'Kurt Kanunu'
Kemal Tahir'in ilk basımı 1969'da yapılan 'Kurt Kanunu' romanının TRT tarafından dizi film olarak gösterime sunulması, Mustafa Kemal Paşa'ya 1926 yılında tertiplendiği iddia edilen 'İzmir Suikasdi' olayını medyanın gündemine taşıdı.
'Kurt Kanunu' dolayısıyla 'İzmir Suikasdi' ile ilgili yazılar, röportajlar, TV'de açıkoturumlar vs., vs. Kanunî döneminin harem dedikodularının konu edildiği 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi için de öyle! 'Fetih 1453' için de!
Entelektüel gündemin ancak görsellikle sunulabildiğinde ilgi uyandırdığı bir çağda başka türlüsü de beklenemezdi elbet. 'İzmir Suikasdi'nin de yeniden tartışmaya açılması da şüphesiz bu bağlamda olacaktı: 'Kurt Kanunu' vesile oldu, kısacası...
Bilinen bir gerçeği tekrarlayayım: 'İzmir Suikasdi', Mustafa Kemal Paşa aleyhdarı grubu öncelikli olmak üzere İttihad ve Terakki Fırkası'nın acımasızca tasfiyesidir. Kemal Tahir'in 'Kurt Kanunu'dur bu: 'Kurtlukta düşeni yemek, kanundur!'
Milli Mücadele'yi yürüten asker ve sivil kadronun, 'geniş ölçüde' İttihadçılardan oluştuğu biliniyor. Bunlardan bir kısmı, Milli Mücadele'de bilfiil Mustafa Kemal Paşa'nın yanında yer almış, bir kısmı da bilfiil yer almakla birlikte gerek Birinci Meclis'te 'İkinci Grup' olarak, gerekse 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurarak Mustafa Kemal Paşa'ya muhalif kalmıştır. Ama asıl önemli muhalif grup, Milli Mücadele'ye katılmayıp İstanbul'da kalanlardır. Prof. Dr. Mete Tunçay'ın 'Türkiye Cumhuriyeti'nde Tek Parti Yönetiminin Kurulması' adlı çalışmasında da belirttiği gibi 'bunlar arasında Ankara'nın en çok çekindiği, örgütçülük yeteneğiyle eski İaşe Nazırı Kara Kemal, bilgi ve düşünce gücüyle de eski Maliye Nazırı Cavit Beylerdi[r].' Cavit Bey, 'Kurt Kanunu'nda şöyle anlatılır: 'Bütün başka sorumluluklarına rağmen eski Maliye Nazırı Cavid Bey'in tabancalı bombalı işlerle hiçbir ilintisi olmadığı biliniyordu.' Ama Cavid Bey İttihadçıdır ve Mustafa Kemal Paşa'nın İttihadçılara ilişkin tedirginliğini Fethi Okyar'a şöyle anlattığı söylenir: 'Bilirsiniz ki bir İttihadçı iyi dosttur, iki İttihadçıdan korkulur, üç İttihadçı için ise iktidarı almaktan başka tatmin yolu yoktur.'
'İzmir Suikasdi'ne bakan İstiklâl Mahkemesi, sadece, İstanbul'da kalarak Milli Mücadele'ye katılmayan Kara Kemal ve Cavid Bey'i değil, Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bu mücadeleyi sürdüren asker ve sivil İttihadçıları da hedef almıştı. Fakat, bence asıl dikkate değer olan, Başvekil İsmet Paşa'ya yakın olan İttihadçıların bu acımasız yargılamadan etkilenmemiş olmalarıdır: Recep Peker, Şükrü Saraçoğlu, Abdülhalik Renda gibi! Çünkü suikast iddiasına karışsın ya da karışmasın, asıl gaye, bir defa daha tekrarlayayım: Mustafa Kemal Paşa muhalifleriyle birlikte İttihad ve Terakki'nin kökünün kazınmasıdır. Kâzım Karabekir Paşa'nın da Başvekil'in müdahalesiyle idamdan döndüğü biliniyor.
Kemal Tahir'in 'Kurt Kanunu' 1969'da ilk yayımlandığında, Cumhuriyet'i eleştirme ve Mustafa Kemal Paşa'yı küçük düşürme konusundaki birtakım iddialara yol açtı. Romanda Kara Kemal'e belirli bir sempatiyle yaklaşıldığı çok açık. Kemal Tahir, Kara Kemal'in ağzından bu suikasd teşebbüsünün iktidarca 'çok önceden bilindiği'ni, 'dikkatle izlendiğini' söylüyor. Fethi Naci'nin deyişiyle, romanın birinci bölümünün başlığının 'Kanlı Tuzak' olmasının anlamı da bu!
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT