Umeyr Genç - HAKSÖZ HABER

Son zamanların tartışılan konularından biri olan İstanbul Sözleşmesi üzerine kurumsal ve kişisel olarak neredeyse söz söylemeyen kalmadı. Koç şHolding’in yaptığı açıklama ise uzun süre sosyal medyada gündem oldu. Holding açıklamasında İstanbul Sözleşmesine bağlı kalma çağrısı yaparak bu sözleşmenin ‘’kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki kararlığının göstergesi’’ olduğu vurgulanıyor. Koç Holding’in medyaya yansıdığı kadarıyla kadın çalışanlara uyguladıkları politikalar ise bu yaptıkları çağrının tutarlılığını ister istemez sorgulatıyor.

Yaklaşık iki ay önce şirket bünyesinde faaliyet gösteren ünlü bir market zinciri müşterilerden gelen tepkileri bahane ederek sadece bir gün önce işe aldıkları başörtülü personeli işten çıkarmış ancak gelen tepkiler üzerine özür dileyerek olayın üstünü örtme çabasına girişmişlerdi. Bu olay tabii ki de ilk değildi. Cumhuriyet’in ilk şirketlerinden olan grup geçmişten bugüne sahip olduğu ‘’imtiyazı’’ her fırsatta değerlendirmiş, bu ayrıcalıklı halin getirdiği özgüvenle ülke gündemine dair vesayetçi açıklamalarda bulunmaktan da geri durmamıştı. Yakın tarihten bir örnekle holdingin onursal başkanı Rahmi Koç, 2007 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşinin başörtülü olmaması gerektiğini vurgulayarak iktidara adeta aba altından sopa göstermişti.

İstanbul sözleşmesiyle ilgili yaptığı açıklamayla örtbas etmeye çalıştığı başörtüsü düşmanlığı ve vesayetçi odaklarla giriştiği ilişkileri özgürlük mevzu bahsinde zikredilen gurubun ne kadar samimiyetsiz ve çelişkili olduğunu gözler önüne seriyor!

Başörtülü personelin işten çıkarılmasıyla ilgili haber:

Başörtülü işçilerin çıkarılmasıyla ilgili özür açıklaması:

Başörtülü Çalışanları İşten Çıkaran Macrocenter Özür Diledi

Rahmi Koç’un 2007’de basına yansıyan açıklamaları:

Koç Holding’in İstanbul Sözleşmesiyle ilgili açıklaması: