1. YAZARLAR

  2. Mümtazer Türköne

  3. Komplo teorisi
Mümtazer Türköne

Mümtazer Türköne

Yazarın Tüm Yazıları >

Komplo teorisi

08 Nisan 2008 Salı 07:15A+A-

Roma senatosunda konuşanlar, uzun yıllar "Kartaca yıkılsın" diye söze başladılar. Bir hitap kalıbı gibi. Kartaca, bugünkü Tunus'un denize bir yarımada şeklinde uzanan ucunda bir koloni kuran Fenikelilerin merkeziydi.

Hannibal'ın filleriyle birlikte İspanya üzerinden Roma'ya yürüyüşüyle başlayan gerginlikler ve savaşlar, Kartaca'yı Roma için uzunca bir dönem bir kâbusa dönüştürmüştü. Hannibal'ın ordusu Roma'nın yakınlarında iken, Scipio Africanus adında bir Romalı general, cüretkâr bir plan yaptı. Roma'yı savunmak yerine ordusunu Akdeniz'in karşısına, Kartaca yakınlarına çıkarttı. Anavatanını savunmak üzere telaşla peşinden gelen Hannibal'ın ordusunu M.Ö. 202'de imha etti. Ve Kartaca yıkıldı.

Savaşlar yıkıcıdır. Bu yıkıcılık savaşın doğasından ziyade savaşanların bilinçli tercihidir. Sonunda gerçekleşen "Kartaca yıkılsın" temennisi, bir mecaz değildi. Kartaca taş taş üstünde bırakmamacasına, bir daha o şehirde birileri yaşamayacak şekilde yerle bir edildi. Bu yıkım bir ceza olmanın yanında, gelecekte Roma'ya meydan okumaya kalkacakları caydırma amacı taşıyordu.

Taktik ve strateji becerisi yüksek komutanlar savaşları orijinal komplolar olarak planlarlar. Kimsenin aklına gelmeyeni düşünmek, karşı tarafı hiç beklemediği yerden vurmak, şaşırtmak ve düşmanı planlanan eyleme zorlamak. Sahip olduğunuz silah ve insan gücünü, yani elinizdeki sınırlı araçları karşı tarafın zaaflarını dikkate alarak organize ederken, aldatmacalara girişerek düşmanı da yönetmeye çalışmak.

Radikal'in geçen hafta sonu yayımladığı Ergenekon örgüt şeması, askerî standartlara göre organize edilmiş paramiliter bir örgütle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Şemanın kendisi keskin bir hiyerarşi ve disiplini, standart görev ve sorumluluk tanımlarını içeriyor. Savaşmak üzere oluşturulmuş yani komplo teorileri ile iş gören bir örgüt bu. Böyle bir örgütlenme peşinen bir düşmana odaklanır. Operasyon planlarını bu düşmana göre hazırlar. Gizlilik içinde iş gördüğüne göre provokatif nitelikli eylemlere yönelir.

Bir toplumu yönetmek, o toplumun dinamiklerini analiz etmeyi, bunun için de sosyolojisine inmeyi gerektirir. Toplumsal yeteneklerin önünü açan, ihtiyaç duyulan yenilerini geliştiren, enerjiyi verimli kullanan yönetim ise iyi yönetimdir. Demokratik yönetimlerin en iyi yönetimler olmasının sebebi, toplumun onayını toplumu tanıdığı ve anladığı için almasıdır. En kötü yönetimlerin askerî dikta yönetimleri olmasının sebebi de, komplolar ve mekanik muhakemeler ile toplumu bir cenderenin içine sokmalarındandır.

Komplo teorileri basit, dar ve sığ bir dünyanın içinde üretilirler. Mutlaka düşmanlara, mutlaka düşmanlıklara ihtiyaç duyarlar. Sonunda hiçbir şekilde kavrayamayacağımız şer güçler ve onların planlarını önleme görevine dönüşürler. Siyaset, örgütlerin karşı karşıya geldiği savaşlar olur. Savaşlar da, karşı tarafı imha etmek için yapılır. Çağımızın kitle iletişim araçları vasıtasıyla toplum psikolojisini yönetmeyi amaçlayan komplolar, bir şeyler inşa etmek için değil, taş taş üstünde bırakmamak içindir. Türkiye, 1950'lerin ortalarından itibaren üretilen ve gereği icra edilen bu komplolar için nelerini kaybetti? Hayatını kaybeden insanların yanında, komploların eseri olan kötü yönetimlerde kaybettiklerimizi de hesaba katalım. Türkiye'nin illegal bir örgütten önce bu zihniyeti tasfiye etmesi gerekmez mi?

Siyaseti gün ışığında yapanların bastığı zemin, komplolar bataklığına dönüşüyor. Komplolar bir savaşı ilan etmek ve sürdürmek için icat ediliyor. Ve sadece yıkım getiriyor. Keskin ideolojik ayrışmaların, düşmanca atmosferin bu komplolar aracılığıyla oluştuğunu unutmayalım. Bir ülkenin yönetimine savaş mantığı ile yaklaşmak, yıkıcı olmayı gerektirir. Ortada ne düşman bir Kartaca var, ne de komploya karşı bir komplo ile Kartaca'yı yıkma planları. Unutmayalım, burası bizim ülkemiz.

Zaman gazetesi

YAZIYA YORUM KAT