AK Parti milletvekili Vahit Erdem, kulis sohbetinde, Başbakan Erdoğan’ın “ABD’ye yamuk yaptığını” ve bunun bedelini mutlaka ödeyeceğini söylemişti yıllar evvel.

Erdoğan’ı “1 Mart tezkeresinde” ikili oynamakla “suçlayan” Erdem’in son derece ağır, hakaretamiz değerlendirmelerini “izin alarak” neşretmiştik...
Buna rağmen...
Birinci sıradan Meclis’e geldi Erdem...
Getirildi yani.
•
Buna ve Türkiye’yi soykırımcılıkla suçlayan Fransa’dan aldığı “dandik” nişanı iadeye yanaşmamasına rağmen...
Ve hatta; nişanını şak diye iade eden Erdoğan Teziç kadar olamamasına rağmen!..
Vatan, millet, milliyetçilik gibi kavramlara sahip çıkmakta, ondan bile geride kalmasına rağmen!..
•
Şimdi...
Türkiye’nin birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla muhtaç olduğu bir dönemde çıktı piyasaya...
Ve haykırdı: “Kürtler artık çok çalışıyor. Her şeyi ellerine almaya başlıyorlar. Yakında Türkler azınlık olacak ve ‘Bir zamanlar Türkler varmış’ diyecekler. Bir an önce gözümüzü açmamız lazım. Çalışkan olmak zorundayız!..”
Kırıkkale medyasına manşet olan bu sözler; “Açılım’a bomba” niteliğinde...
Ne demek; “Kürtler artık çok çalışıyor!..”
Çalışmasın mı?..
Bir insanın, “Kürt” ana babadan doğmuş olması, onu potansiyel “tehdit” haline mi getirir?..
Türkler, Türkiye’de azınlık haline gelecekmiş!..
Ne demek bu?..
Türkler az çocuk yapıyor...
Kürtler, doğurdukça doğuruyor...
Peki...
Kürtlerin Türklere, Türklerin de Kürtlere kız vermeme gibi bir “tavrı” mı var?..
Etle tırnak değil miyiz?..
Kürtler vergi ödemiyor mu?..
Askere gitmiyor mu?..
Kürtlerden cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, komutan çıkmadı mı?..
Bu ayrımcılığın sebebi nedir?..
Hani; “İmam Hatiplilerin sayısı hızla artıyor. Yakında sistemi ele geçirecekler” saplantısı var ya...
AK Partili Erdem’inki de buna benzer bir şey mi?..
•
Açılım sürecindeki, (Beşir Atalay tarafından da itiraf edilen) “hatalar”ın da kışkırttığı bir “tavır” var AK Parti içinde...
Önce Ankara vekili Zekai Özcan’ın, ardından eski Bakan Murat Başesgioğlu’nun istifası bu tavrı belirginleştirmişti...
Kulislerde, sıkça “Bahçelivari” söylemlerle öne çıkan vekillere rastlıyoruz...
PKK vurdukça bu söylemlerin dozu artıyor...
Ve PKK’nın vuruş amaçlarından biri de “AK Parti’deki rahatsızlığı artırmak” olarak öne çıkıyor...
Vahit Erdem’in söylemi son derece dikkat çekici...
Sanıyorum; Öcalan’ı sevindirmiştir laflarıyla!..
Ben, özgürlükçü bir adamım...
Lâkin hiçbir vekilin, “Kürtlerin sayısı artıyor. Adamlar da çalışkan... Böyle giderse, Türkler ayvayı yiyecek” yollu söylemlerle “ayrımcılık” yapma hakkı olmasa gerek.
Kürtleri Türkler veya Türkleri Kürtler için tehdit olarak göstermek “suçtur!..”
Kimsenin de “suç” işleme özgürlüğü yoktur!...
Bu milleti “bölmek” için bin türlü “odak” faaliyetteyken bunlara, AK Parti’den birileri eklenmemeli!..
Kürdün de Türkün de başımızın üstünde yeri var...
Kürtçülük ve Türkçülük –ırkçılık yani- lanetli zaten!..
Erdem, Kürtçülüğü değil, Kürtleri hedef alıyor...
Tıpkı bazı Kürtçülerin Türkçülüğü değil, Türkleri hedef aldığı gibi!..
Her iki tavır da aynı ölçüde tehlikeli, aynı ölçüde ayrımcı...
Erdem’in tavrı da, hem ülkeye hem de AK Parti’ye kaybettirecek cinsten!..
Böyle bir tavır, milliyetçi hassasiyetlerle alakalı olamaz!..
Türkiye’yi soykırımcılıkla suçlayan ve bugünlerde yine iftiraları senatosunun gündemine taşıyan Fransa’nın nişanını iadeye yanaşmayan bir vekilin, konu “Kürt”ler olunca birden aşırı hassasiyet göstermiş olmasının milliyetçilikle ne alakası var?..
•
Şimdiiii...
Rize Belediye Başkanı’nı “birden fazla evlilikle ilgili” maksadını aşan ve bir kısım medya tarafından da mecraından çıkartılan laflarından dolayı “ipe çekenler”i izleyelim, bakalım!..
Erdem’in “ayrımcı” tavrı nasıl bir karşılık bulacak?..

VAKİT