derken sıra Suudi Arabistan’a da gelecek.. Bana kalırsa Suudiler bu konuda ellerini çabuk tutarlarsa kendilerine iyilik etmiş olurlar..
Suudi Arabistan’la ilgili olarak ben geçen yıl bazı şeyleri yazdım.. Ama Suudiler anlamadılar. Dünyadaki yeni gelişmeleri doğru okumuyorlar ve anlamak istemiyorlar..
Mekke ve Medine’nin statüsü konusunun bir an evvel İslam Konferansı çerçevesinde ele alınması gerekiyor.. Aynı şekilde Suudilerin bir an önce meşruti bir yönetime geçmesi, katılımcı, çoğulcu, şeffaf, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti haline gelmeleri şart.. Suud ve şeyh aileleri meşruiyeti, kendilerinden menkul statülerini gözden geçirmek zorundalar.. Kutsal mekanlar ve petrol, aynı şekilde toprak mülkiyeti ve egemenlik yeniden tanımlanmak zorunda.. Bu da en azından meşruti, federatif bir monarşik yapıyı zorunlu kılacaktır.. Aslında meşruti de olsa monarşilerin bölgede uzun bir geleceği olmadığının da görülmesi gerekir.. Aşiret düzeni ile yönetim dönemi bitti.. Partiler, dernekler, seçim, inanç ve fikir, ifade hürriyeti kaçınılmaz.. Bu iş daha önceki örneklerinde görüldüğü gibi kanlı ya da kansız olacak..
Kuzey Afrika’da, daha doğrusu Akdeniz’in güney sahillerinde Fas ve Cezayir kaldı..
ABD ve batı bu süreçte etkin bir rol üstlenememenin sıkıntısını yaşıyor.. Koalisyon ortaklarının sürece müdahil olması dünyadan yoğun tepkiler aldı.. Sonunda bu işin NATO şemsiyesi altında, Türkiye’nin liderliğinde çözülmesine karar verildi..
Daha önceleri Türkiye NATO’nun ucuz asker deposu, sıçrama tahtası, “oltayı yutan balık” hükmünde verilen her görevi yerine getirme konusunda hazır bir müttefik rolündeydi..
Türkiye bugün batının kendine rol vermesini beklemiyor. Kendi projesini masaya koyuyor. Batının da bölgede Türkiye ile birlikte hareket etmeye eli mahkum..
Suudilerin, kendilerini ABD’nin de kurtaramayacağını bilmesi gerekir. Ne silah siparişleri, ne Amerikan bankalarındaki paraları ve hisse senetleri, ne de petrol kendilerini kurtaramaz..
Mısır’da yaşananları görmüş olmaları gerekir. Bu işler böyle. Ayakta iken ellerinizi öpenler, oturduğunuzda saldırırlar, düştüğünüzde vururlar..
Bu kadife devrim filan değil.. Bu yeni dalga farklı bir şey.. Din, özgürlük ve refah sacayağı üzerinde yükseliyor.. Bir diğer sacayağı ise adalet, barış, özgürlük.. Bana kalırsa sırada Kafkaslar var.. Bu yılın ikinci yarısında, belki de o zamana kalmadan Kafkaslar’da özgürlük rüzgarları esmeye başlayabilir.. Bakarsınız bu arada mesela Kuzey Kore’de de bir şeyler olabilir..
Afrika’da da esecek bu rüzgar.. Sadece İslam ülkelerinde değil, tüm dünyada kendini hissettirecek..
“Din hakların afyonu” değil, direniş gücüne dönüşüyor.. “İslam” teslimiyeti öğütleyen, “Tom amca” kültürünü idealize eden bir öğreti değil..
Aslında tüm dünya bu olayları izlerken, İslam ve İslam dünyası ile ilgili derin bir gerçekle de yüzleşme fırsatı buluyor.. “İslam dünyası neden böyle” sorusunun cevabını bulmak, artık bu internet çağında zor değil. İslam toplumunun geri kalmışlığının sorumluluğunu İslam’a yüklemeye çalışan geri zekalıların propagandaları da yaşanan gerçekler sayesinde yüzlerine çarpılıyor bu vesile ile ve batı demokrasisinin arka bahçesinde yaşanan kan ve gözyaşları ile çalınan alın terlerinin harmanlandığı, batının refah ve mutluluğunun iksirini oluşturan yağma düzeni de bütün çıplaklığı ile insanlığın gözleri önüne seriliyor..
Kuzey Kore sırada, Myanmar da.. Küba da değişecek.. Rusya da yeniden yapılanacak, Endonezya da, Çin de.. Sıra AB’ye de gelecek, ABD’ye de..
Tamam, kriz dövize kaçışı hızlandırıyor, dolar yükseliyor, silah tüccarlarına gün doğuyor gibi belki ama, yarın taşlar yerine oturup, fırtına dindiğinde, yeni bir dünya kurulduğunda ekonomileri sömürüye dayalı ülkeler için uzun sürecek bir kara kış dönemi başlayacak..
Bu arada Türkiye de yeniden yapılanıyor.. Türkiye bu değişimi ve dönüşümü barışçı bir şekilde gerçekleştiren model bir ülke durumunda.. Türkiye bu yönü ile de dünyaya model olmaya aday..
Allah’ın izni ile hele şu seçimleri salimen bir atlatalım.. Zalimler istemeseler de Hak hükmünü icra edecek.. Allah dilerse, kafirleri bile dinine hizmet ettirebilir.. “Hak şerleri hayreyler / Sen sanma ki gayreyler/ Görelim Mevlam neyler/ Neylerse güzel eyler”. Selam ve dua ile.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT