Libya ordusu, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin darbeci lideri Halife Hafter milislerini Trablus il sınırlarının tamamından çıkarttıktan ve Terhune kentinde kontrolü sağladıktan sonra yeni hedeflerini belirledi.

Libya hükümeti tarafından yürütülen Öfke Volkanı Operasyonu Sözcüsü Mustafa el-Mecai, Terhune vilayetinde kontrolün sağlanmasının ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Yeni meşru hedefimiz Sirte, Cufra ve ülkenin güneyinde bulunan petrol sahalarıdır." dedi.

Libya’yı 42 yıl yönettikten sonra 2011 yılında Arap Baharı ayaklanmaları sonucu devrilen Muammer Kaddafi’nin memleketi Sirte’nin, ilk hedef olarak açıklanması ise dikkati çekti.

Libya ordusunun ilk hedefi: Sirte

Başkent Trablus’un 450 kilometre doğusunda yer alan Sirte’nin nüfusu 2012 yılı verilerine göre 79 bin olarak açıklandı. Farklı kentlerde yaşanan çatışmalar nedeniyle göç alan kentte nüfusun 100 bini aşmış olabileceği tahmin ediliyor.

Akdeniz sahil kenti Sirte, kendisiyle aynı ismi taşıyan Sirte Körfezi'nde yer alıyor. Önceleri "Sirde Körfezi" olarak isimlendirilen kent Trablus ve Afrika ticaret yolunda önemli bir istasyon olarak kabul ediliyordu.

Devrik lider Kaddafi, 17 Şubat devrimi esnasında Trablus’ta kontrolü kaybedince kendi memleketi olan Sirte’ye 1 Eylül 2011'de geri dönerek buraya sığındı. Kaddafi, 20 Ekim’de de yine bu şehirde öldürüldü.

Haziran 2015’te DEAŞ'ın kontrolüne geçen kent, Aralık 2016’da kurtarıldı. Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac kentin DEAŞ mensuplarından temizlendiğini 18 Aralık 2016’da duyurdu.

Kentteki Medhali Selefi görüşlü bir silahlı grubun taraf değiştirmesi sonucu 7 Ocak 2020'de Sirte, Hafter milislerinin eline geçti. O tarihten bu yana kent Hafter milislerinin kontrolünde bulunuyor.

Meşru yönetimin yeni hedefi Sirte'nin tarihçesi

Modern bir şehir olarak bugünkü Sirte’nin temelleri, 1885 ve 1886 yıllarında Ahmet Rasim Paşa’nın Trablusgarp valiliği zamanında atıldı.

Sirte, 31 Aralık 1912'de İtalyanlar tarafından işgal edildi. 29 Nisan 1915'te İtalyanlar ve Libyalı kabileler arasındaki savaşın ardından başlatılan direniş, 22 Ocak 1922’de düzenlenen ilk Milli Birlik Konferansı’nın başlangıcıydı.

İkinci hedef: Cufra

Osmanlı döneminde Sukne kazası olarak isimlendirilen Cufra, başkent Trablus’un 650 kilometre güneydoğusunda yer alıyor.

Cufra, Hafter milislerinin işgalindeki stratejik Cufra Askeri Hava Üssü'ne ev sahipliği yapıyor. Hafter milislerinin, uluslarası destekçilerinin milislere gönderdiği askeri takviyelerin bu hava üssüne geldiği buradan da cephelere taşındığı biliniyor.

Libya’nın coğrafi olarak tam ortasında yer alan bölge, Kaddafi döneminde Cufra vilayeti olarak isimlendirildi.

Bir çöl kasabası olan Cufra, kaliteli ve kendine has aroması bulunan hurmaların yetiştirildiği bahçeleri ile biliniyor.

Libya halkının çöl ve kabile hayatını yansıtan Veddan, Hun, Sukne ve Zilleh köyleri Cufra’ya bağlı. Libya yerel kaynaklarında vilayetin toplam nüfusunun 45 bin civarında olduğu belirtiliyor.

Cufra, çöl hayatını ve geleneksel kabile kültürünü görmek isteyen özellikle Avrupalı turistlerin uğrak yerlerinden birisi olarak da biliniyor.

Güneydeki petrol sahalar

Libya'nın güneyindeki Sahra Çölü'nün içindeki topraklar, genel olarak düşük nüfuslu ve dağınık yerleşime sahip olduğu için geniş bir alan çok kısa sürede kontrol altına alınabiliyor.

Fizan bölgesindeki "kara altın madeni" Şerare Petrol Sahası, ülkenin tek başına en fazla ham petrol üretim kapasitesine sahip petrol kuyusu olarak öne çıkıyor. Şerare'nin yanı sıra El-Fil Petrol Sahası da bölgedeki önemli petrol yataklarından biri olarak tanınıyor.

Bölgedeki iki petrol kuyusunun günlük toplam üretim kapasitesi 350 bin varile kadar çıkıyor.

Libya hükümetinin bu bölgedeki petrol yataklarına ulaşmasının sağlayacağı ekonomik getirinin yanı sıra bu bölgelerde kontrolü sağlamasının Libya ordusunun, Cufra Hava Üssü'ne operasyonunda kritik önem arz edeceği öngörülüyor.