Kod adı CDHLMPR
Türkiye için en büyük musibet ne? Yakın tarih için, 50 sonrasından söz ediyorum.. 50 öncesi mayınlı tarla.. Hatta, 60 sonrasına bakalım..
Türkiye’ye olumsuz anlamda damgasını vuran siyasi parti ve siyasi lider olarak kimi öne çıkartmak gerek sizce?.
Evet, sorunun cevabı şu harflerde gizli.. Bu harflerden oluşan kaç parti ya da lider soyadının sesli harfleri dışındaki adını üretebilirsiniz mesela?.
Bulmaca gibi değil mi?
Mustafa Kemal deseniz, siyasi hayatı 1919’dan 38’e 20 yıl.. İsmet Paşa deseniz, Mustafa Kemal’den sonra en fazla 10 yıl. Mustafa Kemal yaşarken 2. adam yoktu. O “1. Adam” değil, “Tek Adam”dı. 2. Adam onun ölümünden sonra doğdu.. Demirel 40 yıl kesintisiz siyasi hayatımıza yön veren bir isim..
Ve tabii CHP..
CHP ve Demirel olmasaydı demeyeceğim, çünkü var..
Belki asıl, doğru soru, CHP ve Demirel’den nasıl kurtulacağımız sorusudur.. Türkiye’nin önündeki sorunlardan kurtulabilmesi için bu iki sorunu nasıl aşacağı sorusu duruyor önümüzde..
Türkiye’nin en temel üç sorunu, derin devlet, terör ve irtica değil mi?
İnanın CHP’siz bu sorunları aşmak çok daha kolay..
CHP ve Demirel olmazsa MHP de olmaz aslında.. Gerek kalmaz..
Asıl sorunun kaynağı, önce İngilizlerin, daha sonra soğuk savaş döneminde ABD’nin başımıza bela ettiği bu iki sorunu aşmadan önümüzü görmek mümkün değil..
Hep yazıyor ve söylüyorum: CHP, varolmayı hak etmeyen bir parti.
Hiçbir hukuk devletinde CHP gibi bir parti olamaz.. “Cumhuriyet savcılığı, Cumhuriyet Merkez Bankası, Cumhuriyet Hükümeti” nasıl olamaz ise “Cumhuriyet Halk Partisi” de olamaz.. “Cumhuriyetçi” olur, ama “Cumhuriyet...” diye başlayan bir parti olmaz. Böyle bir parti varsa, diğer partilerin varlıkları anlamını yitirir. Varlık ve meşruiyet sebebi ortadan kalkar..
Ya diğer partilerin varlığı anlamsızdır ya da CHP’nin..
CHP, parti yöneten, yarı resmi kurumlarla ilgili ideolojik ve mali ilişkileri olan bir parti.
Bu anayasaya, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı, daha doğrusu, anayasa ve yasaların varlık ve meşruiyet ilkeleri ile, norm hukuk statüsündeki uluslararası sözleşmelerle çelişen bir durum..
CHP diye bir parti varsa, derin devlet var demektir.. CHP varsa, Türkiye hukuk devleti değildir demektir..
CHP sağ ya da sol, sosyal demokrat ya da sosyalist bir parti değildir. O hiçbir şeydir ya da her şey.. Derin devletin resmi ideolojisinin görünen bir ileri karakolu, uzantısı durumundadır..
CHP seçimi kazanırsa iktidardır. Kazanmazsa birinci madde uygulanır.. Rejimi koruma ve kollama görevine sahip zinde güçlerin himayesinde, iktidara mahkum bir partidir..
İktidar olursa onun istediği olur, istemediği olmaz. Ama iktidar değilse, her zaman ve belli stratejik, temel ideolojik ve politik tabular dışında onun istediği olmasa da, istemediği asla olmaz.. Olamaz.. Olursa işte bugün yaşanan olaylar olur..
CHP’nin sorgulanamaz olmasının sırrı, siyasi bir tabu haline getirilen tek parti dönemi ile ilgili.. Mustafa Kemal’i koruma kanunu, bir şekilde CHP’nin varlık ve meşruiyetinin sorgulanmasının engellenmesi için de kullanılıyor..
CHP aşılmadan Türkiye’nin geçmişi, bu günü ve geleceği ile ilgili sorunlar aşılamaz. Ne derin devlet, ne resmi ideoloji, ne laiklik, ne faili meçhuller, ne yolsuzluklar ve ne de Anayasa sorunu çözülebilir.. Kürt sorununu da çözemezsiniz, özgürlük sorununu da, kültürel kimlik sorununu da!
“CHP ile mutabakat”, “derin devletle mutabakat” şartına bağlıdır çünkü..
Peki bütün bu işler, Baykal’ın ya da CHP parti örgütü veya grubunun başının altından mı çıkıyor?.
Yok canım!.. Aslında hepsinin içinde derin yapının unsurları olsa da, derin gerçek CHP ile birebir karakter de göstermez.. Ancak CHP, bu derin gerçeğin, “avukatlığını yaptığı” güçlerin parlamento içindeki görünen uzantısı gibidir.. Baykal’ın öfkeli sesinde, aslında derin güçlerin mesajını duyarsınız..
CHP kendini tez haline getirmek için ulusalcılar/milliyetçiler arasından, sağdan kendine antitezler üretmek zorunda. Demirel, aslında CHP’nin esatiri ve varlık şartıdır.
CHP, daha Atatürkçü olsun, daha sol, ne olmak istiyorsa öyle olsun, ama “Cumhuriyet” değil, “Cumhuriyetçi” olsun adı.. Ne olacağı beni ilgilendirmez.. Siyasi rekabet ortamında eşitliği bozan imtiyaz ve ayrıcalıklarından vazgeçsin..
Bu iş de onun paşa gönlüne bırakılmadan, hukuk yoluyla ve siyasi bir irade ile yapılması gerekir..
CHP’liler de şunu görmeli artık. Bundan böyle darbe olmadan, İstiklal Mahkemeleri kurulmadan, açık oy gizli tasnif sistemine geçilmeden, kısaca tek parti dönemine dönülmeden CHP’nin normal yollardan iktidar olması mümkün değil..
Son bir söz: Türkiye’nin “1 Numara”lı sorununun kod adı, başlıkta gizli. Selam ve dua ile.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT