Laikçilik hortladı!
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, ilköğretim ve lise öğrencileri için umre programı hazırlaması, laikçileri yine piyasaya çıkarttı.
Aslında üzerinde iki çift laf etmeye bile gerek olmayacak kadar net bir “özgürlük alanı”nda, kıyametler kopartılmaya çalışılıyor.
İlköğretim ve lise çağındaki çocukların/gençlerin seyahat hakları yok mu?
Anayasa”da, “ilköğretim ve lise çağındaki çocuklar/gençler, seyahat hakkından mahrumdur” diye bir düzenleme var da, biz mi bilmiyoruz?
Yoo..
12 Eylül darbecilerinin anayasasında bile, 23. maddede herkese bu özgürlük verilmiş. Madde şöyle: “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.”
“Herkes”ten kastın, her canlı insan olduğunu izaha gerek yok sanırım.
8 yaşındaki, 10 yaşındaki çocuğumuz, 13-14 yaşındaki gencimiz; İngiltere’ye, Fransa’ya, Rusya’ya nasıl gidiyorsa, umre için Mekke’ye de pekala gidebilir.
O zaman, nedir itiraz edilen?
Nedir, laikçileri hop hop zıplatan?
İlköğretim-lise çağındaki çocukların, zorunlu bir ders kapsamında, isteseler de istemeseler de, mecburi olarak umreye götürülmeleri mi söz konusu?
Bunun da cevabı hayır..
Kimsenin çocuğunu, zorla bir yere götüren yok..
Sadece arzu eden veliler, çocuklarını umreye gönderebilecekler..
Örneğin; Duygu Hanım istemiyorsa, kızını umreye tabii ki göndermeyecek. Mutlu Bey, gerek görmüyorsa, oğlunu umreye zinhar göndermeyecek.. Umreye gitmedikleri için de, kimsenin okuldaki ders notu kırılmayacak. Kimseye, “Niye umreye gelmediniz” diyerek bir müeyyide uygulanmayacak.
Peki Diyanet’in açıklamasındaki program neyi amaçlıyor?
Ayşe Hanım kızını umreye göndermek/götürmek istiyorsa.. Küçük yaşta oranın havasını teneffüs etmesini istiyorsa.. Diyanet İşleri Başkanlığı, çocuklara yönelik özel tedbirlerle, Ayşe Hanım’ın kızına, bu imkanı sağlayacak.
Mehmet Bey oğlunu umreye göndermek istiyorsa, “Küçüktür, orda hangi sorunlarla karşılaşabilir? Acaba bu yaştaki çocuğun böyle bir seyahati kaldırması mümkün mü?” endişesi taşımadan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ehil kadrosundan yardım alabilecek..
O zaman, dönem dönem “istemezük” krizine giren malum kesimin itirazı neye?
Yoksa, umreye gidecek çocukların masraflarını, kendi babaları değil de, devlet baba mı karşılayacak?
Onun için mi laikçiler bu organizasyona karşı çıkıyorlar.. Karşı çıkıyorlar ama; karşı çıkışın arkasında, “Bize ne? Sizin çocuğunuzun umre parasını, bizim vergilerimizden toplanan paralardan niye karşılıyorsunuz ki?” düşüncesi mi yatıyor?
Yooo!. Böyle bir şey de yok!..
Umreye gitmek isteyenler, masrafı ne ise, hepsini kendi ceplerinden ödeyecekler.
Devlet babanın, küçücük bir ihsanı yok, bu işte..
Tam aksine, hani arada Diyanet İşleri Başkanlığı olmasa, çok daha ucuza gitme ihtimali bile var ama.. Diyanet’in ve TÜRSAB’ın tekel yetkisi sebebi ile, bir miktar fazla bedel ödemeleri de gerekecek ama..
Ama; bu da sonuçta, onların sorunu.
Laikçilerin cebinden bir şey çıkmayacağına göre; başkalarının nereye gidecekleri, ne zaman gidecekleri, hangi amaçla gidecekleri konusunda da bir eleştiri getirme hakları olmasa gerek!
Öyle ya..
Onların çocukları, 15 günlük tatilde Fransa’ya, İngiltere’ye, İsviçre’ye gidiyor..
Kimse onlara bir şey diyor mu?
“Hoop dedik, nereye gidiyorsunuz, küçük küçük çocuklar” diyen oluyor mu?
Haddine mi düşmüş!
Adamı tefe koyar çalarlar sonra..
Dahası var işin..
Kendi ebeveyninin özgür iradesi ile yapılan seyahatlerin yanı sıra, bir de okul faaliyetleri çerçevesinde, Batı ülkelerine gidişler var..
İlköğretim çağındaki çocuklar.. Lise seviyesindeki gençler.. Şu konservatuarın şemsiyesi altında.. Bu okulun eğitim faaliyetleri kapsamında.. Yok balo imiş.. Yok dans yarışması imiş.. Ülke ülke gezmiyorlar mı?
Hem de masrafları bizim vergilerimizden karşılanarak..
Onlar geziyorlar ama.. Masrafını bizim cebimizden alıyorlar ama..
Bizim kendi cebimizden yapacağımız ziyaretlere bile karışıyorlar..
İşte, laikçiliğin bu toplumda kabul görmemesinin sebebi de bu!
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT