1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Koronavirüs Hakkında Yazamadım, Bari Siyasal İslam’a Saldırayım
Koronavirüs Hakkında Yazamadım, Bari Siyasal İslam’a Saldırayım

Koronavirüs Hakkında Yazamadım, Bari Siyasal İslam’a Saldırayım

​​​​​​​Enver Aysever adlı Cumhuriyet yazarı geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Şevket Kazan üzerinden İslama ve Müslümanlara olan kinini köşesine taşımış.

12 Mart 2020 Perşembe 21:04A+A-

Abdullah Erkan / Haksöz Haber

Enver Aysever adlı Cumhuriyet yazarı geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Şevket Kazan üzerinden İslama ve Müslümanlara olan kinini köşesine taşımış. Şevket Kazan'ı Hitler ile bir tutup kendisini hayırla yad eden herkesle mücadele edilmesi gerektiğini yazacak kadar gözü dönmüş köşe yazarı ülkede hatta dünyada yaşanan her şeyi Siyasal İslamla bağdaştırmaya kararlı. 

Söz konusu yazar Diyanet'e yapılan harcamaların, imam yetiştirmenin tamamen boş olduğunu, diyanetin personelinin topluma ve insanlığa hiç bir faydası olmadığını savunmuş ve hatta hızını alamamış " yaratana avuç açarak bir yere varılamayacağı" konusunda da üstün zekasını kullanarak tespitte bulunmuş. 

Enver Aysever'in yazısından da bir kez daha anlaşılıyor ki; Kemalist-sol cenah İslam düşmanlığı virüsüyle yaşayabiliyor ancak ve bütün bir topluma da bu hastalığı bulaştırmak için sağa sola koşuşturup duruyor.

Yazarın Cumhuriyet'te yer alan bahse konu yazısı; 

İnsanlığın korkacağı esas virüs siyasal İslamdır!

Şevket Kazan öldü. İki tip tepki vermek gerekir bu tür siyasal kimliklere: Ya insanlığa yaptıkları katkılar için saygıyla anılırlar veya lanetlenirler. Bugün Hitler nasıl anılıyor örneğin? Herhangi bir kimse Hitler’den, onun partisinden olumlu söz edebilir mi? Şevket Kazan tipik bir siyasal İslamcıydı. Öyle davrandı hep. Maalesef hesap vermeden öldü.

Şevket Kazan ideolojik bir isimdir. Türkiye’deki siyasal İslam hareketinin önde gelen kuramcılarından, uygulayıcılarından biridir. Gerici örgütlerde görev yapmış biridir. Sivas Katliamı davasında katillerin avukatlığını yapmıştır. Sola düşmandır. Açlık grevi yapanlar için “Ben biliyorum, onlar gizli gizli yiyorlar” diyebilmiştir. Anlayacağınız; insanlığın kanını emen dinci siyasal yapının tipik kahramanıdır.

Türkiye’de oluşan yapay kutuplaşma, insanları olduğundan farklı kimliklerde davranmaya itiyor, giderek içerikten/ilkelerden yoksun siyasal birlikteliklere zorluyor. Oysa bugün ortaya çıkan tablo, tam da zoraki seçeneklerle çözüm aramanın ne denli yanlış olduğunu belgeliyor. Kazan’ın izinden giderek yol bulmak mümkün değildir. Onu ardından hayırlı anan her kim varsa mücadele etmek gerekir. İnsan yakanların avukatlığına soyunan birine sevgi, saygı besleyen biri, yarın eline benzin alıp aynı eylemi yaparsa şaşırır mısınız? O halde? Kimle ittifak yapıyorsunuz, kimle muhabbet halindesiniz bilmekte yarar var!

Hükümet ayrıdır, yurttaş ayrıdır

Türkiye gericiliğin bedelini ağır ödeyecek, her olayda, her an. Suriye bataklığına girip, fetihçi anlayışla yola çıkıp, Rus devlet başkanının kapısında bekler hale gelmek çok üzücü. Yalnız basında, siyasette görülen şu tavra katılmıyorum: “Bu görüntüler hoş değil ama hepimiz aşağılandık. Görüntüleri paylaşmayalım bu milli meseledir” deniyor.

