Kocaeli Adliyesi’nde 1 nolu Asliye ceza mahkemesinde bugün (14 Kasım 2017) son duruşması görülen davada sanık sıfatıyla Kocaeli Özgür-Der temsilcisi Haşim Ay ve avukatları hazır bulundu. Savunması istenen Haşim Ay, önceki savunmalarına bağlı kaldığını ve ek bir savunma yapmaya ihtiyaç duymadığını söyledi.

Davaya ilişkin nihai kararını veren mahkeme 2935 sayılı OHAL kanununa muhalefet suçlaması ve aynı kanunun 25/b-1 maddesi gereğince 1 aylık hapis cezasına hükmetti. Daha sonra TCK’nın 5237 sayılı kanununun 62. Maddesi gereğince cezada 1/6 oranında indirime giden mahkeme hapis cezasını 25 güne indirdi. Mahkeme bu cezanın infazını da 5 yıl içerisinde aynı “suç”un tekrarlanmaması koşuluyla erteleyerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti.

“Soruşturmanın Kendisi Başlı Başına Bir Ayıp”

Kararı değerlendiren Özgür-Der Kocaeli İl Temsilcisi Haşim Ay, savcılık ifadesinde ve mahkeme savunmasında belirtildiği gibi suçlamanın eylemin içeriği değil OHAL bağlamında usul yönünden yapıldığını ve kendilerinin bu konuda da haklı olduklarını söyledi. Eyleme OHAL kapsamında bir yasak getirildiğine dair tebligatın eyleme bir saat kala kendilerine iletildiğini ve bunun üzerine eylem mahalli olarak belirlenen Sabri Yalım parkındaki etkinliği iptal ettiklerini belirten Haşim Ay, “Üstelik de emniyetin bilgisi ve gözetimi dahilinde Yeni Cuma Camii avlusunda Cuma çıkışı açıklama yaptık. Orada yanımızda emniyet güçleri de olduğu halde herhangi bir sorun ile karşılaşmadık. Dolayısıyla dua hükmünde olan ve polis nezaretinde yapılan bu eylemin bu tarz bir suçlamayla soruşturma konusu kılınmasının haklı bir izahı yok” dedi.

Mevcut delillerde ilgili suçlamayı haklı çıkarabilecek bir unsur olmadığını belirten Haşim Ay, “İzinsiz eylemde bulunmadık. Velev ki öyle bile olsa Halep ile dayanışma amaçlı bir eylemi izne bağlı kılmayı da bunu soruşturma konusu yapmanın kendisini de başlı başına bir ayıp olarak görmekteyiz. Halep’te insanlığa karşı işlenen sistematik cinayetleri konu edinen cılız bir eylemin soruşturma konusu kılınmasının bizatihi kendisini bir tür akıl tutulması olarak değerlendiriyor ve şehrimiz adına bir utanç karesi olarak görüyoruz.” dedi.

Hani OHAL Bürokrasi İçindi?

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL’in Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açıklamada halka değil bürokrasiye dönük uygulanacağı sözünü hatırlatan Haşim Ay, bu bağlamda düşünüldüğünde eylemlerinin soruşturma konusu kılınmasının da cezaya muhatap olmasının da bir çelişki niteliğinde olduğunu ifade etti. Ayrıca OHAL süreci boyunca AK Parti hükümetinin de duyarlı olduğu ümmet coğrafyasındaki sorunlar karşısında Müslümanlarla dayanışma eylemlerinin hemen hiçbir ilde engellemeyle karşılaşmadığına dikkat çeken Haşim Ay, iktidarın bir tür pilot bölgesi niteliğinde olan Kocaeli/İzmit’te böyle bir olayın yaşanmasının manidar olduğunu söyledi.

Müslümanlarla Dayanışma Sorumluluğunun İzne Bağlı Kılınması Kabul Edilemez!

