Kurmay Albay Dursun Çiçek kimdir?
Bir Kurmay Albay. Adı son günlerin en çok tartışılan belgesinde geçiyor.. Herkes konuşuyor, o susuyor.. Adı açıklanmayan bir general bu belgeden haberdar. Komutanları uyarmış, ama sonunda belge servise konmuş..
Herkes biliyor ki, bu belgeler ilk kez hazırlanmıyor.. Eğer TSK ve Genelkurmay’ın yapısında radikal değişikliklere gidilmezse, bu son belge de olmayabilir..
Bu yüzden belki Genelkurmay Başkanı görevden alınabilir..
Genelkurmay Harekât Başkanlığı'nda hazırlandığı iddia edilen 'darbe planı'nın altında imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'in bazı Ergenekon sanıkları ile geçmişte mesai arkadaşlığı yaptığı ortaya çıktı. Haberlere göre “Dursun Çiçek 1995 yılında Şırnak'ta Özel Amfibi (hem kara hem denizde görev yapan) Tabur Komutanlığı görevinde bulunmuş. Aynı dönemde Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Levent Ersöz de Şırnak'ta görev yapıyordu. Geçtiğimiz aylarda Güneydoğu'daki cinayetlerle ilgili tutuklanan Kayseri Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz de 1995'te Şırnak Cizre'de tabur komutanlığı görevinde bulunuyordu. Temizöz o dönemde meydana gelen faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturma kapsamında tutuklu bulunuyor. Albay Dursun Çiçek'in Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı'nda doktora yaptığı belirlendi. Çiçek'in 2005 tarihli doktora tezinin konusu ise 'Örgütlerde motivasyon ve iş yaşam kalitesi'. 1960 Tokat Reşadiye'ye bağlı Umurca köyünde doğan Dursun Çiçek, Sivas Yıldızeli Pamukpınar Öğretmen Okulu'ndan mezun olmuş. Çiçek, 1976 yılında girdiği Harp Okulu'nu da 1980 yılında devre üçüncüsü olarak bitirmiş. 1988 yılında Harp Akademisi'ni kazanan Albay Çiçek, 1990-94 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı'nda görev yapmış. Albay Çiçek 1994'ten sonra 15 ay süre ile Şırnak'ta Özel Amfibi (hem kara hem denizde görev yapan) Tabur Komutanlığı görevlerinde bulunmuş. 1997 yılında bir süre Arnavutluk'ta görev yapan Çiçek, 2004 yılından beri Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı görevini sürdürüyordu.”
Sanırım birileri geriye dönük bir araştırma yapacak olursa, bu imza ile yayınlanmış başka belgeler olduğu da görülecektir.. Kimler, kimlere karşı emir komuta zinciri içinde bugüne kadar neler yapmışlar, sonuçları nasıl değerlendirilmiş, istihbarat kaynaklarının neden bu işlerden haberleri olmamış, ya da oldu ise niçin bir işlem yapılmamış..
Şimdi belgenin gerçekliği tartışılıyor.. Hani bir yol bulunup, gerçekliğinden kuşkuya düşülecek bir senaryo üretilirse bu işin üzeri örtülecek ama, herhalde bu bilgiyi servis edenler de bu ihtimali hesaba katmışlardır..
Bu belgeden haberi olan ve üstlerini uyaran bir General var ortada. Yani, bana göre geri çıkış yolları tutulmuş durumda..
Ha! Bu inatlaşma sürecek olursa, başka andıçlar, eylem planları bulmanın hiç de zor olacağını sanmıyorum..
Şimdi belgenin doğruluğu kanıtlanırsa, iddia edilen birtakım özel birimler, örgütlerle ilişkiler konusu da yeniden ciddi bir şekilde gündeme gelecek demektir..
Zaten bu haberle eş zamanlı olarak Kandil’e Ankara’dan bilgi sızdırıldığı haberi de servis edildi..
Yani örnekte görüldüğü gibi Ergenekon aktif ve darbe planlarından vazgeçmiyorlar. Ordu içindeki kadrolar ise faaliyetlerini sürdürüyorlar..
Albay Çiçek’in dün savcılıkta ifade vermesi bekleniyordu, olmadı. Askeri savcılık işi soruşturuyormuş..
Kimilerine göre birileri zaman kazanmaya çalışıyormuş. Örtülecek. Kimine göre bu mümkün değil, birileri bunu örtmeye kalkarsa arkası gelir..
Bunun daha öncekilerden farkı yok, ama bu defa kamuoyunda belli bir hassasiyet oluştu. Basın işin üzerine gidiyor..
Burada en zor durumda olan isimlerin başında şüphesiz Başbuğ geliyor..
Başbuğ bu işin üzerine gider ve bu olayın arkasındaki yapıyı dağıtırsa, çetenin hedefindeki isim olacak, eğer bu işi yapanlara sahip çıkarsa, o zaman iktidar ve kamuoyunun gözünde zor durumda kalacak. Görevden alınabilir ya da emekliye sevkedilebilir..
Sonuç ne olursa olsun, bu defa YAŞ fırtınalı geçecek..
Birileri bu işi savsaklayacak olursa yeni dosyalar gündeme gelecek. Yeni isimler açıklanacak gibi sanki..
Ne olursa olsun, bu şartlarda bir darbe mümkün değil. Eğer böyle bir işe birileri kalkışacak olursa da bastırılır.
İşin iki vahim yanı var. Bugün hâlâ birileri Genelkurmay’da darbe planları yapabiliyor ve yine Genelkurmay’a ait gizli bilgi ve belgeler bir şekilde dışarıya sızdırılabiliyor..
İpin ucu kaçmış durumda. Bakalım bundan sonra ne olacak?
Zaman TSK’nın aleyhine işliyor. Eğer böyle bir belge var ve birileri bunu örtbas etmek istiyor da, yarın bunun kokusu çıkarsa, yarın bugünden daha vahim bir durumla karşılaşacağımızdan kuşku yok..
Bakalım bu belge bürosunda ele geçen kişi ve belgenin altında imzası olan kişi ne diyor?. Bu işin arkasında kimler var, bu belgeden önce ve sonra başka şeyler yapıldı mı?
Bekleyecek ve göreceğiz..
Selam ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT