Laf mı şimdi bu?
Tam 8 gün geçti. Evet, tastamam 8 gün. Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya ait olduğu söylenen son ses kaydının internete düşmesinin ardından on gün geçti; Dün Taha Akyol'un köşesindeki suya tirit açıklamalarını saymazsak Karadayı'dan kamuoyunu tatmin eden bir cevap gelmedi.
Daha önce de Karadayı hakkında ses kayıtları çıkmıştı. İlkine 'Bazı bölümler bana ait değil' demişti. Kendisine ait olmadığını söylediği kısımda ANAP lideri Erkan Mumcu'ya ağır hakaretler bulunuyordu. Konuşmanın kalan kısmına lafı yuvarlayarak 'montaj' falan demişti; ancak herkes anlamıştı ki uzun sohbetin kısmen yayınlanmasına teknik bir tabir kullanıyor ve 'montaj' sözcüğüyle iddiaları savuşturuyor.
Sonra ikinci ses kaydı çıktı emekli komutanın. Orada da Encümen-i Dâniş'ten bahsediyor, hatta 'has oda'yı çağrıştıran özel grup hakkında açıklamalar yapıyordu. Neyse ki gazeteciler Encümen-i Dâniş toplantısının girişinde Paşa'yı yakaladı ve soru sormaya heveslenmişti ki 28 Şubat'ın komutanı 'Çocuklar, siz bu saçmalıklara inanıyor musunuz?' dedi ve gözden kayboldu.
Karadayı'ya ait olduğu söylenen son ses kaydı hepsinden daha vahim itiraflarda bulunuyordu. İşte çarpıcı bir bölüm: 'Polis onlardan yakalardı. Kamyon kamyon bize adam gönderirlerdi. Davutpaşa'yı hapishane zannediyorlardı herifler. Biz çocuklarla akşam otururduk, top oynardık yemekler yedirirdik, akşam arka kapıdan gönderirdik.' Tam burada durmak, şakaklarımızı zonklatacak şu keskin soruyu sormak gerekiyor: 'Niçin polisin topladığı eylemcileri yedirip içiriyor, top oynayıp geri salıyorlardı? Darbenin şartları oluşsun diye mi?'
12 Eylül darbesinde de boş durmamış Karadayı. Bahsi geçen ses kaydında Paşa darbe dönemleriyle ilgili samimi bir itirafta bulunuyor ve diyor ki: 'Sabıkalı adamız, sicili bozuk bir adamım.'
Haksız değil Karadayı. Ses kaydından devam edelim ki ne kadar haklı olduğu anlaşılsın: 'Hoca'ya (Başbakan Erbakan'ı kastediyor) ayrıl dedim, ayrıldı. Daha ne olsun?' 'Bir partiyi kapattık (Refah Partisi'ni kastediyor) kapattık yav. Valla aynı kafadan gidiyorlar, kafaların değişmesi lazım.' 'Mesut Bey, (Mesut Yılmaz) size altın tepside bir iktidar teslim ediyoruz.' 'Mesut Yılmaz kaypak.' 'Çocuklara, ilkokul talebelerine Kur'an kursu yarışması yaptırıyorlar, hanginiz iyi okuyacak hanginiz? Öyle şey olur mu yav? Çocuk o zaman Kur'an düşecek Kur'an ezberlemeye kalkacak.' 'Yapmayacaksınız dedim Hoca'ya...' 'Şimdi bazıları dedi ki, komutanım bu kahpe, bu kahpe (Başbakan Tansu Çiller'i kastediyor) dedi' 'şimdi dedim (Tansu Çiller'e) istifa etmeniz lazım dedim.' 'Demirel ne desem yapardı...'
Uzun konuşmanın çarpıcı bazı bölümlerini aktardım. Tam on gündür Karadayı'nın meydana çıkıp 'Bunlar yalan' demesini bekliyor kamuoyu. Haydi, yalan diyemiyorsun 'Montaj' de bari. Ona da takatin yok diyelim, hiç olmazsa 'çocuklar bu saçmalıklar' diye başlayan o malum konuşmadan bir tane daha yap. Tık yok Karadayı'dan. Tabiİ Mesut Yılmaz'dan da ses gelmiyor. Hiç olmazsa sessiz sinema oynar gibi yapıp 'kaypak' lafına bir cevap vermesi gerekmiyor mu? Ya Tansu Hanım? Koskoca Başbakan'a 'kahpe' denmesini içine sindirmesi mümkün mü?
Hakkını yemeyelim, ses kayıtlarında adı geçen siyasetçiler derin bir sükuta boyun eğmişken konuşan biri oldu: Süleyman Demirel. 'Doğruluğu ispatlansa ne olacak ki? Varsayalım ki demiş, ne olacak? Kimin işine yarayacak? Ne zaman demiş? 10 sene evvel. Bunlar boş!' Bu cümleler Demirel'e ne kadar da yakışmış. İlksan skandalı çıktığında da 'Verdimse ben verdim; ne olmuş?' diye kükremişti. Bütün bunlar Demirel'in dediği gibi boşsa bir daha şu keskin soruyu ağzına almamalı eski Cumhurbaşkanı: "11 Eylül'de akan kan 13 Eylül'de nasıl durdu? 11 Eylül ile 13 Eylül arasında bir gün geçti. Yeni yetki yoktu, değişen neydi ki kan durdu?" Demek ki Sayın Demirel 11 Eylül 1980 ile 12 Eylül arasındaki fark şuymuş: 11 Eylül'e kadar eylem yapanlar göz altına alınıyor, bazı askerler 'iyi çocuklar'ı yedirip içirip kışladan salıveriyormuş. 12 Eylül sonrasında asılan ve işkenceye uğrayanlar gün farkıyla bambaşka bir muameleye maruz kalmış. İnanmıyorsan Karadayı'ya sor. O zaman eminim 12 Eylül'de tutuklanmanız size 'safsata' gelmeyecektir.
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT