1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Kurban Bayramında İslâm Âlemi
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

Kurban Bayramında İslâm Âlemi

12 Kasım 2011 Cumartesi 00:49A+A-

Kurban bayramı münasebetiyle yardımlaşma faaliyetlerinin artırılması, kurban kesimi ve yardımların ulaştırılması konusunda, Müslüman halkların iradelerine aykırı olarak uluslararası emperyalizmin dayattığı ulusçu anlayışlara göre çizilmiş sınırların aşılması ümmet bilincinin daha da güçlenmesine vesile oluyor.

Bu dayanışma ve ümmet bilincinin güçlenmesine dayalı sınır aşma faaliyetlerinin her yıl daha da artmasına paralel olarak Müslüman halkları kuşatan duvarları yıkma ve engelleri aşma ümitleri de artmaktadır. Kurban bayramının bu açıdan ayrı bir anlam ve önemi var.

Türkiye bu Kurban bayramına Van bölgesinde yaşanan depremin yaralarını sarma çabalarıyla girerken bayramın sonuncu gününde yaşanan artçı depremde yeni bir felaketle karşı karşıya geldi. Bu felakette, ana depremde aldıkları yaralarla daha riskli hale geldikleri tahmin edilen binalarla ilgili yeterli tedbir alınmamasının rol oynaması da düşündürücü ve ibret verici bir gelişmeydi.

Uzun süren mücadele sonucu, çoğu birkaç kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış, aralarında yüzlerce hatta binlerce yıl hapse mahkûm edilmiş kişiler bulunan tutsakların özgürlüklerine kavuşturulmaları, onların da bayramı ailelerinin yanında geçirmeleri sebebiyle Filistin'de çifte bayram yaşandı. Özgürlüklerine kavuşan tutsaklardan bazıları da Suudi Arabistan yönetiminin davetiyle, özel kontenjandan hacca gitme fırsatı elde ederek, orada dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanlarla buluşmanın sevincini yaşadılar.

Filistin halkı her ne kadar tutsaklarının özgürlüklerine kavuşturulmalarının mutluluğuyla bayrama girdiyse de siyonist işgalciler o insanlara yine bayram yaşatmama çabası içindeydi. Bu amaçla bayram günlerinde Gazze'nin değişik bölgelerine havadan ve karadan saldırılar düzenlediler. Batı Yaka bölgesinde de yolları keserek insanların birbirlerini ziyaret etmelerini engellemeye veya zorlaştırmaya çalıştılar. Bu bölgedeki vahşi saldırılarda sözde sivil yahudi yerleşimcilerin öne çıkmaları, bayram süresince yerli ahalinin evlerini, arabalarını, bahçelerini yakmaları siyonist işgal terörünün siviliyle askeri arasında fark olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Suriye'deki dikta rejimi Kurban bayramından kısa bir süre önce Arap Birliği teşkilatının sunduğu siyasi çözüm formülünü kabul etmesine ve kan akıtmayı durdurma sözü vermesine rağmen sözünde durmadı. Üstelik mübarek Kurban bayramı günlerinde kesintisiz bir şekilde kan akıtmaya devam etti. Ama o sürekli insan kanı akıttı. Adeta yönetimi altındaki toplumun fertlerini kurban eder gibi.

Suriye'deki muhalefetin ileri gelenleri Baas diktasının Arap Birliği'nin sunduğu formülü onaylaması konusunda ciddi tereddütler taşıdıklarını dile getirmiş; "ama yine de bekleyip görmeyi tercih ediyoruz" demişlerdi. Ne yazık ki Baas diktası bayram süresince bile vahşi saldırılarına ara vermeye, insanlara hiç olmazsa mübarek bayram günlerinde nefes alma mühleti tanımaya yanaşmadı. Artık onur ve izzetiyle özgürce yaşamak isteyen bir halkın böyle bir vahşetle uzlaşması, birlikte yaşaması nasıl beklenebilir? Ondan dolayı Suriye direnişi "Suriye'de artık ölüm ölmüştür" sloganıyla meydanlara dökülerek ölümden korkmadan direnmekte kararlı davranacağını haykırmaya başladı. Biz inanıyoruz ki Allah'ın izniyle Baas diktası bu direniş karşısında, sonuçta gireceği delik aramak zorunda kalacaktır. Keşke böyle bir zulme arka çıkanlar, o diktatörler deliğe sokulduğu zaman değil de bugünden yaptıklarına pişman olsalar. Çünkü bu insanların saltanatlarının sürmesi akıttıkları kan miktarının da o nispette artmasıdır; yoksa iktidarlarının veya onların iktidarlarına bağlanmış stratejik hesapların geleceğini sağlama almak değil.

Yemen cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih aynen otoyolların makasçıları gibi zikzak çiziyor. Bayram öncesinde, artık yönetimden çekileceği ve bunun için anlaşmaya yanaşacağı işaretleri vermesine rağmen bayramda yine şerit değiştirdi. Böyle tehlikeli şerit değiştirmelerle bir gün kafayı duvara çarpacağı kesin, ama bakalım ne zaman?

Halk hareketlerinin devam ettiği ülkelerden olan Bahreyn'de de sular durulmuş değil ve bu ülkede de Kurban bayramı süresince dikta rejiminin şiddete başvurması sebebiyle çalkantılar yaşandı.

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT