Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Bursa Anadolu Kız Lisesi’nde okul müdiresi ile bazı öğrenciler arasında yaşandığı iddia edilen gerginlik medya okuryazarlığı ile çözülebilecek argümanlardan oluşuyor. Medya metinlerinin eleştirel bir gözle ele alınması olarak kısaca ifade edebileceğimiz medya okuryazarlığı içerik ile deliller arasındaki tutarlılığı inceliyor.

Okul müdiresi hakkında ortaya atılan iddialar bir ‘öğrenci mektubuna’ göre şöyle:

1. Okulun geleneksel mantı gününü Ramazan ayına denk geldiği için iftara çevirmek ve iftar yemeği için öğrencilere baskı uygulamak(!)
2. Sponsorlu olduğu iddia edilen iftar yemeği için 20 TL talep etmek ve parayı veren bazı öğrencilerin katılımın yoğun olduğu bahanesiyle aç bırakılması
3. Bu durum karşısında İzmir Marşı’nı söyleyen öğrencilerin tahkir edilmesi
4. Öğrencilerin karnesine el koyulması
5. Kutlu doğum haftasında lokma döktürülerek ders saatinde okula getirilen imama Kur'an okutululması ve bütün okulda yüksek sesle yayın yapılması

-Geleneksel mantı gününü Ramazan ayına denk geldiği gerekçesiyle iftara çevirmek önemli bir hassasiyetin göstergesi. Müdire hanımın bu çabası takdiri hak ediyor. Türkiye’de liseye giden herkes bilir ki bu tarz programlar katkı paylarıyla sağlanır. Okul idareleri ‘yazılı olmayan bir kural şeklinde’ masrafları katılımcılardan çıkartmaya çalışır. Katılım zorunlu değilse bu durum bir bakıma anlaşılabilir bir şeydir.

-Tepkinin İzmir Marşı ile ortaya konulmasının ne demek olduğunu da Türkiye’de yaşayan herkes biliyor. İzmir Marşı sol-Kemalist kesimlerin muarızlarına karşı kullandıkları bir gösterge. Kendi kimliklerini izhar edip muhatap olduklarını ise tahkir etmek adına hemen İzmir Marşı’na sarılırlar. Müdirenin başörtülü bir hanım olması, meselenin iftar yapıp lokma dağıttırmaktan ziyade ideolojik bir mesele olması ihtimalini güçlendiriyor. Tepki gösteren öğrencilerin bazı öğretmenler tarafından örgütlenmesi bile ihtimal dahilindedir.

-Öğrencilerin karnesine el koyulması ne kadar mümkün bilemedik. E-Okul vs. gibi platformlar varken karneye el konulması ne anlama gelir doğrusu merak ediyoruz.

-Gelelim en büyük suça(!) Sol-Kemalistler söylemsel üstünlüğü sağlamak adına algı oluşturmak için her şeyi kullanabilecek tıynette insanlar. Bunun örneklerini bu siteyi takip eden herkes fazlasıyla görecektir. Lokma döktürüp dağıtmak ve Kur’an’ı Kerim dinletmek ne zamandan beri suç unsuru veya zorbaca bir şey oldu?

İddialar araştırılmayı bekliyor ancak iddiaların üzerine inşa edildiği argümanların oldukça ideolojik bir zeminden beslendiğini söylemek mümkün. 2017 senesinde yaşananların tekrar gündem olmasını sağlayan şey ise Ekşi Sözlük’te dile getirilen iddiaların başlıklarının mahkeme kararıyla yayından kaldırılması. 2017 senesinde müdire Zehra Özbek’e destek için açıklama yapan Eğitim Bir-Sen de öğrencilerin ideolojik söylemlerle yönlendirildiğini ve ‘aç bırakılma’ iddialarının tamamen yalan olduğunu belirtmişti. Yaşanan misafir yoğunluğundan dolayı bazı öğrencilerin kantine alındığını ifade eden Eğitim Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker,  iddiaların dile getirildiği mektuptaki ifadelerin propaganda unsuru içerdiği için bir ‘öğrenci’ tarafından yazılmasının da inandırıcı olmadığı söylenmişti.

Olayın yeniden gündeme getirilmesi ve bazı platformlarda müdire hanımın “Atatürk düşmanı” şeklinde hedef gösterilmesi iddia edilenlerden öte Bursa Anadolu Kız Lisesi’nin başörtülü müdiresi hakkında sistematik bir itibarsızlaştırma kampanyası yürütüldüğüne işaret ediyor. Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz…