Kudüs ve Derinleşen İşgale Karşı Safları Netleştirmek!
Eğer gerçekten de şu veya bu ülkenin, ordunun, süper devletin değil; Rabbul Alemin’in Kadir-i Mutlak olduğuna ve ondan başka da güç ve kudret sahibi bulunmadığına iman ediyorsak perspektifimiz, tutumumuz, kaygı ve özlemlerimiz bu inancımızı yansıtmalıdır.
RIDVAN KAYA’nın yorumu:
Trump’ın Kudüs’te Siyonist işgali tanıma mahiyeti taşıyan ABD Elçiliğinin taşınması kararına tepkiler sürüyor. İşgal olgusunu fiilen söküp atabilecek bir güce sahip olamayışımız göz önünde bulundurulduğunda, Müslüman halklar olarak zulme karşı öfkemizi sokak aracılığıyla da olsa yansıtmamızın gerekliliği tartışılmaz.
Bu tür tepkilerin işgali sonlandırmaya yetmeyeceği biliniyor elbette ama fiili bir karşı koymanın mümkün olmadığı bir vasatta en azından İslam Ümmetine yönelen bu saldırganlığa karşı sesimiz çıktığı kadar itirazımızı haykırmamız, işgalcileri, destekçilerini ve işbirlikçilerini lanetlememiz bir sorumluluk. Zaten işgalin daha derinleşmesinin önüne geçmenin ve bugünden yarınlara bir direniş iradesi, bir mücadele bilinci inşa etmenin başka yolu da yok!
Siyonist Trump’ın ahlaksız, aynı zamanda uluslararası hukuka da aykırılığı açık girişimine karşı ortaya konan itirazların, tepkilerin değerli ve gerekli olduğunun altını çizdikten sonra bu zeminde dikkat edilmesi gerektiğini düşündüğümüz bazı hususları hatırlatalım.