1. YAZARLAR

  2. Hilal Kaplan

  3. 'Laik sol' ve azınlıklar*
Hilal Kaplan

Hilal Kaplan

Yazarın Tüm Yazıları >

'Laik sol' ve azınlıklar*

08 Eylül 2014 Pazartesi 21:17A+A-

Azınlıklara 'laik'lerin yönetiminde 'laik cumhutiyet'in yaptığı eziyet eşi benzerine az rastlanır cinstendir. 1934 Trakya pogromuyla başlayan 'azınlıkları elimine etme' sürecinin fikrî zemindeki tohumları 1924'le beraber atılmaya başlamıştır.

Azınlıklara en ağır darbelerden birisi 1942-44 arasında uygulanan 'Varlık Vergisi'ydi. 'Laik cumhuriyet', vergi düzenlemesini (M) Müslüman, (G) gayrimüslim, (E) ecnebi ve (D) dönme olarak sınıflandırdı. Ve pek çok azınlık mensubundan haksız oranlarda vergi toplandı. En vahimi, varlık vergisi uygulamasına karşı çıkan 1229 kişinin Erzurum Aşkale'deki bir 'çalışma kampı'na zorla yollanmasıydı.

Dün 59. yıldönümü olan, iki günlük bir yağma ve terör süreci diye tanımlayabileceğimiz 6-7 Eylül, âdeta azınlıklara verilmiş bir gözdağıydı.

1964'teki nüfus mübadelesi sayesindeyse, Rum nüfus gittikçe artan oranda eridi. Ermenilerin 'icabına' ise zaten 1915'te bakılmıştı. 1960 darbesinden birkaç yıl sonra, Türkiye artık azınlıkların kayda değer bir nüfusunun kalmadığı, dolayısıyla devletin asimilasyoncu ve baskıcı politikalarının 'meyve'sini verdiği yeni bir döneme girecekti.

DEMOKRAT PARTİ VE AZINLIKLAR

Bu bağlamda Demokrat Parti (DP) dönemi ve Ak Parti dönemi, tüm hata ve eksiklerine rağmen, bakış açısı müsbet iki istisnadır.

DP döneminde:

Azınlık okulları ile ilgili düzenlemeler Lozan Barış Antlaşması'nın azınlıklar komisyonundaki 37–45. madde hükümlerine uygun olarak yapıldı. Yangın ve işgaller dolayısıyla hizmet kayıtları kaybolan azınlık okulları öğretmen ve yöneticilerine Haziran 1950'de belgeleri tanzim edildi.

27 Mayıs 1955 tarihinde azınlık okullarında görevli öğretmenlerine maaş iyileştirilmesi yapıldı. Böylelikle, o zamana dek, Türk okullarında çalışan meslektaşlarından daha az maaş alan azınlık okulu öğretmenleri aynı özlük haklarına kavuştu.

Heybeliada Ruhban Okulu yüksek okul statüsüne dönüştürülerek iyileştirme yapıldı.

Langa Özel Rum Azınlık İlkokulu DP'nin izniyle 1952'de açıldı.

Fener Rum Patrikhanesi, Ermeni Patrikhanesi ve Yahudi Hahambaşı ile ilişkiler önemli bir mesafe katedildi.

6 Haziran 1952'de, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak Adnan Menderes, Patrikhane'yi ziyaret eden ilk ve tek Başbakan oldu.

Ermeni, Rum, Yahudi dini liderlerin seçimleri konusunda Lozan Antlaşması çerçevesinde hakları verildi.

Azınlık cemaatlerinden 12 milletvekili, DP çatısı altında Meclis'te hizmet etti, hatta Menderes'le Yassıada'nın yolunu tutan bile oldu. DP İstanbul Milletvekili Zakar Tarver, Yassıada'da gördüğü işkencelerden ötürü vefat etti.

Her ne kadar 6-7 Eylül'ün günahı Gladyo'ya değil, Yassıada Mahkemeleri'nde Menderes hükümetine yüklenmeye çalışıldıysa da hem mahkemede ifade veren Rum Patriği'nin bu iftiraya ortak olmaya direnmesi, hem de 1957 seçimlerinde Meclis'e iki Rum milletvekilinin DP'den girmesi görmek isteyenler için yeterli cevaptır.

On yıllık DP iktidarındaki azınlık vekilleri şöyle sıralanabilir: Salamon Adato, Andre Vahram Bayer, Ahilya Moshos, Aleksandros Hacopolos, Henri Soryano, İzak Altabef, Yusuf Salman, Mıgırdıç Şellefyan, Hırıstaki Yoannidis, Danyal Akbel, Pertev Arat.

AK PARTİ DÖNEMİNDE AZINLIKLAR

Ak Parti döneminin de, DP iktidarını aratmayacak yenilik ve reformlarla dolu olduğunu söylemek gerekir. Azınlık vakıflarının iadesi ve 2,5 milyar dolara varan tazminat, azınlık gazetelerine verilen destek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın azınlık okullarına teşvik verme uygulaması, Ahtamar ve Sümela gibi tarihî kiliselerde tekrar ayin yapılmaya başlanması ve tarihî 1915 taziyesi akla ilk gelenler... Eksiğiyle noksanıyla beraber bu 'sağcı'iktidarların yaptıklarının her biri 'laik cumhuriyet' ve 'sol CHP'nin yaptıklarını telafiye yönelik önemli adımlardır.

Bunların karşısında pek muhalif, en steril solumuz ise 'AKP azınlık düşmanı', 'İttihat Terakki zihniyeti devam ediyor', 'İnkârcı AKP' tekerlemelerini yuvarlamayı sürdürüyor. Elbette Erdoğan'ın 'Ermeni dölü' hakaretini ağzına almayarak 'Afedersiniz çok daha çirkin ifadelerle Ermeni dediler' sözünü de Ermeniliği aşağılamış gibi yansıtmaktan imtina etmeden... Onca reformu görmeyip, bu çarpıtmaya sıkı sıkıya tutunmak aslında solun acıklı halini resmetmeye yeter.

Ne diyeyim, bari bu klişeleri yazan 'devrimci'lerimizi gelecek seferki CHP Parti Meclisi'nde görmesek..

*Ahmet Yaşar Akkaya'nın 'Menderes ve Azınlıklar' kitabından istifade edilmiştir.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT