‘Kürt İlleri’ Tanımlamasından Bile Rahatsızlık Duyan Bir Anlayış!
Meclis’te HDP’li vekillerin kullandığı ‘Kürt illeri’ kavramına tepki gösteren Meclis Başkanı Kahraman, “Kürt illeri, neresi o yer, yok öyle bir şey. Türk coğrafyasında yalnızca Türkiye Cumhuriyeti hükümeti var” buyurmuş!
Dün Meclis’te yine gerilimli, kavgalı bir gün daha yaşandı. İktidar ve muhalefet temsilcileri arsasında çokça atışma gerçekleşti. Bu söz düellosundan, AK Parti ve HDP’li milletvekillerinin tartışmalarına yansıyan bazı hususlarsa bilhassa dikkat çekiciydi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın iktidarın terörle mücadele konseptini eleştiren sözlerine cevap vermek için söz alan AK Parti Grup Başkanvekili ve Amasya Milletvekili Naci Bostancı, “Bizim partimizde de Kürt kökenli milletvekilleri var. Yaşanan Kürt meselesine ilişkin bir mesele değil, yaşanan terörle ilgili yargının verdiği kararlar. Bunları değerlendirirken ayrı bir etnik çatışma çıkaran dili çok yanlış, doğrudan genel başkanı olduğunuz partinin söylemiyle uyumsuz görüyorum” demiş.
Bostancı’nın ardından konuşan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ise Bostancı’nın ‘Kürt kökenli’ sözlerine değinme ihtiyacı hissetmiş ve şunu söylemiş: “Siz nasıl Türk kökenli değilseniz biz de Kürt kökenli değiliz. Biz Kürdüz.”
AK Parti ile HDP arasındaki tartışmaya müdahil olan TBMM Başkanı İsmail Kahraman ise Buldan ile Beştaş’ın konuşmalarında ‘Kürt illeri’ ifadelerini kullandığını belirterek, ‘Kürt illeri’ diye bir şey olmadığını söyleme ihtiyacı hissetmiş.
Meclis Başkanı İsmail Kahraman, “Kürt illeri, neresi o yer, yok öyle bir şey. Türk coğrafyasında yalnızca Türkiye Cumhuriyeti hükümeti var. Anayasaya üst düzeyde aykırıdır beyanlarınız. Türk illeri, Kürt illerini beyan edeni dışarı almak lazım. Gelin meramınızın böyle olmadığını söyleyin, yoksa sizi TBMM’den çıkaracağım. Kürt illeri nedir hanımefendi? Türkiye’yi böldürmeyiz” buyurmuş!
Bu yaklaşım tarzı karşısında ne denilebilir ki?
Her şeyiyle zulüm olduğu açığa çıkmış ve bunca yıl sonra hiçbir işe yaramadığı da öğrenilmiş bulunan inkar siyasetini sürdürmenin mantığı nedir? Kürt nüfusun yoğun biçimde yaşadığı bir kenti ‘Kürt ili’ şeklinde tanımlamanın nesi yanlış? Sosyolojik-demografik bir gerçekliği ifade etmek neden bölücülük olsun?
Ve son soru: Asıl bölücülüğün bu inkarcı yaklaşımdan neşet eden bir tutum olduğunu görmek gerekmiyor mu artık?
HABERE YORUM KAT