Soru şu: Suriye konusunda baştan beri uyarı yapan bizler, neden hükümete ve başkanına yapılan muameleyi üstümüze alınıyoruz? Cihatçılarla kol kola olma kararını kim verdi? Türkiye’yi bilmediği topraklarda savaşa kim sürükledi? Başka ülkeye rejim ihraç etmeye kim kalktı? Dahası, milyonlarca insanı göçe zorlayarak sığınmacı krizini kim yarattı? Şahsen benim tüm bunlarda hiç payım yok. Neden hükümetle kendimi özdeş tutayım? Ben bu ülkenin ötekisiyim ve bedelini ödüyorum. Bir kez milliyetçilik zehri bünyeyi zerk edilince kişi körleşiyor, yanlıştır bu. Siyasal İslamcılarla yan yana anılmak için ne yaptım söyler misiniz? Bu soruyu herkes sormalı kendine!

Ya hekimler ya imamlar!

Dünya ürkütücü bir virüsle boğuşuyor. Bizde virüs bulgusunun açıklandığı gün insanı kuşkuya düşürüyor. Hani derler ya, o kadar çok vukuatları var ki: “Allah bir deseler inanmam” diye düşünüyor insan. Yeterli hazırlık yapıldığına, doğru testlere sahip olduğumuza, sağlıklı bilgilendirme olduğuna inanmak güç. Bedelini ödeyeceğiz elbette. Sorunun aslını tartışmak için bu zemini kullanmak lazım. Bu ülke tarikatlara, cemaatlere, Diyanet’e milyarlar harcıyor. Soruyorum; bu adamlardan hangisinin zerre faydası var topluma, insanlığa? Kaynaklar boşa harcanıyor. İmam yetiştirmenin boş iş olduğu, yaratana avuç açarak bir yere varılamayacağı kanıtlarıyla ortada işte! Devam edelim: Bu ülkenin sağlık çalışanları güvencesiz, her an tehdit altında, üniversiteler çökmüş ve bilimden uzak, sağlık piyasalaşmış, yani tablo felaket. Acil servislerde dövülen hekimler her gün haber oluyor. Öldürülenler de cabası. Şu halde, böyle bir toplumdan ne bekleyeceğiz? Bu da gericiliğin ürünü işte. Sonuç; ülkenin imama hiç ihtiyacı yok ama yetişmiş hekime susamış haldeyiz. Karar zamanı.

Esas virüs

Şevket Kazan’la başladık, oradan yürüyelim. Siyasal İslam insanlığın kanını emen esas virüstür. Bilime, sanata, kadına her şeye düşman garip bir dindir bu. Sadece paraya, çıkara tapanlardan oluşan bir din. Bunlarla yan yana gelen herkese bulaşır ve öldürür. Dün Sivas’ta ne idiyseler, bugün de öyledirler, yarın da öyle olacaklar. Eğer vaktinde mücadele edilmezse ne memleket kalır, ne aydınlık. Diyeceğim; hazır virüslerle mücadele günlerindeyiz, herkes bir düşünsün. “Barış” demenin yasaklandığı bir ülkede yaşıyoruz, ne zaman bunu idrak edeceksiniz! 

HABERE YORUM KAT

17 Yorum
  • Hasan Köylü / 18 Mart 2020 23:33

    Türkiyede İslami temel alan ve ona göre hareket eden bir yönetim ve eğitim sistemi mi varki suçu İslama ve Müslümanlara yüklüyor. Türkiye Cumhuriyeti İslamı çağrıştıran bütün uygulamaları Cumhuriyetle birlikte kaldırmış ve yönünü köhne batı zihniyetine çevirmiştir. Bütün olanlar bu yönelişin ürünüdür. Sorunu başka yerde aramaya gerek yok. Anahtar ahırda kaybedilmiş siz sokakta arıyorsunuz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mustafa ÖZER / 18 Mart 2020 02:01

    Beşşar esad a kiralanmış kalemi kin ve nefret saçan bir yaratıktan ancak bu cümleler çıkar.

    Yanıtla (0) (0)
  • OKUR / 15 Mart 2020 19:30

    Keşke herkes kişiliğini bu kadar net ortaya koysa, birazda burdan bakalım...

    Yanıtla (0) (0)
  • nazmi uçkan / 14 Mart 2020 14:19

    fıtratı bozulmuş insan tipine en güzel örneklerden birisi bu yaratık.ben bu tipleri hepten zararlı görmüyorum.bu tipler sayesinde fıtratı bozulmuşlara olan öfkem azaldığında doping ilacı almış gibi öfkem tekrar yerine geliyor.yine tekrar ediyorum;bu tiplerin panzehiri üstad yavuz sultan selim handır(1.selim).yavuz sultan selim han okumaları başlamalıdır.reisin ücüncü boğaz köprüsüne YAVUZ SULTAN SELİM adını vermesinin ne anlama geldiğini hala anlamayanlar bi daha düşünsün.....................bunlardaki fıtrat bozulması dördüncü evre kanser gibidir..........kendi hallerine bırakmaktan başka çare yok.çürüsünler.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mertırmaklı / 14 Mart 2020 13:18

    Böyle iz’an fukaraları çok, laf da anlatamazsınız (gafile kelam nafile kelam misali); ama, bir gazetenin (cumhuriyet) bu yazıyı yayınlayabilmesi cehaletten beslenen cesaretin ne kadar gözü dönmüş noktalara varabileceğini göstermesi bakımından göz açıcı. Bu zavallılara ben de birçok yorumcu arkadaş gibi ‘kininizle geberin!’ diyorum. İt ürür, kervan yürür diye de ekliyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • Talip AÇIKYÖRÜK / 13 Mart 2020 22:03

    Bunlar çukurdur, çukur...

    Yanıtla (0) (0)
  • Faruk Pak / 13 Mart 2020 20:46

    مُوتُوا بِغَيْظِكُمْۜ
    Allah ne güzel demiş'' Kininizle geberin"
    Ali Imran 119

    Yanıtla (0) (0)
  • haldun / 13 Mart 2020 18:15

    bu kafir-münafıkları görünce,islama olan kinlerini okuyunca,müslümanlara olan nefretlerini görünce ALLAH ıma sonsuz şükürler olsun diyorum ve biliyorumki cehennem bunlar için var yakıtı insan olan...

    Yanıtla (1) (0)
  • Selman Gün / 13 Mart 2020 17:02

    İnsanın aklının kini ve husumetiyle nasıl da zıvanadan çıktığının en bariz örneği. Nesnel akıl teranedir. Aklı selim vardır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Bedri azak / 13 Mart 2020 16:37

    Enver darbesever, kulağını aç iyi dinle .bilmediğimiz topraklar bizim 500sene köyü müz idi. Senin dedelerin oraları bir imzaile bıraktı.

    Yanıtla (0) (0)
  • Sade vatandaş / 13 Mart 2020 15:12

    "Ebu Cehil öldü diyorlar, ebu cehil ömedi, kıtalar geziyor" diyor ya şaair.Klasik ebu cehil örneği

    Yanıtla (0) (0)
  • Kerim Tunç / 13 Mart 2020 12:07

    Bu adamı iyice tanımak lazım.Öldüğü vakit cenazesi Rusya yada Çine gönderilmesi lazım bence.

    Yanıtla (0) (0)
  • Sezgin / 13 Mart 2020 02:49

    Barış demenin yasaklandığı bir ülkede yaşıyormuş..! barış denilen şey sen ve senin gazete diye yazdığın paçavranın bu ülke için hiçbir zaman istemediği birşey, (...)

    Yanıtla (0) (0)
  • Akın MORÇOL / 13 Mart 2020 00:17

    Kemalist-faşist-laikus Virüsü, ne ki Covid-19,Sars,Ebola,Kara Veba Virüslerinden bile tehlikeli ve ölümcüldür..Allah Muhafaza!

    Yanıtla (0) (0)
  • Faik KAYNAK / 12 Mart 2020 22:27

    Bunların alayı, iki ayaklı iblis ..

    habis sinsi kindar , islama ve müslümanlara düşman olan bu tayfa için, dilek ve temennim ..

    Kininizle geberin olsun ..

    Yanıtla (0) (0)
  • Drk / 12 Mart 2020 21:45

    Şu nursuzdaki cesarete tehdite bakarmısınız. Bunlara fırsat verilse dar ağaçlarını tekrar kurarlar. Asıl virüse rahmet okutan bu kemalistler. Sivas i kullanarak nasılda kin nefret ve fitne yayiyor

    Yanıtla (0) (0)
  • ibrahim aksoy / 12 Mart 2020 21:32

    ula.n adamlar siyasal kemalizmin suyunu çıkarıp posasını kustular, kalkmış Siyasal İslam'a laf atıyorlar. Soytarı bunları görse yeminlen mesleği bırakır.

    Yanıtla (0) (0)