
Le Pen davası Avrupa'yı nasıl etkileyecek?
"Fransa’nın ünlü sağ siyasetçisi Marine Le Pen pazartesi günü beş yıl süreyle seçilme yasağı cezasına çarptırıldı. Bu ceza, daha öncesinde temyize gidilmediği takdirde 2027’de cumhurbaşkanlığına adaylığını koymasını imkansız hale getirecek."
Harici/Fransa’da Le Pen’e darbenin etkisi tüm Avrupa’ya yayılabilir
Paris’te bir mahkeme Le Pen’i Avrupa Parlamentosu (AP) fonlarını zimmetine geçirdiği gerekçesiyle ikisi tecilli, ikisi elektronik kelepçe takılmak üzere dört yıl hapis cezasına çarptırdı ve beş yıl süreyle siyasetten men etti.
Fransız liderin, partisi Ulusal Birlik’in (RN) Brüksel’de çalışan personel için ayrılan AP fonlarından 4,4 milyon avroyu zimmetine geçirdiği öne sürülüyor.
Salı günü yaptığı açıklamada Le Pen, “Sistem nükleer bombayı bıraktı ve eğer bunu yaptılarsa, bunun nedeni açıkça iktidarı kazanmanın eşiğinde olmamızdır. Vazgeçmeyeceğiz. Fransız halkının cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kendilerinden çalınmasına izin vermeyeceğiz,” dedi.
Le Pen’in yargıyı siyasallaşmakla suçlaması ile birlikte ABD Başkanı Donald Trump’a benzer bir karşı çıkış örgütleyeceği iddiaları gündeme geldi. Bununla birlikte RN yetkilileri, Trump ile aynı yolu izlemeyeceklerini, böylesi agresif bir yaklaşımın iki turlu başkanlık seçimini kazanmak için ihtiyaç duydukları kararsız seçmenleri kaçıracağını söylüyor.
6 Ocak 2021’de Trump destekçilerinin Joe Biden’ın seçim galibiyetini tanımadığı protestolara atıfta bulunan RN’nin üst düzey isimlerinden ve Le Pen’in kayınbiraderi Philippe Olivier, “Kongre [isyanı] yapmayacağız. Martin Luther King’i takip edeceğiz. Jean-Marie Le Pen de Trump gibi tepki verirdi ama Marine Le Pen ne babası ne de Trump gibi. Bunu farklı bir şekilde yapacağız,” dedi.
Le Pen’in halefi olarak belirlediği 29 yaşındaki RN Başkanı Jordan Bardella ise, “yargıçların tiranlığını” kınadı ve “Fransız demokrasisinin idam edildiğini” söyledi.
Fakat salı sabahı CNews’e verdiği röportajda daha yumuşak bir ton tutturan Bardella, “Demokrasinin kelimelerin şiddeti olduğuna inanıyorum, asla fiziksel şiddet değil. Bugün Fransız halkının öfkelenmesi gerektiğine inanıyorum ve onlara şunu söylüyorum: Ayağa kalkın! Öfkeli olun!” dedi.
RN de “barışçıl bir kitlesel seferberlik” çağrısında bulundu ve pazar günü Paris’te Le Pen’i desteklemek üzere bir miting düzenleme kararı aldı.
Yetkililer ayrıca bu hafta sonu ülke genelinde seçmenlerle konuşmak ve broşür dağıtmak için bir plan olduğunu söyledi.
RN ayrıca destekçilerini toplamak için “Demokrasiyi kurtar, Marine’i destekle!” başlıklı bir imza kampanyası başlattı.
Fransa’nın en yüksek temyiz mahkemesi başsavcısı Rémy Heitz ise, bu tür tehditlerin vahim olduğunu söyledi ve mahkemeyi savundu.
Heitz, “Karar siyasi değil, üç bağımsız ve tarafsız yargıç tarafından verilen hukuki bir karardır. Yargıçlara yönelik tehditler bir demokraside kesinlikle kabul edilemez,” dedi.
Başbakan François Bayrou salı günü Ulusal Meclis’te yaptığı konuşmada yargının Fransız demokrasisini baltaladığı iddialarının doğru olmadığını savundu.
Öte yandan başbakan, “bir vatandaş olarak” temyiz yolları tüketilmeden derhal seçimlere katılmaktan men edilmenin uygun olup olmadığını sorguladığını da sözlerine ekledi.
Bayrou, “Yargıçların kararlarını verdikleri yasa parlamento tarafından kabul edildi . . . Bu yasanın değiştirilip değiştirilmeyeceğine karar verecek olan parlamentodur,” dedi.
Savcıların ilk kararı temyiz etmesinin ardından Bayrou ve partisi Demokrat Hareket, Le Pen’inkine benzer bir sahte sözleşme davasından ikinci kez yargılanıyor.
Fransa’da siyasetçiler için yasaklar da dahil olmak üzere yasal sıkıntılar yeni değil ve bu durumdan etkilenenler yargıçlardan da şikayetçi. Eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Libya’dan yasadışı kampanya katkıları aldığı iddiasıyla devam eden davasında mahkemeyi yetkisini aşmak ve tacizle suçlamıştı.
Sağcı eski başbakan François Fillon, Mayıs 2017’deki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, polisin aynı yılın mart ayında eşini parlamento asistanı olarak sahte bir işte çalıştırdığı gerekçesiyle hakkında resmi soruşturma başlatmasıyla liderliğini kaybetmişti.
2011 yılında eski cumhurbaşkanı Jacques Chirac kamu fonlarını zimmetine geçirmekten suçlu bulunmuş ve iki yıl ertelenmiş hapis cezası almıştı.
İsrail, Trump, Orban, Salvini ve Wilders’ten Le Pen’e destek
Aralarında Trump’ın da bulunduğu bazı sağcı liderler ise Le Pen’in arkasında durarak rakiplerini yargı yoluyla ortadan kaldırmaya çalıştığı iddiasıyla “radikal sola” saldırdı.
Trump pazartesi günü Le Pen’in yasağı için, “Bu çok büyük bir mesele” dedi ve kendisine karşı açılan ve birçoğu yeniden seçilmesinin ardından düşen bir dizi dava arasında paralellik kurdu.
Trump, “Kulağa bu ülke [ABD] gibi geliyor. Bu ülkeye çok benziyor,” diye konuştu.
Macaristan Başbakanı Viktor Orbán X’te “#JeSuisMarine” [“#BenMarine’im”] tag’ini başlatırken, İtalya Başbakan Yardımcısı ve Lega lideri Matteo Salvini kararı “Brüksel’in savaş ilanı” olarak nitelendirdi ve “seçmenlerin kararından korkanların genellikle mahkemelerin kararından güvence aradıklarını” ileri sürdü.
Hollandalı sağcı PVV’nin lideri Geert Wilders de Le Pen’i destekleyerek “Ona inanıyorum” dedi ve temyiz başvurusunu kazanacağına, yasağı kaldıracağına ve “Fransa’nın Cumhurbaşkanı olacağına” olan inancını dile getirdi.
PfE içerisinde yer alan Avusturyalı FPÖ milletvekili Harald Vilimsky “skandal bir karardan” söz ederken, Belçika’dan Vlaams Belang lideri Tom Van Grieken mahkeme kararını “demokrasiye saldırı” olarak nitelendirdi.
İspanyol partisi Vox’un lideri Santiago Abascal ise Fransız halkının ‘susturulamayacağını’ ilan etti.
İsrail Diaspora İşleri Bakanı Amichai Chikli, X’te yaptığı açıklamada “gerileyen elitlerin yargı sistemini bir silah olarak kullanarak halkın iradesini bastırmaya yönelik acınası ve şeffaf girişiminin” başarısız olacağını söyledi.
Avrupa’da tepki oyları yükselir mi?
Öte yandan Odoxa kamuoyu yoklama enstitüsü tarafından Pazartesi günü açıklanan anket sonuçlarına göre Le Pen, yüzde 37’lik onay oranıyla eski Başbakan Édouard Philippe (yüzde 36) ve RN partisinin lideri Jordan Bardella’nın (yüzde 35) hemen önünde Fransa’nın en popüler siyasetçisi konumunda.
