Kripto paranın helalliği tartışması
Hayrettin Karaman kripto paranın mahiyeti hakkında kendisine yöneltilen soruları cevaplıyor.
Hayrettin Karaman / Yeni Şafak
Kripto para ve dijital sistem
Soru:
Kripto para fetvasını değiştirme zamanı gelmedi mi?
Kripto para ile ilgili olarak, “Kripto parayı meşru görmeyenlerin -ki ben de onlardan biriyim- diyorsunuz. Artık kripto paraları dünya kullanıyor. Öyle kolay kolay dolandırıcılık da yapılamıyor. Binance, Coinbase gibi şirketler dünyanın en kapsamlı, en büyük kripto para ve sanal para alan insanların en çok tercih ettiği şirketlerdir. Bu şirketlerde dolandırılma ihtimali çok az. BtcTurk, Türkiye’nin en büyük kripto para şirketi. Milli Voleybol Takımımız’a sponsor oldular. Bu şirketler büyük ve kurumsal. Hesabında bir sorun çıkar ise tam destek veriyorlar. İslâm’da bir sistemin güvenilir olması için “devlete bağlı olması” anlamına gelmez. Bu sistemler güvenirliği kanıtlıyorsa İslâmca güvenilir kabul edilir. İnsanların aniden zenginleşip aniden batabilmesi konusunu da anlamadım. Yapılan şey bir faiz işlemi değil veya bir kumar değil. Bunlar da döviz gibi artıp eksiliyor. Döviz ile tek farkı bu kripto paraların devletlerin durumuna göre değil de insanların ilgisine göre artıp azalması. Bir para birimi riskli olamaz mı yani? Sen 50 bin doları 8 liradan alırsan dolar 4 liraya düşerse yine batarsın. Hâlbuki döviz helaldir. Miras konusunu da anlamış değilim. Kripto parası olan bir baba çocuklarına hesabını devredebilir, onların aralarında kripto paraları bölüştürebilir. İslâm nasıl bir miras kuralı koyuyor ki? İllâ bu miras işlemlerinin resmî evraklarla yapılmasına gerek var mı? Devletin bu kripto paraların arkasında durması gerek de ne demek? Devlet tanıdı zaten kripto paraları. Kripto paralar ile ilgili devlet yazı paylaştı, kararname ile kripto paralar vergilendirdi. En son MASAK 100 bin dolarla ülkeden uzaklaşmak isteyen bir kripto para işletmesini yakaladı mesela. Daha devlet arkasında durmak için ne yapsın? Devlet kendi bitcoinini mi üretsin? Ben bu fetvanın yenilenmesini istiyorum. Sizlerden zorla fetva istemiyorum. Sizden ricam, bu kaideleri gözden geçirmeniz ve şimdinin fetvasını vermeniz.
Cevap:
2017 yılında şunu yazmıştım:
“2009 yılında ortaya çıkan ve merkezi bir yönetimi bulunmayan, hakkında çok farklı şeyler söylenen dijital para birimi bitcoin alıp-satmak, yatırım amaçlı bulundurmak (altın bulundurmaya benzer şekilde) caiz midir?”
Yukarıdakine benzer soru mektupları alıyorum. Cevap vermeden önce bu sanal para nedir, bunu uzmanlardan öğrenelim:
“Bu ayın 11’inde 5.719 dolardan işlem gören sanal para bitcoinin fiyatı bugünlerde 9.028 dolar olmuş, kısa sürede bu kadar değer kazanan başka bir para birimi olmadığı için de bitparaya ilgi giderek artıyor. Bilgisayar ortamında işleme konan çok sayıda sanal para içinden biri (bitcoin) öne çıktı. 2009’da kendini Satoshi Nakamoto diye tanıtan ve daha sonra ortalıktan yok olan biri Bitpara Sistemi’ni kurdu. Kurucusu ‘gölge’ kurucu olduğu gibi, sistem de bütünü ile ‘gölge’; sorumlusu kim, merkezi nerede, hesaplarını kim denetliyor, paralar nereye gidiyor belli değil.
Bitpara miktarı 21 milyon adet olarak sınırlandırılmış durumda. Şimdilerde 16 milyonu aşan bitpara dolaşımda.
Yeni bitparaların dolaşıma girebilmesi için 16 haneli bir şifreyi çözmek gerekiyor. Bunu çözmek profesyonel bilgi ve teknik donanım gerektiriyor. Şifreyi çözen kişi 12,5 adet bitpara kazanıyor. Şifre ile uğraşamayanlar günlük fiyat ile internetten bitpara satan sitelerden para ile satın alıyor. Bitpara alıp satmak, işlem yapmak için sanal cüzdan oluşturulması gerekiyor. Bunun için internetten uygulama indiriliyor. Sanal cüzdan şifreleniyor. İşlemler bu sanal cüzdan üzerinden gerçekleştiriliyor. Günlük fiyattan alınacak bitparalar cüzdanda biriktiriliyor. Satış veya havale bu cüzdandan yapılıyor. Bitpara ile yapılan işlemlerde işlemi kimin yaptığı ve kimle yaptığı belirsiz kalıyor. Bir cüzdandan bir başka cüzdan sahibine para yolladığında bütün işlemler şifrelenmiş dosyalar aracılığıyla yapıldığı için kimin kime para yolladığı belli olmuyor. Arz ve talebe göre bitpara kuru devamlı değişiyor. Açık anlatımı ile bitpara fiyatı altın fiyatından daha oynak. Spekülasyon sevenler bu sanal para sistemini yaşatıyor.
Bitpara sınırlı sayıda olması nedeniyle değeri yükseliyor. Değeri yükseldikçe bu kez bu yükselen değere bakarak bu paraları yatırım aracı olarak kullanmayı hedefleyenlerin talebi artıyor ve bu talep artışı sonucu bu paraların değeri daha da yükseliyor.” (Sayın Güngör Uras’ın yazılarından).
Bitcoin ve blockchain teknolojilerinin uzmanlarından dünyaca ünlü yazar Chris Skinner’in açıklaması:
“İnternet gibi küresel bir ağınız olunca, bu ağ için küresel bir para birimine ihtiyacınız oluyor. Bu bitcoin mi olacak bilmiyorum ama sanal paranın, gerçeğinin yerini alacağı günleri görebiliriz. Ancak kimlik bilgilerinin gizliliği ve bir otoritenin denetimi altında bulunmaması yasa dışı işlemlere açık bir ortam da yaratabiliyor.”
Günümüz ekonomisinde para transferi yapmak için bankanın aracı olması gerekirken, bitcoin tüm aracıları ortadan kaldırıyor. Bir kullanıcıdan diğerine doğrudan sanal para transferi yapılabiliyor. Bu durum uyuşturucu ve silah ticareti yapanların da dikkatini çekmiş. Yapılan alışverişlerin vergilendirilmesi konusu ise devlet görevlileri için ayrı bir mesele.
Takip eden/edebilecek herhangi merkezî bir kuruluş yok. Değeri tamamen kullanıcılar belirliyor. Tüm dünyanın finansal varlığına göre henüz çok küçük kaldığından büyük dalgalanmalar olabiliyor.
Bu para hakkında hüküm açıklayabilmek için şimdilik bu kadar bilgi yeterlidir.
Kanaatim:
Devletlerin tekelinde ve kontrolünde olan çoğu karşılıksız paralar bile büyük haksız kazançlara ve kayıplara alet oluyor iken bu sanal paranın daha fazlasına alet olabileceği apaçık ortadadır. Döviz, altın ve benzerlerine para yatırıp fiyatları yükseldikçe satmak suretiyle para kazanmak fıkıh kurallarına göre caiz olsa da bir çeşit stokçuluk (kenz) olduğu, üretime katılmayan paranın topluma da faydası bulunmadığı için takva sahibi Müslümanların tercih etmemeleri gereken bir kazanç yoludur. Sanal para alıp satarak para kazanmak ise yukarıda açıklanan özellikleri sebebiyle caiz değildir.
Bu kanaatimi değiştirecek ölçüde bir gelişme olmadı.
Bir hususu daha eklemeliyim:
Bitpara da diğer paralarla alınıp satılırken karşılıklı ödemelerin peşin olması gerekir, eğer peşin olmazsa bu cihetten de alım-satım caiz olmaz.
Bu günkü köşe yazımda ise elde ettiğim yeni bilgiler ve yine de -genel olarak kripto para konusunda- değişmeyen kanaatimi, daha geniş çerçeveli sorulara verdiğim cevabı tekrarlayarak yazacaktım, ancak yazı çok uzayacağı için bu konuda yapılmış bir ilmî çalışmanın (Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları: 47 “İslâmî Finans ve Finansal Teknolojiler (Fintech) Blokzincir-Akıllı Sözleşmeler-Paralar”) ilgili sonuç bölümünü aktaracak ve cevabımın geri kalanını gelecek haftaya bırakacağım:
Paralara ilişkin görüşler neticesinde ortaya çıkan hükümlerin aşağıdaki şekilde özetlenmesi mümkündür:
1. Paralar, fıkhi ve iktisadi ölçülerde para olmadıkları gibi spekülatif ve kumar temelli olup fıkhi esaslara uygun bir mal ve yatırım aracı da değildirler. Devlet tarafından basılmadıkları gibi insanların tamamı tarafından da kabul görmüş para değildirler.
2. Paralar mal olsalar dahi para değildir. Fıkhi açıdan para olma vasıflarını taşımamaktadırlar.
3. Paralar, kısmi kabul gören ve kendilerine ilişkin özel şartları bulunan özel paralardır.
4. Paralar da diğer paralar gibi fıkhi ölçülerde bir paradır. Alım ve satımı caiz olup faizin cereyan etmesi, zekât terettübü gibi şer’i hükümler caridir. Çünkü kabul edilebilirliği ve kendilerine karşı talep bulunmaktadır. Ayrıca şer’î ve iktisadî bir mani bulunmamaktadır.
Paraların fıkhi hükmüne ilişkin genel geçer ve üzerinde ittifak edilen bir hüküm bulunmadığı, birbiriyle çelişen farklı fetvaların söz konusu olduğu gözlemlenmektedir. Çalışma neticesinde ulaşılan temel bulgular şöyledir:
a) Paralar ile bunların dayandığı blokzincir teknolojisi tamamen birbirinden farklıdır. Mevcut fetvaların ekseriyetinin, zaman zaman bitcoinle ilgili durumları gerek blokzincir gerekse tüm paralara genellendikleri gözlemlenmektedir. Zaten, ifade edildiği üzere, mevcut haliyle blokzincir teknolojisi katılım finansının birçok alanında uygulanmaktadır.
b) Paralar da kendi içinde gerek üretimleri, tedavüllerinin niteliği ve yasal zemine tabi olup olmama yönünden farklılaştıkları gibi, varlığa dayalı olup olmadıkları noktasında farklılaşmaktadırlar. Dolayısıyla fıkhi açıdan isabetli bir neticeye ulaşmak için her bir paranın özelinde konuyu değerlendirmek gerekir. Bu çerçevede garar veya bilinmezlik unsurunun mevcudiyeti de her bir para türünde farklılık taşıyacaktır.
c) Paraların üretiminden tedavülüne kadarki süreçte kendilerini ilgilendiren ekonomik ve finansal yönü dışında, muhasebe, hukuk, teknoloji ve mühendislik yönleri bulunmaktadır. Dolayısıyla konunun fıkhi açıdan çözüme kavuşturulmasında farklı alanların uzmanlarının ortak çalışmaları neticesinde kolektif bir içtihat veya fetvaya (el-ictihadu’l-cemai) ulaşılması daha isabetli olacaktır.
Henüz kanaatlerini ortaya koymamış uluslararası finansal kuruluşların (AAOIFI, İslâm Fıkıh Akademisi, IFSB, CIBAFI, IRTI vb.) mevcut pasif konumları yerine daha aktif rol alarak belirleyici ve yönlendirici rol almaları beklenir. Bu süreçte, paralarla ilgili olarak, birlikte ve paydaşlarıyla yapacakları ortak çalışmalar neticesinde, şer’î, etik, muhasebe ve yönetim standartlarının belirlenmesi gibi çeşitli çalışmaların yapılması önem arz etmektedir.
HABERE YORUM KAT