Köpeklerin tabiatıyla oynanan bir vasatta “hayvan haklarını” tartışabilmek!
Köpek saldırıları ister istemez “hayvan hakları” konusunu gündeme getiriyor!
HAKSÖZ HABER
Gaziantep'te, oturdukları sitenin bahçesinde oynarken pitbull cinsi 2 köpeğin saldırısında yaralanan dört yaşındaki Asiye Ateş’in yaşadıkları bütün ülkenin gündemini aynı konuya çevirdi.
Sahipli veya sahipsiz köpeklerin gerçekleştirebilecekleri saldırılar insanlar için oldukça üzücü hadiselerin yaşanmasına sebep olabiliyor. Tabi ki olay tek taraflı değil. Hayvanların da bazı insanlar tarafından gördükleri kötü muamele büyük bir soruna işaret ediyor.
İşin özünde Asiye Ateş isimli yavrucağın yaşadıkları çok daha kapsamlı bir problemden kaynaklanıyor. İnsanlarla hayvanların kurdukları doğrusal ilişki artık ne yazık ki ortadan kalktı. Geçmiş zamanlarda insanlarla hayvanlar arasında sağlıklı bir zeminde gelişen bir ilişki söz konusuydu.
İnsanlar hayvanlardan güvenlik, giyim ve besin vb. ihtiyaçlarını karşılarken hayvanlara da başta güvenlik ve besin olmak üzere benzer imkanlar sunuyordu. Ancak modernleşmenin ürünü olan kent yaşamı ve onun ürettiği insan tipi buradaki ilişkinin tabiatını kökünden bozdu!
Öncelikle bozukluk biyolojik safhada gerçekleşti. Saldırgan köpek cinsleri elde etmek için yapılan işlemler ortaya yarı köpek yarı canavar varlıklar çıkarttı. İşin aslı bu çabalar Batı tarihi açısından oldukça eski. Hayvanlarla işkence Batılıların oldukça aşina oldukları bir zorbalık türü. Cezalandırmak için suçlu olduğu düşünülen kişinin köpeklere parçalatılması Avrupa’da oldukça yaygındı. Aynı zorbalık Amerika’da siyahilere yapıldı yıllarca. İnsana saldırma güdüsü taşıyan köpek cinsleri bu sayede ortaya çıktı.
Geçmiş zamanda köpeklerin insanlara saldırması mümkündü ancak münferit bir şekilde yaşanıyordu. Artık sahipsiz hayvanlar şehirlerde bir araya gelerek çocuk veya yetişkin ayırt etmeksizin saldırılar gerçekleştirebiliyorlar. Kayseri’de okuldan dönen çocuğun köpekler tarafından öldürülmesi hala akıllardaki yerini koruyor…
Sahipli köpekler ise tamamen gayri insani bir düzlemde hayat sürüyorlar. Buradaki sahiplilik bugün hala kırsal yaşamda bir nebze devam eden bir bağlama sahip değil. İnsanların ve hayvanların karşılıklı olarak birbirlerinin ihtiyaçları karşıladıkları ilişkinin tersine artık tamamen heva-heves üzerine inşa edilmiş bir durum söz konusu.
Kediler sadece "sevimli" oldukları için insan yaşamının bir parçası haline geliyor. Köpekler ise sahiplerinin "gücünü" göstermek için apartman dairelerine sıkıştırılıyor. Bu canlılar kendi varoluş gayelerinin dışında bir nesne haline getiriliyorlar netice olarak! Ortaya ise Asiye’nin yaşadığına benzer olaylar çıkıyor…
Köpeklerin ve diğer hayvanların tabiatlarıyla oynanan bir vasatta “hayvan haklarını” tartışmak ise abes kaçıyor. Önce hayvanların yeryüzündeki varoluş sebeplerini belirlemek gerekiyor!
Modern insanın oluşturduğu garip ideolojiler hayvanlar ile insanlar arasındaki ontolojik ayrımları ortadan kaldırmaya çalışıyor. Sonuçta hayvanın insanlaştığı insanın ise hayvanlaştığı bir hal-i pürmelalle karşı karşıya kalıyoruz!
HABERE YORUM KAT