Karar hukuki açıdan nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin, Fransız nüfusu içindeki bölünmeyi derinleştirmiş ve sağa yeni sempatizanlar kazandırma tehdidi yaratmış gibi görünüyor.
Örneğin Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR), bunun bir sonraki seçimler öncesinde RN tabanının daha da mobilize edilmesine yardımcı olacağına inanıyor.
ECFR kısa süre önce yaptığı bir açıklamada, Le Pen aleyhindeki kararın Avrupa’da daha geniş ve önemli sonuçları olacağı uyarısında bulundu.
Avrupa’daki “müesses nizam karşıtı” hareketler için ani bir yükseliş ihtimalinden bahseden ECFR, Trump yönetimi tarafından yayılan, elitlerin liberal kesimlerinin “Batı’daki siyasi sistemleri ele geçirdiği” görüşünün daha da meşrulaşacağına işaret etti.
Aşırı sağın gelecekte “sistemin” kendilerini susturmak için çalıştığını daha güçlü bir şekilde iddia ettiğini göreceklerini öne süren ECFR, bunun Avrupa’nın ötesinde bile şimdiden gerçekleştiğini hatırlatarak, Brezilya’nın aşırı sağcı eski başkanı Jair Bolsonaro’nun “solun ve sistemin” rakiplerini “oyun dışı bırakmak” için çalıştığını söylediği aktarıyor.
Le Pen’in en güçlü halef adayı Bardella
Araştırma ve danışmanlık grubu Elabe tarafından pazartesi günü yaklaşık 1.000 kişiyle yapılan bir ankete katılanların yüzde 57’si ise Le Pen’e karşı verilen kararın, hakkındaki iddialar göz önüne alındığında “normal” olduğunu söyledi.
Ankete göre RN seçmenlerinin yüzde 89’u bunun adaletsiz olduğunu söylerken, diğer partilere oy verenlerin çoğunluğu bunun adil olduğunu düşünüyor.
Yeni Halk Cephesi (NFP) ve Macron’un partisi Ensemble seçmenleri yüzde 80’in üzerinde oylarla Le Pen hakkındaki kararın “siyasi” olmadığını düşündüğünü belirtti.
Yüzde 68’lik bir kesim de yasağın itirazlar sonuçlanmadan hemen uygulanmasının adil olduğunu söyledi.
RN seçmeninin yüzde 90’ına yakını Le Pen’in halefi olarak en iyi adayın Jordan Bardella olduğunu savundu.
Birkaç ay önce Bardella, Le Pen hakkındaki dava doruk noktasındayken, kendi kitabının tanıtımı için kent kent gezmesi nedeniyle bazı RN taraftarları tarafından “ihanet” ile suçlanmıştı.
Bardella, genç ve Le Pen ailesinin siyasi yüküne sahip olmayan daha “liberal” biri olarak görüldüğü için Avrupa’da da kabul görebilecek bir lider adayı olarak öne çıkıyor.
Yıllar boyunca müdavimleri arasında şu anda AP milletvekili ve aşırı sağcı Egemen Uluslar Avrupası grubunun üyesi olan Sarah Knafo; şu anda aşırı sağcı CNews kanalında yorumcu olan Pierre Gentillet ve şu anda milletvekili olan Alexandre Loubet’nin yer alan La Cave Saint-Germain barında takılan Bardella, şu anda RN içinde kendisini çevreleyen ve aralarında milletvekili Pierre-Romain Thionnet’in de bulunduğu yakın çevresini oluşturdu.
Bardella en azından kağıt üzerinde, akıl hocası Marine Le Pen’den önemli politika farklılıkları sergiliyor. Örneğin Rusya’ya karşı savaşında Ukrayna’yı alenen destekliyor.
Marine Le Pen Fransız aşırı sağının “sosyal” tarafını temsil ederken, Bardella, Elon Musk’ın Devlet Verimliliği Departmanı (DOGE) modelinde bir “Devlet Verimliliği Bakanlığı” kurulması için bastırıyor.
HABERE YORUM KAT