Kurban derisi çözüldü, katsayı çıktı!
Nedir şu mütedeyyin insanların “egemenler”den çektikleri.. Kurban Bayramı yaklaştığı halde, Türk Hava Kurumu’nun, despotça açıklaması ile karşılaşmayınca, tam “Ya Rabbi şükür” diyecektik ki..
Danıştay çıktı meydane!
“Hooop dedik..” diye sazı aldı eline ve THK’nın mütedeyyin insanlara çektirdiği çileye son verildiği aşamada, ünivesitelere giriş imtihanında uygulanan katsayı kararı ile, yine bayramı zehir etti.
Oysa THK’nın, kurban derilerini zorla topladığı yıllarda, ısrarla dile getiriyorduk: “Sergilenen uygulama doğru değildir. Bırakınız insanlar istedikleri yere kurban derilerini bağışlasınlar.Bu iş zorla olmaz. Tahakkümle olmaz. Bırakın isteyen, istediği yere bağış yapsın. Siz bu despotluğu, ilanihaye sergileyemezsiniz. Bu bir gün kalkar. Ama sizin despotluğunuz, alnınızda kara bir leke olarak kalır.”
Dedik ama, dinletemedik..
Despot kafalılar, özgürlüğü kabul etmiyorlardı..
“Hayır, isteseniz de, istemeseniz de, derileri bize vereceksiniz. Cami derneğinin, vakıfların, şu hayır kurumunun, bu derneğin deri toplama yetkisi yoktur.”
Yıllarca bu tartışma sürdü gitti.
Bu yıl, bayram öncesinden THK’nın zorlama kokan bir açıklaması olmadığı gibi, bayramın birinci gününde de, bağışçıların özgürlüğünü kısıtlayacak yanlış bir uygulamaya şahit olmadık.
Ne oldu, kıyamet mi koptu?
THKda deri topladı. Diğer hayır kurumları da.
İsteyen THK’ya verdi.. İsteyen hayır kurumlarına..
Evet; dini açıdan bakarsak, THK’ya yapılacak bağış, kullanım alanları itibariyle doğru değil.
Ama THK’ya bağış yapanlar, zaten dini hiçbir konuda bizim aktardığımız temel prensiplere uymuyorlar ki..
Biz işin doğrusunu anlatalım. Onlar yine de istedikleri gibi bağış yapsınlar.. Çünkü zorla yaptırılacak bir hayrın, sahibine faydası olmaz ki..
Dolayısıyla, onlar bağışlarını, istedikleri yere yapsınlar.
Ama en önemlisi, bizim yapacağımız bağışa, onlar karar vermesinler.
Kurban derisi, yıllarca çekilen eziyetlerden sonra, çözülmüş gibi görünüyor.
Ama dedik ya.. Egemenler, mütedeyyin insanları boş bırakmıyorlar..Mutlaka bir konu bulup, oradan despotluklarını gösteriyorlar.
Şimdi de, katsayı konusunda tartışma başladı.
Oysa YÖK’ün aldığı kararla, “Katsayı adaletsizliği kalktı. Artık çocuklarımız, ayak oyunları ile değil, alınlarının teri ile hangi fakülteyi hakkederlerse, oraya kayıtlarını yaptırabilecekler” demiş, sevinmiştik... Ama Danıştay, “Olmaaaz” dedi işte..
Kurban derisi tartışması bitti.
Katsayı zulmü gündeme geldi.
Bayram yine zehir oldu.
Kavgadan, tartışmadan, insanları birbirine düşürmekten adeta zevk alıyorlar..
Hani kurallar çok açıktır, “Ne yapsın hakimler? Kanunlar öyle” deyip, fazla üzerlerine gitmeyeceğim.
Ama kurban derisinde de aynı zorlamalar vardı, katsayı kararında da yine aynı zorlamalar sözkonusu.
Kurban derisi bağışı konusunda; Yargıtay da, Danıştay da, her konudaki özgürlük eksenli içtihadlarını, zorbalık temeli üzerine kurmuşlardı.
“Bağış, kanuna göre serbesttir; kurban derisinde niye zorlama var?” diyorduk. Ne Yargıtay, ne Danıştay, bu konuda bir cevap vermeden, “Kurban derisini toplama yetkisi,THK’ya aittir” deyip, konuyu kapatıyordu.
Şimdi onlar o yönde karar verseler de, olay fiilen çözüldü.
Geldik katsayı konusuna.
Katsayı ile ilgili olarak da, yine aynı tartışmalar var..
Soruyoruz Danıştay’a, “Siz ne Türkiye’de, ne de dünyada, aynı imtihana giren, aynı sorulara cevap veren, ama doğru cevapların çarpıldığı katsayısı farklı başka bir imtihan çeşidi gösterebilir misiniz” diye..
Tek cevap yok.. Ama, kestirip atıyorlar, “Önceki uygulama devam etmeli”.
Kurban derisi nasıl ki, bir gün geldi, fiilen çözüldü.. Ama THK’nın alnında bir iz kaldı.. Katsayı da aynı şekilde bir gün fiilen çözülür.
Ama bazılarının alnındaki despot damgası, baki kalır..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT