"Kütüphane köstebeği" Muhammed Hamidullah
Hatice Tan, Muhammed Hamidullah'ın hayat hikayesine odaklanıyor.
Hatice Sarı Tan / Mecra
"Kütüphane köstebeği" Muhammed Hamidullah
Mekke, Medine, Beyrut, Şam, Kahire, Fransa, Almanya, Kuzey Afrika ülkeleri ve İstanbul… Sayılan tüm ülke ve şehirlerdeki kütüphanelerde yer alan el yazması İslam eserlerini tek tek incelediği için Muhammed Hamidullah’a arkadaşları “kütüphane köstebeği” derdi.
İslam Tarihi’ne büyük katkı sağlayan Muhammed Hamidullah 1908 yılında Hint yarımadasının güneyinde bulunan Dekken bölgesindeki, bugünkü Hindistan’ın Andra Pradeş eyaletinin merkezi sayılan, Haydarâbâd’da dünyaya geldi. Ailesi köklü bir ilim geleneğine sahip olduğundan ilk dini bilgilerini ailesinden aldı ve orta öğretim için devam ettiği Dârülulûm ve Câmia Nizâmiyye’de geleneksel İslami ilimlerin yanı sıra fen bilimlerini tahsil etti. Öğrenimine devam ettiği süreçte Arapça, Farsça ve İngilizce de öğrendi.
Üniversite eğitimini hukuk fakültesinde tamamladıktan sonra devletler hukuku alanında yüksek lisans yaptı. Bu süre zarfında Mekke, Medine, Beyrut, Şam, Kahire ve İstanbul’a gelerek bu tarihi merkezlerin kütüphanelerinde yer alan el yazması eserler üzerinde çalıştı.
Ardından Almanya’dan burs aldı ve doktorasını burada tamamladı. Son olarak hayatının büyük bir kısmını geçireceği Fransa’ya doğru yol aldı ve Sorbone Üniversitesi’nde ikinci doktora tezini tamamladı. Bulunduğu ülkelerde yer alan tüm kütüphaneleri gezerek buralardaki el yazması eserleri de itina ile inceledi. Fransa üzerinden Kuzey Afrika’ya geçerek “kütüphane köstebeği” olan lakabının hakkını verircesine Afrika kütüphanelerinde de çeşitli çalışmalarda ve incelemelerde bulundu.
Fransa’da aldığı eğitimden sonra Haydarâbâd’a dönerek öğretim görevlisi olarak vazifeye başladı ve birçok öğrenci yetiştirdi.
Birleşmiş Milletler nezdinde Haydarâbâd temsilciliği de yapan Hamidullah, 1948 yılında Paris’te bulunduğu sırada Hindistan güçleri Haydarâbâd’ı işgal etti ve bunun üzerine Hamidullah ülkesine dönmeyerek mülteci vizesiyle Fransa’ya yerleşti.
Haydarâbâd’ın bağımsızlığı için çok sayıda çalışma yaptı ve bu çalışmaları sebebiyle Hindistan hükümeti tarafından pasaportu iptal edilerek ülkesine giriş yasağı konuldu.
Ülkesine giriş yasağı konulan Hamidullah, kendi memleketinin bir gün bağımsızlığına kavuşacağına inancı o kadar tamdı ki bu ümit sebebiyle ömrü boyunca hiçbir ülkenin vatandaşlığına girmek istemedi ve heimatlos yani vatansız, uyruksuz statüsünde yaşamayı tercih etti. Yakın dostları bu durumdan ötürü Hamidullah’ı “vatansız bırakılan İslam alimi” olarak nitelendirdiler.
Muhammed Hamidullah’ın hayatının çok büyük bir kısmı Paris’te geçti ve burada bulunan İslam Kültür Merkezi’nin açılmasına çok büyük katkı sağladı. Fransız Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nde araştırmacı olarak görev yaparken Mısır, Pakistan ve Türkiye başta olmak üzere çok sayıda üniversitede dersler verdi.
1951 yılında İstanbul’da toplanan Uluslararası Müsteşrikler Kongresi’nde tebliğ sunmuş ve ardından kendisine yöneltilen teklifi kabul ederek İstanbul Üniversitesi İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde ders verdi. 1952 – 1977 yılları arasında 25 yıl boyunca Türkiye’de ilmi çalışmalarına devam etti ve çok sayıda öğrenci yetiştirdi.
Fransız Bilimsel Araştırmalar Merkezi’ndeki görevinden emekli olduktan sonra yaşlılığa bağlı rahatsızlıklarının artması sebebiyle Hamidullah 1996 yılında ABD’nin Florida eyaletinin Jacksonville şehrindeki akrabalarının yanına yerleşti. 17 Aralık 2002 günü sabah namazını kıldıktan sonra vefat etti. Ertesi gün cenaze namazını Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı kıldırdı ve Jasksonville’deki Müslüman mezarlığına defnedildi.
Eserlerini genellikle Arapça, Urduca, İngilizce, Fransızca ve Almanca kaleme alıyordu. Bunun yanı sıra Hintçe, Farsça, Türkçe, İtalyanca ve Rusça dillerini de biliyordu.
- Muhammed Hamidullah bir gün bir kiliseye İslam’ın ibadetlerini anlatması için konferansa davet edilmişti. O esnada ikindi namazının vakti geçmek üzere olduğundan namaz kılmak için bir yer sordu ve hemen namaza durdu. Selam verdikten sonra arkasına baktığındaysa birçok rahibeyi, arkasına dizilmiş onun yaptıklarını yaparken gördü.
Hayatının birçok noktasında öğrencilerine ve çevresindekilere ders verecek nitelikte ibretlik dönüm noktaları oldu Muhammed Hamidullah’ın. Vatansız bırakılmış olsa da kitapları birçok ülkede çok çeşitli dillere tercüme edildi ve eserleri başka vatanlarda kendilerine bir yer buldular.
HABERE YORUM KAT