Libya Kan Gölüne Döndü
Kaddafi yönetimi muhaliflere nefes aldırmıyor. 3 günde 84 kişi yaşamını yitirdi. Cenaze törenine katılanlar keskin nişancıların hedefi oldu.
Tunus ve Mısır'daki diktatörlerin halk ayaklanması sonucu kısa sürede devrilmesinden sonra gözler şimdi de Libya'yı 41 yıldır polis devleti ile yöneten diktatör Muamer Kaddafi'nin ülkesine çevrildi. Yönetim karşıtı gösteriler karşısında koltuğu sallanan diktatör Muamer Kaddafi, göstericilere karşı giderek acımasızlaşıyor. Son üç günde istifasını isteyen göstericilerin üzerine silahlı güçlerini sürmesi üzerine 100'e yakın kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda göstericinin de yaralandığı bildirildi. Göstericilerin yakaladıkları iki polisi meydana astığı gelen haberler arasında.
Tansiyonun yükseldiği Libya'da dün de bir çok şehirde ayaklanan halkın, devlet dairelerini ateşe verip yağmaladığı bildirildi. Bu ülkedeki Türk şirketleri de yağmadan nasibini aldı. Hükümet karşıtları, Kaddafi'nin öğretilerinin yer aldığı "Yeşil Kitap"ı sembolize eden bir anıtı da yıkarken, Ankara, Libya'daki binlerce Türk vatandaşının tahliyesi için gerekli çalışmaları başlattı.
İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ'NE GÖRE, SON ÜÇ GÜNDE 84 KİŞİ ÖLDÜ
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 18 Şubat'tan bu yana devam eden Kaddafi karşıtı gösteriler sırasında güvenlik güçleriyle protestocular arasındaki çatışmalarda en az 84 kişinin öldüğünü belirtti. Örgüt, güvenlik güçlerinin sert müdahalesi sonucu Libya'nın en büyük ikinci kenti Bingazi'de 55, El Bayda'da 23, Ejdebiye'de 3 ve Derne'de de 3 kişinin hayatını kaybettiği tahmini bildirdi. HRW, tahminini hastane çalışanları ve görgü tanıklarına dayandırdı. Libya'daki yabancı kaynaklar ise ölü sayısının 100'ün üzerinde olduğunu ileri sürüyorlar.
AFP ve AP haber ajansları ise, El Bayda'daki olaylar sırasında protestocularun üzerine ateş açan iki polis memurunun daha sonra göstericiler tarafından yakalanarak, kent meydanında asıldığını bildirdi. Tobruk kentinde bir grup protestocu da Libya lideri Kaddafi'nin öğretilerinin yer aldığı Yeşil Kitabı sembolize eden bir anıtı yıkarken, Başkent Trablus'ta ise rejim yanlısı gösteriler yapıldı. Libya'nın doğusundaki en az 5 kentte son günlerde yönetim karşıtı gösteriler düzenleniyor.
BİNGAZİ'DE CUMA GÜNÜ 35 KİŞİ ÖLDÜ
Libya'nın ikinci büyük kenti Bingazi'de Cuma günü göstericilerin üzerine ateş açılması sonucu ölenlerin sayısının en az 35 olduğu ileri sürüldü. AP'nin, Bingazi'de El Jalaa Hastanesi'nden telefonla edindiği bilgiye göre, sadece Cuma günü bu hastaneye 35 ceset getirildi.
Kentte Perşembe günkü gösterilerde öldürülen 10'dan fazla kişi için düzenlenen cenaze töreninden sonra halkın, diktatör lider Muammer Kaddafi'nin kente geldiğinde kaldığı rezidansına yürümek istediği, askeri bir bölge olan yerleşkedeki güvenlik güçlerinin de protestocuların üzerine ateş açtığı, olayda çok sayıda kişinin de yaralandığı kaydedildi.
İNTERNET ERİŞİMİ KESİLDİ
Merkezi ABD'de bulunan ve internet trafiği gözetiminde uzman olan Arbor Networks şirketi, Libya'da internet erişiminde kısıtlamaların olduğunu, geceyarısı da internet erişiminin "aniden kesildiğini" açıkladı.
LİBYA VE KADDAFİ
Uzun yıllar İngiliz ve Fransız idaresinde kaldıktan sonra 1951'de bağımsızlığını kazanan Libya, doğrudan halk yönetimi anlamına gelen Cemahiriye sistemiyle yönetiliyor. "Devrim Lideri" unvanını taşıyan Muammer Kaddafi, 1976'da yayımladığı; İslami ülküler, sosyalizm ve Arap milliyetçiliğinin harmanlandığı, siyasi partiler ve temsili demokrasiyi reddeden "Yeşil Kitabı"nı temel alarak, halkın görüşlerini halk komiteleri ve genel halk kongresi aracılığıyla sunabilmesine olanak tanıyan "Cemahiriye Sistemi"ne 2 Mart 1977'de geçti.
Libya lideri, ülkenin adını da Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi olarak değiştirdi. Muammer Ebu Minyar El Kaddafi 1969'da yüzbaşıyken Kral İdris'e karşı yaptığı ihtilalden sonra albaylığa terfi etti. Kaddafi, ihtilalden sonra Devrim Komuta Konseyi Başkanı oldu. Bir yıl sonra da Başbakanlık ve Savunma Bakanlığı'nı da üstlendi. Libya'da 1971 yılında, tek siyasi parti olan Arap Sosyalist Partisi'nin kurulmasından sonra 1972'de başbakanlığı devreden Kaddafi, 1976 yılında kendini devlet başkanı ilan etti.
1977'de Cemahiriye sistemine geçtikten sonra, 1979'da tüm görevlerinden istifa ederek kendini sade bir vatandaş ilan eden Kaddafi, 1981'den bu yana Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutanı unvanını taşıyor. 1986 yılında ise ülkenin adına "büyük" sıfatı eklenerek Libya Büyük Sosyalist Arap Halk Cemahiriyesi oldu. Libya lideri, 1992'de ülkeyi her biri ayrı bütçeye, yasama ve yürütme güçlerine sahip binden fazla yerel idareye ayırdı. Yerel idareler ve kongreler, Kaddafi'nin üyelerini özel olarak seçtiği Devrim Komiteleri'nce denetleniyor. Kaddafi, gerçek demokrasi olarak adlandırdığı cemahiriye sisteminin, "sahte parlamentarizm ve batı demokrasisinden çok daha başarılı ve demokratik olduğu" görüşünü savunuyor. Doğusunda Mısır, güneyinde Çad ve Nijer, batısında Cezayir ve Tunus, kuzeyinde de Akdeniz'e sınırı bulunan Libya'nın 6,5 milyon dolayındaki nüfusunun yüzde 90 kadarını Araplar oluşturuyor.
Yeni Akit
HABERE YORUM KAT