
Kurtuluşumuz nerede, Şirine?
“İlk başta çocukları mutlu edememekten korkuyordum ama onların gülümsediğini görünce onlar için güzel bir şey yaptığımı hissettim.”
Rasha Abou Jalal’in electronicintifada’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.
Antar Şirine'ye dedi ki: “Birlikte okula gittiğimiz, yabancı dil ve matematik öğrendiğimiz zamanları hatırlıyor musun?”
Şirine cevap vermiş: “Savaş okullarımızı yok etti, Antar ve şimdi hayatlarımızı uzun ekmek ve su kuyruklarında bekleyerek geçiriyoruz.”
Antar devam etti: “Hatırlıyor musun Şirine, büyük evlerimizde sıcak yataklarda uyuduğumuz zamanları?”
Şirine cevap verdi: “Savaş evlerimizi yıktı, Antar ve şimdi sahip olduğumuz tek şey çadırlar ve kumların üzerinde uyumak.”
Şirine ve Antar birer kukla ve Mart ayının son günlerinde 12 yaşındaki Mahmud Musa ve 13 yaşındaki Halil Abboud tarafından bir tahta parçasının üzerine örtülmüş parıldayan rengârenk bir kumaşın arkasına saklanarak onlara hayat verdiler.
Derme çatma tiyatro ve çocuk izleyicileri Gazze Şehri'nin batısındaki bir sığınma kampında bulunuyor. Seyirciler arasındaki çocukların çoğu Beyt Hanun'dan ve İsrail ordusu 18 Mart'ta bu bölgede yaşayanlar için tahliye emri çıkardığı için şu anda Gazze Şehri'nde bulunuyorlar.
Antar ve Şirine böylece Gazze'deki çocuklar için çok tanıdık olan bir hikâyeyi anlatıyorlar: yerinden edilme, çadırda yaşama, su ve yiyecek için uzun kuyruklarda bekleme. Seyirciler arasındaki çocuklar kuklaların hikâyesini dikkatle dinledi ve çoğu eskiden hayatın nasıl olduğunu hatırladıkça gülümsedi.
Şirine'yi canlandıran Halil, Beyt Hanun'dan göç ettirilmişti, oyunculuğu sevdiğini ve katıldığı için heyecanlı olduğunu söyledi.
“Yaşananlardan dolayı hepimiz üzgünüz ama bu oyun acılarımızı farklı bir şekilde ifade etmemizi sağladı” dedi. “Bu şekilde herkese umudunu kaybetmemesini söylemek istiyorum.”
Sadece eğlence değil
“Tamer Toplum Eğitimi Enstitüsü” Gazze'deki barınaklarda yaşayan çocuklara psikolojik destek sağlıyor ve bu kukla gösterisini de çocukların zor konular hakkında konuşabilmeleri için bir çıkış noktası sağlamak amacıyla düzenledi.
The Electronic Intifada'ya konuşan Tamer gönüllüsü Sümeyye Salem, “Bu etkinlikler aracılığıyla çocuklara duygularını sanatsal bir şekilde ifade edebilecekleri bir alan sağlamaya çalışıyoruz,” dedi.
Bu alana ihtiyaç var çünkü Gazze merkezli Kriz Yönetimi Toplum Eğitim Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Gazze'deki çocukların yüzde 77'si “travmatik olaylar hakkında konuşmaktan kaçınıyor” ve yüzde 96'sı “ölümün yakın olduğunu hissediyor.”
Salem, oyunun sadece bir eğlence olmadığını, “savaş sırasında ağır deneyimler yaşayan bu çocukların umutsuzca ihtiyaç duyduğu psikolojik destek sürecinin bir parçası olduğunu” söyledi.
Mahmud ve Halil'in kullandığı kuklaları, Gazze'ye yeni mal girmediği için eski giysilerden elleriyle yapmış ve içlerini pirinçle doldurmuş.
Yakınlarda, 13 yaşındaki Sara Ayad bir ağacın altında oturmuş, küçük bebeğine sarılıyordu.
“Antar her zaman kuyrukta beklediğimizi söylediğinde güldüm,” dedi. “Bu doğru - her gün uzun kuyruklarda bekliyoruz.”
Oyunun, savaşın çocukluklarını nasıl çaldığını gösterdiğini, çünkü yiyecek ve su bulmaya yardım etmek gibi yetişkinlere özgü görevleri üstlenmeleri gerektiğini söyledi.
Kampın başka bir köşesinde, 10 yaşındaki Ömer el-Tavil şunları söyledi: "Okulların yıkıldığını söylediklerinde üzüldüm. Okulu çok seviyordum ve geri dönmek istiyordum."
“Oyun güzeldi çünkü bizim gerçekliğimizi anlatıyordu ama geri döneceğimize dair umut veriyordu.”
“Daha ne kadar böyle kalacağız?”
Antar sordu: "Kurtuluş nerede, Şirine? Daha ne kadar böyle kalacağız?"
Şirine cevap verdi: "Umudumuzu kaybetmemeliyiz, Antar. Bir gün hayatlarımıza geri döneceğiz."
Gösteri sona erdiğinde, Mahmud ve Halil sahnenin arkasından çıktılar ve seyircilerin alkışlarını aldılar.
Antar'ı canlandıran Mahmud, Gazze Şehri'nin batısındaki bir barınakta çadırda yaşıyor.
“Bu kukla gösterisi bana okul tiyatromda yaptığım oyunculuk hobimi uygulama şansı verdi” dedi. "Antar olmak istedim çünkü tıpkı onun gibi hissediyorum. Evimi ve okulumu kaybettim ve tek dileğim eski hayatımıza dönmek."
Mahmud'un okulu, tıpkı Gazze'deki okulların büyük çoğunluğu gibi İsrail saldırısı sonucu yıkıldı. Birleşmiş Milletler okulların yüzde 85'inin İsrail saldırılarında hasar gördüğünü ya da yıkıldığını tahmin ediyor.
“İlk başta çocukları mutlu edememekten korkuyordum ama onların gülümsediğini görünce onlar için güzel bir şey yaptığımı hissettim.”
*Rasha Abou Jalal, Gazze'de gazetecilik yapıyor.
HABERE YORUM KAT
İster mermi kullansın, ister oy pusulası, insan iyi nişan almalı. Kuklayı değil, kuklacıyı vurmalı"
Yanıtla (0) (0)Rahmetli Malcolm X dediği gibi kuklacıları vurdunuz
Allah'a hamdolsun ki ve andolsun ki gazze'nin onurlu itibarları olan sizler sadece kuklalara Ruh ve Can vermediniz canlarınız ve ruhlarınızla bütün yer yüzünü kanlarınızda sulayarak Ruhlar verdiniz ölü olan bizleri dirilttiniz
Yanıtla (0) (0)