"Korkma Seni Asmayız Çünkü Laiksin!"
Kayseri eski Belediye Başkanı Karatepe, 28 Şubat’a sürüklenen siyasetin serencamından ilginç bir dizi anekdot anlattı.
Dönemin Kayseri Garnizon Komutanı Sadettin Kulkul tarafından önce eşine sonra da bizzat kendisine yönelen tehditleri aktaran Karatepe darbe sürecinde kimlerin asılarak idam edilmesinin planlandığına dair aldığı bilgileri Komisyon’la paylaştı.
Kayseri Garnizon Komutanı’nın sahip olduğu laiklik kriterlerinden “modernlik ve İngilizce konuşma”nın adam asmamanın sağlam gerekçelerinden biri olduğunu öğreten diyalog Zaman Gazetesi’den Selim Kuvvel’in haberine göre şöyle gelişmiş:
9 Kasım günü garnizonda verilen kabul törenine katıldıklarını anlatan Karatepe, “Garnizon Komutanı Sadettin Kulkul, kadınların bulunduğu yere giderek, ‘Darbe yapacağız, Melih ile Tayyip’i asacağız.’ diyor. Eşim de yüzü siyahlamış bir şekilde yanıma gelerek paşanın bu söylediklerini aktardı. Ben de ‘Çok içiyor kafayı buldu, şaka yapıyor.’ dedim. Bir süre sonra kabul salonunda haremlik selamlık oluştu. Paşanın yanına giderek, ‘Darbe yapacağınızı kadınlara söyleme yakışmıyor.’ dedim. Bana, ‘Korkma seni asmayız, sen modern bir kişisin. Yabancılar geliyor İngilizce konuşuyorsun. Sen laik kişisin.’ dedi. Sinirlendim ve fazla kalmadım eşimi alarak töreni terk ettim.” ifadelerini kullandı.
-''Bir cezalandırılmam için mahkemeye yazı yazdı''
Karatepe, 10 Kasım'daki konuşmasının ardından Cumhuriyet Savcılığı ve Kayseri DGM'nin soruşturma başlattığını, her ikisinin de konuşmayı bilirkişiye gönderdiğini vurgulayarak, takipsizlik kararı verildiğini söyledi.
''Bu olaydan bir hafta sonra Kayseri DGM'yi kapattılar. 28 Şubat'ın failleri kimdir dense, bana göre birinci fail yargıdır. Yargı alet olmuştur'' diyen Karatepe, hakkındaki takipsizlik kararına Kuşadası'nda yaşayan bir kadının itiraz ettiğini, Ankara DGM'nin dosyayı İstanbul DGM'ye gönderdiğini anlattı. Bir tatil günü nöbetçi hakimin yargılanmasına karar verdiğini belirten Karatepe, şöyle konuştu:
''Yargıtay'da 27 günde karar çıktı. Dönemin Yargıtay Başkanı Vural Savaş ile bir televizyonda bir araya geldik. Benim kararımın neden 27 günde çıktığını sordum. Bana açıkça, 'ben senin davanı Refah Partisi'nin kapatılmasında delil olarak kullanacaktım. O yüzden 8 bin dosyanın önüne aldım' dedi. O konuşmada kullandığım, 'O kin ve nefreti içinizden eksik etmeyin' sözü bana yakışmadı. Kin ve nefret cümlesi yanlış. Bana yakışmayan cümleydi. Bunu söylememem gerekirdi. Savcıya da bunu söyledim.
Çevik Bir mahkemeye yazı gönderdi, ben o yazıyı gördüm. istedim ama hakim bana vermedi. Bir, bir an önce cezalandırılmam için mahkemeye yazı yazdı. Demirel de Hükümet'e cezalandırılmam için mektup yazdı. Tüm darbelerde bu işi yapan hiç kimse tek başına değildir. Türk insanı darbeler konusunda ikiyüzlü davranıyor. Mesela Bülent Akarcalı. 28 Şubat'ın en faal üyesidir. Sadece benim değil, 10'a yakın arkadaşımızın dosyasında şikayetçi olarak ismi var. Ama bu kişi geçtiğimiz seçimlerde AK Parti'den Çankaya Belediye Başkan adayı oldu.''
Karatepe, 28 Şubat'ta ikinci derecede failin ise basın olduğunu savunarak, bütün askeri darbelerin müttefikleri olduğunu söyledi.
-''Önlenebilirdi''-
Karatepe, 28 Şubat'ın önlenebileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Demirel ilkeli davransaydı önlenebilirdi. Mesut Yılmaz bir yerde başka diğer yerde başka konuşmasaydı, samimi davransaydı önlenirdi. Rize'de davrandığı gibi Ankara'da davranmadı. Genelkurmay'a yakın bir arkadaşım Prof.Dr. Hikmet Özdemir bana, 'DYP'yi bölecek, Refah'ı kapatacaklar. Seni, Melih ve Tayyip Bey'i görevden alacaklar. Böyle bir proje var. Ayrılırsan kurtulma ihtimalin var' dedi. Ben o projede Yılmaz'ın durumuna itiraz ettim. Özal'ın partisinde görev almış, Başbakanlık yapmış, muhafazakar ve liberal bir partide, yeni nesilden bir siyasetçi nasıl bunu yapar inanmam dedim. 'Sen de safmışsın. Mesut Yılmaz Başbakan olmak için her şeyi yapar' dedi. Gerçekten de yaptı. Bu kuşaktan bir siyasetçi bundan daha kötü bir şey yapamazdı. DYP dik dursaydı, dağılmasaydı yine olmazdı. Cumhurbaşkanı bu işi koordine etmiştir. Sezgisel olarak söylüyorum; Tansu Hanım'a ders vermek için de yapmıştır. Kızgın olduğu için 'seni ben getirdim, dinlemedin' diye, bir miktar da işin içinde ders vardır. ''
Bir soru üzerine Karatepe, ''Tabii ki bizim de hatamız vardır. O konuşmamdan kürsüden inip 'kin ve nefret bana yakışmadı' dedim. Ama görüşlerimin aynen arkasındayım. 68 kuşağına mensubum. Asılanlar benim arkadaşlarımdı. Biz o kültürle yetiştik. Deniz Gezmiş benim arkadaşım, Perinçek hocam. Sözü biraz sert kullandık. Seçim yapıldıktan sonra sandıktan kim hangi parti çıkarsa çıksın iktidar CHP'ye verilseydi, şimdiye kadar ülkede hiç darbe olmazdı. CHP dünyayı, çağı iyi okusun, Türkiye'yi iyi okusun. Bizi de hep aynı iktidar yönetmesin. Biraz güçlensin muhalefet'' dedi.
Karatepe, yargıyla ilgili bir soru üzerine, ''Mevcut durumdan da pek memnun değiliz. Adliyeyi kullanarak kimse bir başkasından öç almasın'' karşılığını verdi.
HABERE YORUM KAT