Kral Abdullah'tan İsrail ile Mücadele Yemini
Ürdün Kralı Abdullah gazeteye verdiği bir demeçte "Mescid-i Aksa'daki İsrail aşırıcılığı ile savaşmaya yemin ediyorum" dedi.
Ürdün Kralı Abdullah, Mescid-i Aksa'da "İsrail aşırıcılığı ile savaşmaya yemin ettiğini" açıkladı. Ürdünlü bir gazeteye verdiği röportajda Kral Abdullah, İsrail'in "Mescidi Aksa'nın kutsallığına ve bu konudaki uzlaşıyı ihlal ettiğini" belirtti.
Dünya Bülteni'nin Jerusalem Post'a dayandırdığı haberine göre, Kral Abdullah "Kudüs'teki kutsal İslam mekanlarına karşı sorumluluğunu, bizim uluslararası arenadaki en önemli önceliğimizdir ve Mescid-i Aksa'yı korumak için elimizden ne gelirse yaparız." dedi.
Kral Abdullah ayrıca, İsrail'in Kudüs'teki statükoyu değiştirme konusundaki saldırılarına direceneğini söyledi. Filistin sorununun çözülemesi gerektiğini de belirten Abdullah, "Adil ve geniş kapsamlı bir anlaşmaya ulaşılamamış olması ve iki devletli çözümden uzaklaşılması, şiddeti ve bölgedeki aşırıcılığı destekliyor." diye konuştu.
İsrail, Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu Doğu Kudüs'ü 1967 yılında işgal etti. Bu tarihten 2000 yılına kadar, Ürdün'e bağlı Mescid-i Aksa Vakfı, Harem-i Şerif'in yönetiminde tek söz sahibi oldu. Müslüman olmayan turistlerin Aksa'nın avlusuna düzenledikleri ziyaretler de Aksa Vakfı'nın kontrolünde gerçekleşti.
İsrail'in eski Başbakanı Ariel Şaron, 2000 yılında yüzlerce korumasıyla Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmesiyle İkinci İntifada patlak verdi. Aksa Vakfı, Şaron'un ziyaretine tepki olarak bu ziyaretleri yasakladı ve İsrail'in "ziyaretlerin yeniden başlaması" yönündeki taleplerini reddetti. Bunun üzerine Nisan 2003'te, İsrail hükümeti, Aksa Vakfı'nın itirazlarına rağmen Müslüman olmayan turistleri tek taraflı olarak Harem-i Şerif'in avlusuna almaya başladı. O tarihten bu yana Mescid-i Aksa'nın statüsü Müslümanların aleyhine bozulmuş oldu.
İsrail yönetimi 2003'ten itibaren Yahudi yerleşimcileri polis korumasında Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal İsrailli örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyor. İsrail yönetimi ise Aksa'nın avlusuna girmesine izin verdiği Yahudilerin burada ibadet etmesine müsaade etmiyor.
İsrail'in her geçen gün daha fazla radikal Yahudi yerleşimciyi Aksa'ya alması ve Müslümanların girişine sınırlamalar getirmesi, Harem-i Şerif'in de, tıpkı daha önce El- Halil'deki İbrahim Camisi'nde olduğu gibi Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölünmek istendiği yönündeki endişeleri artırıyor.
HABERE YORUM KAT