Her hâlükârda bir tür “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” olarak değerlendirdikleri bu kararı temyiz götüreceklerini belirten Haşim Ay, ümmet dayanışmasının her şeyin üstünde olduğunu, üstelik de ümmet coğrafyasına umut olmuş bir iktidar döneminde Müslümanların dayanışma eylemlerinin yasal veya bir takım bürokratik özel izinlere bağlı kalınmasının kabul edilemeyeceğini ve OHAL benzeri uygulamalar marifetiyle bunun engellenemeyeceğini kaydetti.

NE OLMUŞTU?

Halep’in ağır bir kuşatma ve katliamlara maruz kaldığı süreçte Dünya Müslüman Alimler Birliği 30 Eylül 2016’ya tekabül eden Cumayı “Halep ile Dayanışma Cuması” ilan etmişti. Bu çerçevede birçok ülkenin yanı sıra Türkiye’de de birçok ilde eylem ve etkinlikler yapılmıştı. Türkiye’de gerek hükümet gerekse toplumun yoğun tepkiler gösterdiği Halep kuşatmasıyla ilgili olarak Kocaeli Özgür-Der birkaç STK’nın da temsil düzeyinde katılım sağlamasıyla kitlesel bir basın açıklaması yapma kararı almıştı. 29 Eylül 2016 gecesi alınan karar ertesi gün sabah Emniyet’e bildirilmişti. Bunun üzerine öğlene doğru eylemin yapılmasına yaklaşık bir saat kala Asayiş birimine bağlı polisler OHAL kapsamında eylem yasağı olduğuna dair tebligatı Kocaeli Özgür-Der’e ulaştırmıştı. Bunun üzerine eylemi yasak bölge kapsamına alınan Sabri Yalım parkında yapmayacaklarını belirten dernek yetkilileri ama duyurusu yapılan eylemin icrasına çok az bir zaman kalmışken iptalinin zor olduğunu belirtip Emniyet yetkililerinden Cuma namazı çıkışı Yeni Cuma Camii avlusu için izin verilmesini rica ettiler. Dolayısıyla basın açıklaması Yeni Cuma Camii avlusunda Cuma çıkışı polis nezaretinde gerçekleştirilmiş ve herhangi bir sorun yaşanmamıştı.

İlerleyen günlerde Kocaeli Özgür-Der il emniyetince aranarak gerçekleştirdiği bu eylem dolayısıyla hakkında soruşturma açıldığını belirtmiş ve ifade vermeye çağrılmıştı.

ÜMMET İLE DAYANIŞMA EYLEMLERİ OHAL MARİFETİYLE ENGELLENMEMELİ!

Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ ile mücadele kapsamında yürürlüğe giren OHAL’in halka karşı değil devletin bizatihi kendisine karşı işletileceğini belirtmiş ve temel hak ve özgürlüklerde bir kısıtlama yaşanmayacağını söylemişti. Ne var ki OHAL’in Müslümanların hükümetin de duyarlı olduğu ümmetle dayanışma eylemlerini olumsuz etkilediğinin ilk örneği Kocaeli Özgür-Der’in bu eylemi sonucunda ortaya çıktı. Ve Kocaeli ilinde Müslümanların ümmet ile dayanışma kapsamındaki eylemleri bundan sonra da engellemelere maruz kaldı. Son olarak da KOÜ Mescit Birliği’nin Kocaeli Üniversitesi’nde 02.12.2016 tarihinde gerçekleştirmek istediği Halep’le ilgili basın açıklaması engellenmiş ve topluluğun ısrarı üzerine ancak gıyabi cenaze namazı kılınmasına müsaade edilmişti. İlde ancak bürokrasiden kotarılmış bir takım özel izinlerle toplantı ve gösteri yürüyüşlerine izin verilebiliyor ve bunlarda da genel olarak herhangi bir döviz, pankart taşınmaması, ses sistemi bulundurulmaması ve slogan atılmaması gibi şartlar aranıyor.

Ceza konusu olan eylemden kareler:

Kocaeli Özgür-Der’in ceza konusu olan eylemi >>>