Kuran’ı Anlamada Usul ve Sınır
Özgür-Der İzmir Şubesi, aylık olarak düzenlediği programlarına bu ay Yılmaz Çakır’ın katılımı ile ‘Kuran’ı anlamada usul ve sınır’ konulu seminer ile devam etti.
Yılmaz Çakır özetle şunlara değindi:
Türkiye’de tarihselcilik doksanlı yıllarda, özellikle Fazlurrahman’ın kitaplarının çevirileri ile ve Ankara ilahiyat fakültesi merkezli olarak gündeme gelmişti. İki binli yıllara gelindiğinde ise Mustafa Öztürk ismi ön plana çıkıyordu. Mustafa Öztürk’ün Kuramer’de yaptığı tebliğde söylediği ‘Kuran mana olarak Allah’tan, lafız olarak peygamberdendir’ sözü üzerine tarihselcilik meselesi ciddi bir popülarite sahibi oldu.
Tarihselcilik, son yüzyılda İslam dünyasının, batının siyasi, kültürel ve ideolojik hegemonyası ile birlikte yaşadığı buhranlarla, krizlerle ilgili olarak ortaya çıkan bir olgu olduğunu söyleyen Çakır, Fazlurrahman’ın tarihselciliğin babası kabul edildiğini belirtti. Farklı tarihselcilik anlayışları bulunduğunu ve Kuran’ın tümünün 7. Yy şartlarında geçerli olduğu ve bugüne ilişkin bir lafzının olmadığı görüşünün bunlardan biridir. Tarihselciliğin ilk çıkışı noktasında Kuran’ın bazı hükümlerinin bugünün koşullarında uygulanamayacağı tezi etkili olmuştu. Kadın meselesi, had cezaları, tesettür konusu bunların başında yer alıyor.
Tarihselciliğe göre Kuran kendi dönemine hitap eder, kendi şartlarında geçerlidir, lafzı kendi döneminde kalmıştır. Kuran’a hangi tarihselliğin içinden bakılıyor ise o dönem yeniden Kuran’a lafız biçilir. Kuran’ın mana olarak nesnel bir şekilde anlamı belirlenecek ve bugünün şartlarına getirilecek. Yani Kuran bir ruhtan ibarettir. Bu ruhu yakalarsak bütün konuları bu şekilde herhangi bir tarihselliğe, herhangi bir ortama ve şartlara rahatlıkla taşıyabiliriz iddialarına değinen Yılmaz Çakır, peki bu manayı çözebilmemiz için gerekli olan rivayetler birbiri ile çelişki içeriyor, biz hangisini kabul edeceğiz? Özellikle esbabı nüzul ya da nüzul ortamı konusunda Kuran-ı Kerim bize ya çok sınırlı ve yahut hiç bilgi vermez, çünkü tarih kitabı değildir, Kuran, Ashab-ı kehf konusunda olan tartışmaları usulen reddetmiş, tartışılan bilgiye kesin bir cevap vermemiştir. Dolayısıyla Kuranın ruhunun anlaşılması için rivayetlere tutunmaktan başka yol yoktur, bunlarda çelişkilidir iddia edildiği gibi nesnel bir sonuca ulaştırmaz diyerek sözlerine devam etti.
Kuran tarihsel ise ona yaklaşan insan nasıl tarih üstü bir varlık olabilir? Yaşadığı çağın, hâkim kültür ve ideolojilerin etkisinden beri bir varlıktan bahsedebilir miyiz? Sözgelimi, sigara konusu toplumsal olarak zihniyet dönüşümü yaşadığını, içinde bulunulan zamanın ruhuna göre insanların tavır aldıklarını görmek mümkün diyerek konuşmasını tamamladı. Program soru-cevap bölümünün ardından sonlandırıldı.
HABERE YORUM KAT