HAKSÖZ-HABER

Batının ikiyüzlü basını Müslümanlara yönelik yapılan her türlü çirkin eylemi aklamaya çalışırken Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı yapmaktan da geri durmuyor.

Rasmus Paludan adlı İslam düşmanı tarafından Kur’an-ı Kerim’in İsveç’te bulunan Türkiye Elçiliği önünde yakılması olayına izin veren İsveç hükümeti ile onun destekçileri olan ülkelerde yayın yapan Avrupa basını, Türkiye’nin NATO’da ayak bağı olduğunu yazdı.

Danimarka’da yayın yapan Jyllands-Posten gazetesi Hz. Muhammed’e yönelik çirkin söylemlerde bulunan ve Kur’an-ı Kerim’in yakılması hadisesinin ardından Avrupa topluluğunun liberal demokrasiye sahip olduğunu, Türkiye’nin ise bir dikta rejiminde olduğunu savundu.

Hakareti ‘ifade özgürlüğü’ kapsamında değerlendiren ahlaki değerleri bir kenara bırakmış Avrupa basını için çirkin söylemlerin adresi Müslümanlar olabilirken Avrupa’nın “değerli siyasetçileri” için ifade edilen her türlü eleştiri ‘bağnazlık, şiddet içeren söylem ve aşırılık’ taşıyor!

Rasmus Paludan’ın eylemlerini meşru kabul eden, ırkçı-şovenist bir ismin ‘koruma altında’ gerçekleştirdiği eylemi eleştirmekten dahi imtina eden “ileri basın” için Türkiye’nin NATO’daki söz hakkı elinden alınması gereken bir zaruriyet taşıyor.

Jyllands-Posten gazetesi Türkiye’nin NATO’dan çıkarılması gerektiğini savunduğu haberinde, “Barut fıçısına dönmüş Ortadoğu’nun kıyısındaki stratejik bakımdan önemli konumu, Türkiye’nin NATO’nun da temsil ettiği değerler topluluğuna ait olup olmadığı meselesinin NATO tarafından ciddiyetle ele alınmasına mâni oluyor. Bunu sınamak çok kolay: Türkiye bugün NATO’ya katılmak için başvursaydı, kabul edilmezdi. Başta Rusya ve Çin olmak üzere, otoriter güçlere karşı birden çok cephede kaçınılmaz bir mücadeleye giren özgür dünya için Türkiye’nin nasıl büyük bir sorun teşkil ettiği herkesin malumu. Batı, Türkiye’yi kendi mıntıkasından çıkarmalı ve Erdoğan rejiminin nüfuzunu kırmalı. Ama halen Türkiye’den vazgeçecek durumda değil.” ifadelerine yer verdi.

Ortadoğu’nun hangi ülkeler tarafından kana bulandığını, Avrupa ve ABD’nin bölgedeki rolünü gözlerden ırak tutmaya çalışan ikiyüzlü bir basın için ‘ifade özgürlüğü’ üç maymunu oymanın farklı bir versiyonu olarak tarih sahnesinde kendisine yer buluyor.