Suriye’de mücahitlerin ilk önce Halep ardından da Hama, Humus ve son olarak da Şam’ın Esed ve güçlerinden temizlenerek fetih edilmesi sürecinde Suriye’de bulunan Recai Ağuş, süreçle ilgili gözlemlerini paylaştı.

Uzun yıllar boyunca milyonlarca insanın sistemli bir baskı ve işkenceye maruz bırakıldığını söyleyen Ağuş son olarak da 2011 yılında halkın sokağa dökülerek taleplerini dile getirmelerinin ardından başlayan süreçte coğrafya büyük bir zulme maruz bırakıldı. Ancak 13 yıldır mücahitlerin büyük azmi ve sabrı ile rabbimizin ümmete zafer vadinin gerçekleştiğini belirten Ağuş, bu zaferin birilerinin hastalıklı bakış açılarıyla dile getirdiği gibi ABD, İsrail ya da başka bir emperyal zalimlerin oyunu olarak görülemeyeceğini ve bunun açık bir şekilde mücadele ehlinin zaferi olduğunu söyledi.

Suriyeli mücahitlerin bu kıyamı günü birlik alınmış bir kararla ya da hamasetle ortaya konulmadığını söyleyen Ağuş, uzun bir süre hazırlık ve sistemli bir organizasyonun sonucu olarak ortaya çıktığını belirtti. Hatta daha öncesinde harekete geçmeyi planlayan mücahitlerin Lübnan-İsrail savaşı nedeniyle bir süre beklediklerini söyleyen Ağuş bunun temel nedeni olarak ne kadar Lübnan Hizbullahı’nın ümmete olan ihaneti olsa da netice de İsrail’e karşı ümmet maslahatı gözettiklerinden dolayı iki taraf arasında anlaşma yapıldıktan sonra harekete geçtiklerini belirtti. Buna rağmen bu zaferi karalamaya çalışan hastalıklı zihinlerin yarattığı komple teorilerinin karanlığa taş atmaktan başka bir şey olmadığını söyleyen Ağuş, hiç şüphe yok ki bu zafer Suriye halkının öz evlatları tarafından gerçekleştirildiğine vurgu yaptı.

Yıllarca Turkiye’de Esed güzellemesi yapan çevrelerin Suriye zindanlarından çıkan ve anlatılanlar karşısında bir nebze olsun utanmaları gerektiğini söyleyen Ağuş, yıllarca ailelerinden koparılan insanların ve uğradıkları işkencenin vicdan sahibi her insan tarafından görülebileceğini belirtti. Uzun yıllar cezaevinde kalan ve akıl sağlığını yitirmiş insanların ailelerini bulmak ümidiyle Emevi camisine getirilen insanların olduğunu söyleyen Ağuş, halkın yaralarını sarmak için uzun bir zamana ihtiyaçlarının olduğunu vurguladı.

Yeni dönemle alakalı umutvar olduğunu söyleyen Ağuş, geçici hükümetin ve mücahitlerin yıllardır İdlip’e tecrübe ettikleri yönetim sistemiyle Suriye’yi yeniden imar edeceklerini belirtti. Suriye halkının çalışkan bir halk olduğunu söyleyen Ağuş, yeni dönemde özellikle Türkiye halkının yardımlarının daha da önemli olacağını belirtti.

Yeni bir sabaha uyanan ümmetin önünde uzun ve zorlu bir yol olduğunu söyleyen Ağuş, nasıl ki Aksa tufanın Suriye zaferinin bir işaret taşı olduysa Allah’ın izniyle Suriye zaferiyle beraber Kudüs’ün fethinin de kapısın aralandığını vurguladı. Müslümanların asla ümitsizliğe kapılmaması gerektiğini söyleyen Ağuş, birkaç ay kadar öncesinde bu zaferi hayal olarak görenlerin yarın Kudüs’ün, Gazze’nin ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne uyanacakları bir sabah olması duasıyla konuşmasını bitirdi.