Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Türkiye her anlamda sınırlı kaynaklara sahip bir ülke. Bir tek enerji kaynaklarından değil yetişmiş insan kaynağı açısından da sıkıntılı bir durum söz konusu. Okullarda öğretilen “dört tarafı denizlerle çevrili, yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle dolu” laflarına bakmayın.  Ciddi kaynak problemleri yaşayan bir ülkenin enerjisini bu kaynakları çoğaltmak veya yeni kaynaklar bulmaya yöneltmesi gerekirken önümüze durmadan Atatürk tabusu çıkartılıyor. Bir ölümlünün, her şeyiyle tartışılmaz konuma yerleştirildiği ve kendini kabul ettirme aracına dönüştürüldüğü bir ülkeden nasıl bir “atılım” beklenebilir ki!

İktidarın devlette kendini muktedir kılmak adına giriştiği  “Atatürkçülükle normalleşme” politikasına ondan ayrılan muhalefet partileri de katılmış gibi gözüküyor. Şu ana kadar aksi yönde hiçbir eylemlerini görmedik. Aslında bu partilerin en çok şikâyet ettikleri “kişi kültü” ve lider merkezliliğin kökleri buralarda yatıyor ama topu cari hükümete atmak daha kolaylarına geliyor herhalde. Oysaki gerçek bir muhalefet eleştirilerin merkezine Kemalist ideolojiyi yerleştirerek yapılabilirdi. Zira Türkiye’deki kurumsallaşmış problemlerin kaynağını orası oluşturuyor. Ondan sonra gelenler ise en fazla bu retoriklerin formunu değiştirip kullanıyorlar.

Deva Partisi Hatay İl Başkanı Sabit Coşkun sosyal medyada yaptığı paylaşımla bu tavrın tipik bir örneğini göstererek Kemalistlerin yüreğine su serpmiş. Memleketin başka bir problemi yokmuş gibi Deva iktidara gelince camilerde Atatürk rahmet ve şükranla anılabilecekmiş. Artık müsterih olabilirsin Türkiye!