1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Konya'da Kudüs İle Dayanışma Eylemi
Konya'da Kudüs İle Dayanışma Eylemi

Konya'da Kudüs İle Dayanışma Eylemi

60 farklı ülkeden öğrenci kardeşlerimizin katılımı ve ümmet adına Konya’da faaliyet gösteren gençlik kuruluşlarının birlikteliği ile 5 farklı dilde ‘Kudüs Ümmetindir’ konulu basın açıklaması ile eylem Konya Kültür Park Amfide gerçekleştirildi.

10 Aralık 2017 Pazar 20:01A+A-

Basın açıklaması Mısırlı bir öğrencinin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Daha sonra bir kardeş Türkçe,  Filistinli bir kardeş Arapça, Bangladeşli bir kardeş İngilizce, Demokratik Kongolu bir kardeş Fransızca, son olarak bir kardeş de Rusça olarak basın açıklaması okudular.

Programda sık sık tekbirler getirildi ve sloganlar atıldı.

konya-20171210-01.jpg

konya-20171210-02.jpg

konya-20171210-03.jpg

konya-20171210-04.jpg

konya-20171210-05.jpg

konya-20171210-06.jpg

konya-20171210-07.jpg

Basın açıklaması yapılan bir dua ile sona  erdi

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Bugün burada; katil ABD ve İşgalci terör çetesi İsrail’in 100 yıldır devam eden zulüm işbirliğinin yeni bir adımı olan, Kudüs’ün terör şebekesi İsrail’e başkent olarak ilan edilmeye çalışılmasını tel’in etmek üzere toplanmış bulunmaktayız.

Az önce ifade ettiğimiz gibi şunu çok iyi bilmekteyiz ki bu işgalci hareket, bugün değil tam yüz yıl önce başlamıştır. Sözde devlet olan Siyonist Yahudilerin kurduğu terör yapılanması, Amerika işbirliğinde ve İslam düşmanı Batı ittifakının destekleriyle planlarını adım adım uygulamaya koymaktadır.

2 Kasım 1917’de İngiltere Savaş Kabinesi Bakanı Arthur James Balfour, ırkçı emperyalizmin önde gelen isimlerinden Rotshild’e bir mektup yazmıştır.

Balfour, bu mektupta, “Majestelerinin Hükümeti, Filistin’de Yahudiler için bir ulusal yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır.” İfadelerine yer verir.

Nitekim bu ilk adım ve sonrasındaki sinsi planlar adım adım uygulanmış, Filistinde’ki Yahudi nüfusu İngiliz Manda yönetiminin teşvik ve yardımlarıyla her geçen gün artırılmıştır.

İkinci Dünya savaşının sonuna gelindiğinde, İngiltere 1948’de Filistin topraklarından çekileceğini açıkladığı gün, Yahudiler de Filistin’de İsrail Devletini kurduklarını ilan etmişlerdi.

O günden bu güne, cebir ve hile ile adım adım genişlettikleri, fakat hiçbir zaman vicdanlarda yer bulamamış olan sözde İsrail devleti, bugün İngiltere’nin yerine Kafir ordularının ileri karakol komutanlığını yürüten Amerika tarafından Başkenti Kudüs olarak ilan edilmek istenmektedir.

Bu hamle ile güya işgal devletine, Mescidi Aksa’nın tahrifi, Yani İslam’ın en büyük mühürlerinden biri olan bu yapının yok edilmesi için hukuki bir zemin açmaya çalışılmaktadır. Şüphesiz bu adım da 100 yıl önce başlatılan planın bir parçasıdır.

Fakat bir şeyi gözden kaçırmaktadırlar. “Onların bir planı varsa Allah’ın da bir planı vardır”. Ve bu plan bütün planları yerle bir edecek, tersine çevirecek güç ve kuvvete haizdir.

Değerli kardeşlerim, biz şunu da çok iyi bilmekteyiz ki bugün dünyadaki zalimlerin zulmü, mazlumların güçsüzlüğünden değil, ümmetin paramparça oluşundan, güç ve kuvvetini imkan ve idaresini bin bir parçaya ayırmış olmasından kaynaklanmaktadır.

Biz bugün burada, gücü ve kuvvetiyle, imanından kaynaklanan sonsuz imkanıyla, yalnızca Kudüs’ü değil, dünyadaki tüm mazlum coğrafyaları yeniden ayağa kaldıracak, bir, iri ve diri tutacak ümmetimizin küçük bir numunesi olarak bir araya gelmiş bulunmaktayız. Kalbimiz, Asya’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Balkanlar’a kadar “Biz Bir Milletiz” diye atmaktadır. Bu birlikteliğimiz zalimleri korkudan titretecek kadar tesirlidir.

Bizler bu şuur ve inançla diyoruz ki, Biz Kudüs’ün İsrail’in başkenti oluşunu kabul etmek şöyle dursun, İsrail diye bir devletin olduğuna da inanmıyoruz. İslam dünyası içinde aşırı hormonlu bir canavar gibi büyüyen bu sözde devlet, er ya da geç tarihin çöplüğüne gönderilecektir.

Mazlumların öç alma günü, zalimlerin zulümlerinden çok daha şiddetli olacaktır.

Bunun yolu da ancak ve ancak “İslam birliği ile yeniden dirilmek, kalben tasdik ederek her bir platformda, her durum ve şartta, coğrafyamız, dilimiz, rengimiz, ne olursa olsun, en gür seda ile “ Biz Bir Milletiz” diye haykırabilmektir.

Bunu diyebildiğimiz gün,

Bütün İslam dünyası ve onların liderleri, İsrail’e haddini bildirebilecek, ilişkilerini kesmek zorunda kalacak. Ve onlar da tıpkı bugün burada bizlerin haykırdığı gibi, dünya diplomasisinde de böyle bir devleti tanımıyoruz diyebilecektir.

Buradan şu çağrıda bulunuyoruz; Müslüman kardeşlerimiz ve İslam ülkelerinin liderleri ihtilafları bir kenara bırakıp bir araya gelmelidir. Özde Filistin halkı olmak üzere dünyada işgal altında bulunan her coğrafyaya sahip çıkmalıdır. Türkiye’de hükümet yetkililerinin yanı sıra İslam ülkeleri, Aksa davasını omuzlamalı ve söylemden öteye geçmek üzere ellerindeki tüm imkânları seferber etmelidirler. Ekonomik, askeri, siyasi ve diğer konularda yapılan anlaşmaların tamamı iptal edilmelidir. Anneler ve babalar, evlatlarını Kudüs'e sahip çıkmak için yetiştirip asrımızın Selahaddin'leri yapmalıdır. Gençlerimiz Kudüs Davasına her daim sımsıkı bağlı kalmalıdır."

İsrail devletinin er ya da geç yıkılıp yok olacağına, İslam dünyasının bütün mazlum coğrafyalarının yeniden ümmet olduğumuz günde, huzur ve refaha kavuşacağına yemin ederek sözlerimizi noktalıyoruz.

Burada sizlerle birlikte, Allah’ın izniyle, çok uzak olmayan bir zamanda, Filistin’in özgürlüğünü, İslam dünyasındaki bütün coğrafyaların kurtuluşa erdiği günü kutlamanın heyecanıyla huzurlarınızdan ayrılıyoruz…

Esselam-ü Aleyküm

Konya Sivil Toplum Kuruluşları Gençlik Yapılanmaları Adına Grup Sözcüsü

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT