Abdulhâkim Beyazyüz'ün konuşmacı olarak katıldığı konferansta, ramazan ve bu ayda indirilen Kur'an'ın önemi üzerinde duruldu.

Sunuculuğunu Suat Yıldız'ın yaptığı konferans Ramazan Ayı'ının idrakine ve muhteviyatına ilişkin, toplumsal ıslah ve şahitlik bağlamında gençliğin sorumluluklarından bahseden selamlama konuşmasıyla başladı.

Özgür-Der Kulp Girişimin hazırlamış olduğu kısa bir sinevizyon gösteriminin ardından Menav Tosun'un Kur'an tilaveti ve Orhan Çelik'in Kürtçe ve Türkçe okuduğu mealden sonra sözü Abdulâkim Beyazyüz aldı.

İçinde bulunduğumuz ayın rahmet ve Kur'an ayı olduğunu, bu ayın da şerefini Kur'an'dan aldığını söyleyerek konuşmasına başlayan Beyazyüz şunları kaydetti:

"Kur'an Allah(c.c)'in insanlara lütfettiği en büyük nimettir. Bu nimette insanlığın kurtuluşa ermesi için verilen bir fırsattır. Öyle ki; onca aklına, basiretine rağmen Kur'an olmadan yolunu bulamayan Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz bile, Rabbimiz'in de buyurduğu gibi "O, seni yetim bulup barındırmadı mı? Ve seni yol bilmez iken, doğru yola yöneltip iletmedi mi?" ayetiyle kendisini çıkışa götüreceğini kuşkusuz belirtiyordu. O yüzden Kur'an yani vahyin kendisi yolun en doğrusuna iletir. Kurtuluşa ve Allah'ın ipine sımsıkı sarılmaya... Allah Müslümanlara ipini indirmiştir ki, yukarılara yükselebilsinler! Bundan dolayıdır ki, Ramazan ayı da önemini vahiyden almaktadır. Ramazan ifadesinin geçtiği "Ramazan ayı ki onda Kur'an inmiştir." ayeti Ramazan ayının özel bir ay olduğunun göstergesidir. Ve bu ay da "Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı" ayet-i kerimesinde Rabbimiz, Ramazan ayına ulaşıldı mı oruç tutulmasının farz olduğunu emreder. Ramazan ayının hakkını vermek de muhakkak ki, tutulan oruçla birlikte düzenli okunan (mealiyle birlikte) Kur'an ve bolca ibadetle olur. Bu da Allah'ın razı olacağı bir hayat tarzı olarak karşımıza çıkar."

Konuşmasında, Kur'an'ın sunduğu doğru bir Allah anlayışı ile amellerimizin şekillenmesi gerektiğini vurgulayan Beyazyüz, "inancımız doğru bile olsa, amellerimiz İslam'a göre değilse Allah'ın bizden razı olmasını beklemeyiz" dedi.

Allah'ın bizlerin ibadetlerine ihtiyacı olmadığına dikkat çeken Beyazyüz, "Âlemlerin Rabbi olan Allah(c.c), kullarına muhtaç olduğu için değil, bizleri terbiye, tezkiye ve çamur boyutundan çıkartıp nurlaştırmak için bizimle muhatap oluyor. Allah bize kolaylığı diliyor. Basitlikten çıkarıp, değerli kılıyor. Verilen bu nimetlerin şükrünü beyan etmek için bize emrediyor. Haramdan sakınmak, iyiliği emretmek için orucu bize emrediyor. Aç kalmamız için değil?

O, Kuddus'tür, Mütekkebir'dir. Rahmetin, bilginin, iyiliğin kaynağıdır. Her şeyiyle, ilmiyle, rahmetiyle kuşatandır. Allah kullarını korumak ister. İyiliği, hayrı, adaleti yaymayı ister ve bundan dolayı resuller vasıtasıyla bizi doğru yola iletmek ister. Cahili anlayışların olumsuz etkilerine mensup olanlar ise, İslam'dan uzak olmaları hasebiyle, Allah'ın 'mülk benimdir' demesine rağmen Karun gibi karşısına çıkıp azgınlaşanlar, zenginlik, sıhhat, gençlik gibi nimetlerin Allah'ın istediği şekilde şükretmemeleri elbette hüsrana, ziyana uğrayanlardan olmasına sebeptir."şeklinde konuştu.

Konuşmasının sön bölümünü şu sözlerle tamamlayan Beyazyüz: "Rabbimiz Müslümanlara bir görev yüklemiştir. Bu görevde 'Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz, maruf'u emreder, münker'den sakındırır ve Allah'a iman edersiniz.' ayetiyle bu görevi vahyi arkasına alanların üstleneceğini belirtmiştir. Bunlar da muttakilerdir. Yedi gök yer ve arasındaki her şeyin tesbih ettiği gibi muttakilerde bu koroya katılıp, Allah'ı hamd ve tesbih ederler. Hüküm ancak O'nundur. İbadet de ancak O'na yapılır."dedi.

Haber: Metin Aldemir